Müzik Kaşifleri İçin Yararlı Keşif Araçları

Fikrimce müzik keşfetmek emek istemeli. Cümleyi kurar kurmaz yan çiziyormuş gibi olmayayım ama samimi olmak gerekirse emek göstermek şart değil tabii. İstediğiniz gibi takılın yani, ama gerçekten müziği seviyorsanız farklı keşif yollarını aradıkça, bu yollarla yeni madenler buldukça keyfinize keyif katacağınızı garanti edebilirim. Yalnızca bunu görmenizi sağlamak niyetindeyim anlayacağınız.

Şimdi, tüm bu araçları önünüze fırlatmadan önce keşfettiğim sayısız müzik için borçlu olduğum oldukça temel ve basit bir aracı anmam gerek. Radyo. Hadi bu yazıyı okurken arkaya açın, bakalım ne keşiflere sebep olacak.

Sizi Spotify radyolarını- ne demek radyo- kullandığınız için azarlamayacağım, veya azcık çatarım bilemem. Spotify’ı ben de seviyorum. Spotify’ı hepimiz seviyoruz. (Gönülleri almaya çalışıyor.). Hayır, gerçekten. Spotify sayesinde kolayca dinleyebildiğim her albüm için para vermek zorunda olsam KYK borcumu aşmıştı muhtemelen. Ama Spotify radyolarıyla ilgili ciddi bir sıkıntım var maalesef. Burada detaylı örnek vererek açıklardım sebeplerini ama bu yazı o yazı değil.

Spotify’ı bir dede gibi kullandığım için de olabilir bu gıcıklığım. Ama biz de te zamanında o yüce algoritmanın önerilerine düştük. Sonra sonra başka yolları görüp bir daha da o sulara dönmedik de konuşuyoruz burada. Lütfen bunu da dikkate alınız.

Aslında meselem biraz şu. İnsanların derledikleri müziklerin her ne olursa olsun algoritmaların sunacaklarından daha değerli olduğuna inanıyorum. Müzik yazarlarından radyoculara, sanatçılardan DJlere müzik üzerine kafa yoran, emek veren, yanıp tutuşan insanların yaptığı şeyle kodlamanın yaptığı bir olabilir mi?

Yine de asla “bunları hiç kullanmayalım”ı savunmuyorum. Hatta köküne kadar kullanalım. Yine bildiğimiz şekilde tabii, yani bizi salt onların yönlendirmesine izin vermeden ve keşif duygusunu kaybetmeden. Bu yazıda sizlere sunacağım araçları da bu duyguyla kullanacağınızı umuyorum.

Müzik Türleri Üzerinden

Müzik Türleri Neden Var?” yazısında müzik dünyasının bu absürt kategorizasyon takıntısını nasıl faydamıza kullanabileceğimize biraz değinmiştim. Hakkıyla değinmenin yeri ise burası.

Ancak bu başlığı okuyunca kafasında “neden dinleyeceğim müziği tür üzerinden arayışa gideyim ki” sorusu oluşanlar için o yazıya göz atmak fena fikir olmayabilir.

AllMusic

Bu sitenin bir detaylı arama sayfası var ki… İlk bulduğumda yıllardır bunu aradığımı ama bilmediğimi fark etmiştim. Yalnızca türle yetinmeyip yıl aralığı, sitedeki puanlaması, modu, temasına kadar filtreleme yapmakta. En güzel yanı da ve/veya seçeneğini seçerek iki sevdiğiniz türü birden yansıtan albümlere ulaşabilmek.

Yeni çıkan albümleri takip etmekte faydalı olduğu kadar bu siteyi harika kılan bir diğer özelliğiyse sanatçıların biyografilerine gösterdikleri özen. Ne zaman bir sanatçıya dair bilgiye ulaşmam gerekse düşünmeden elimin gittiği bir site.

Ayrıca ilişkililer kısmında da benzerleri, ilham aldıkları, takipçileri ve bağlantılı oldukları gibi başlıklar açmasıyla da gönülleri fethetmekte.

Every Noise at Once

Henüz bilmeyenler için harika bir yardımcı olacak Every Noise sitesi var. Spotify’dan alınan verileri algoritmik bir şekilde işleyerek 5780 müzik türünü ilişkilerine göre dizen sitede, istediğiniz herhangi bir türün üzerine basarak bir örnek dinlemeniz mümkün. Ayrıca algoritmayla tespit edilen yeni türler de düzenli aralıklarla sitenin güncellenmesini sağlıyor. Burada epey bir süre kaybolarak işe başlamak ideal.

