Yapay Zeka, Björk’ün Arşivini Kullanarak Müzik Besteliyor

Kolaylıkla tarif edilemez, son derece enteresan bir haberle karşınızdayız.

Bildiğimiz üzere günümüz dünyası durmaksızın değişim halinde. Geleceğin anahtarlarından birinin yapay zeka olduğu fikri kaçınılmaz biçimde günbegün geçerlilik kazanıyor. Tarımdan ulaşıma, medyadan tıbba sayısız alanda yapay zekadan yararlanmaya başladık bile. Suudi Arabistan’dan vatandaşlık hakkı alan insansı robot Sophia gibi daha uç ve şaşırtıcı yapay zeka örnekleri de mevcut elbette bu hikayede.

Bugün müzik sektöründeki eğilimler dahi büyük ölçüde yapay zeka tarafından yoğruluyor. Teknolojiyi müziğine her daim zekice yöntemlerle entegre eden Björk‘ten gelen son hamle ise adeta yarının dünyasından kopup gelmiş gibi. İzlandalı sanatçı, Manhattan’daki butik bir otel olan Sister City’nin lobisinde çalınmak üzere akla hayale sığmaz bir yöntemle müzik yarattı. Veyahut bir önceki cümlenin öznesini atıp yerine pekala “yapay zeka”yı da yerleştirebiliriz!

Kórsafn başlıklı yeni Björk bestesi (“kor” = “koro”, “safan” = “arşiv”) durmadan kendini geliştiriyor, evriliyor. Zaten kendisi de sürekli öğrenmeye devam eden yapay zeka gözetiminde icra ediliyor.

Her şey Björk’ün Microsoft’a arşivinde bulundurduğu bazı koro vokal kayıtlarını emanet etmesiyle başlamış. Gerisini sanatçının ağzından dinleyelim:

Manhattan’ın merkezinde yer alan bir mimari yapı, bana yapay zeka ile bir dansa teşrif etmem için elini uzattı. İsteklerini kabul ettim, merak içinde işin nereye varacağını bekliyorum. Onlara 17 yıldır ürettiğim koro kayıtları arşivimi sundum. Bu kayıtlar şimdi kuşların göç rotasının, bulutların, uçakların ve barometre dedikleri o haz dolu şeyin örüntülerini takip edecek, bir tilt oyunu misali yapay zekanın içinde süzülecek! Hudson Vadisi gezegende kuş trafiğinin en yoğun olduğu deltalardan biridir, bunu kendi deneyimlerimden biliyorum. Umarım duyduklarınız hoşunuza gider!

Bu şairane beyanın üstüne kafalar karıştıysa aydınlatalım: Microsoft sistemlerinde geliştirilen yapay zeka, ilk kez geçtiğimiz sene, müzisyen Julianna Barwick’in otele sunduğu bestelerinden yararlanarak durmadan kendini yenileyen sesler meydana getirmişti. Şimdi de Björk’ün bestelerine aynısını yapan yapay zeka, işi bir adım öteye götürerek kendi öğrenme becerisinin sınırlarını genişletiyor. Mevsimler boyunca değişen hava hareketlerini, ilkbaharda Manhattan semalarında süzülen kuşları, günün doğuşu ile batışını, hatta barometrik basıncı gözlemliyor ve bunlara tepki veriyor. Elindeki besteleri gördükleriyle ahenk içinde, eşzamanlı aranje ediyor.

Etkileyici olduğu kadar korkutucu gelebilecek gelişme. Peki işin içinde Björk’ünkinden başka insan eli yok mu diyorsanız, var. Arşivlerde yer alan bazı besteler, yapay zekaya teslim edilmeden evvel İzlanda menşeili, gençliğinde Björk’ün de içinde yer aldığı 50 kişilik Hamrahlid Korosu tarafından, polifoninin gücünden yararlanmak için yeni baştan kaydedilmiş. Tabi iş insan elinden çıkıp sonsuz bir geri dönüşüm evresine girdiğinde akıllara Yunan kahraman Theseus’un gemisinin konu olduğu eski bir felsefi soru gelmiyor değil.

Kórsafn‘ın icra kabiliyetine canlı canlı tanıklık etmek isteyenleri şöyle alalım.