Mutfak masasında beyaz bir taburenin üzerinde oturuyorum. Dirseğimi yasladığım, avucumla başımı desteklediğim masadan güç alırken açık balkon kapısından göründüğü kadarıyla... Devamı →
Hikaye
“Usulca” çalıyor. Benimse gözüm yolda. Yol içimde. “Ateşim dumansız, arayışlarda.” Yola bakıyorum. Israrla. Çizgiler kesik kesik. Hız bekçisi yol çizgileri... Devamı →
Akıldan ya da zihinden geçen ne varsa insan, dipsiz bir kuyu gibi… Kat kat inilen ya da çıkılan merdivenlerin sonrasında... Devamı →
Yaşamın kendisi kadar gizemli ve kudretli bir iş. Devamı →
Hayatta çok naif anlar ve insanlarla karşılaşıyoruz her gün. Kendimizde bulduklarımız ise bu anların en değerlisi. Kendi naifliklerimizi fark ettiğimiz... Devamı →
Zamanın ötesinde, geçmişin gerisinde, şimdinin biraz berisinde... Kutusu açılmış, poşetinden çıkarılmış, birbiri içerisinde önce karışmış sonra ayrışmış, masanın üzerine saçılan... Devamı →
İçinde hazırladığı kapanış konuşmasının dallanan budakları filizlenmeden önce çok konuşmadığı hâlde geldiği yöreden kenarına, yakasına tutturulmuş bir hikâyesi vardı. Her... Devamı →
Otobüsün içi ters yöne doğru yol alan, birbirini göremeyen, yüzünün bir kısmı yorgun bir kısmı her şeye hazırım, diyen yüzler;... Devamı →
Belirsizliği hoş karşılamayan bir doğamız var. Bir şeyin iyi mi veya kötü mü olduğunu, bize yararlı mı yoksa zararlı mı... Devamı →