Genel olarak aşağısı daha organik, yukarısı daha mekanik ve elektronik; solu daha yoğun, sağı daha hafif şeklinde bir dağılım söz konusu. Rock müzikse hepsinin ortasında. Örnek parçadan ötesini dinlemek için ok tuşuna basarak o türün sanatçı havuzu gibi bir alana düşüyorsunuz. Artık bir türün içinde mi kaybolursunuz, türden türe mi atlarsınız, scan’e basıp karar vermekten mi kaçarsınız orası size kalmış.

Glenn McDonald’ın oluşturduğu sitede sonsuz hissettiren bir tür haritasının yanında incelenmiş birtakım konulara yönelik yazılar, The Sounds of Spotify hesabından da ulaşılabilecek türlere özel Spotify listeleri ve anlık yıl listeleri de bulunuyor.

Parçanın veya Albümün Türünü Öğrenme Siteleri

Bir türe dalış yapmaktan ziyade bir parçanın veya albümün türünü öğrenmek için de her zaman çok tutarlı olmasa da Chosic veya getGenre() gibi siteler kullanılabileceğini de araya ekleyeyim.

Discogs

İnternet sahafınız gibi görev gören Discogs, plak meraklılarının hali hazırda radarında olan bir sitedir. 13 milyona yakın müzik arşiviyle birlikte tüm bu müziklerin tür ve stillerine göre kategorize edilmiş halde sunulduğu site, plak pazarının nabzını tutmanız için tasarlanmış.

Discogs’un en sevdiğim yanı, türleri öyle yalapşap bir üslupla değil hakikaten farklarını incelikli bir şekilde açıklamalarıyla da ortaya koyarak sunması.

Last.fm

Öncelikle umarım bir müzikseverseniz Last.fm kullanmamak gibi bir şey yapmıyorsunuzdur. Her ne kadar altın çağını 2000’lerde yaşamış bir site olsa da hala dinlediğiniz müziğin dokularını takip etmek için oldukça yararlı bir site. Farklı dönemlerde yöneldiğiniz türleri görüp o türlerde daha fazla sanatçı ve albümü keşfe kolayca çıkabilirsiniz.

Last.fm kullanıcıları her hafta, ay ve yıl elde edebildikleri dinleme alışkanlıkları raporları varken Spotify Wrapped heyecanını kahvelerini yudumlayarak izledi anlayacağınız.

Music Map

Müzik türlerinin tanımlanması ve ilişki ağlarının görselleştirmesi bağlamında en iyi işi Music Map yapıyor. “Tamam bu türün sesini artık tanıyorum ama nasıl anlatabilirim”de tıkanırsanız her türe dair çok düzgün açıklamalar bulunduran bir site kendisi. Türlerin açıklamalarını okurken 10 parçalık bir örnek liste de sizi karşılıyor.

Ancak uyarayım Every Noise’tan sonra türler çok geniş başlıklı ve az gelse de gayet iyi bir kaynaktır. Yine de “yok, buradaki açıklamalar beni kesmedi; sanırım ben daha derinlerde bir türü arıyordum” derseniz KOOP radyonun kısa ve öz açıklamalarla sayısız türün anlatımına yer verdiği şu sayfaya bakabilirsiniz.

Bandcamp

Bandcamp özetle online bir plak dükkanı. Yıllar içerisinde özenle bir komünite ve zengin bir sanatçı ağı oluşturabilmiş bir site.

Yeni neslin çocukları olarak elimizde Spotify gibi platformlar ve bunca keşif aracı olmadan eski usül bir şekilde plak dükkanının birine girip tür başlıklarından başka elimizde pek bir şey olmadan plak seçmeye aşina değiliz. Ancak bir oyun oynar gibi kendimizi bunu yapmaya itmek sizce de enteresan bir deney olmaz mı? Keşfetme hissini dolu dolu hissetmenizi sağlayan bu deneyi yapmanızı kesinlikle tavsiye ederim.

“Ay ben evden çıkacağım da plak dükkanına gideceğim, öyle mi?” diyenleri de Bandcamp’in sitesine davet ediyorum işte. Bandcamp ile müzik keşfinde yapabileceğiniz bir diğer şey ise sitenin komünitesinde bu işler üzerine düşünen ve öneriler yapan DJleri takip etmek.

Hype Machine

Hype Machine, bu işin eskilerinden bir site olarak son çıkanlar ve popüler olanlar başlıklarıyla seçkilerini sunarak adından da anlaşılacağı gibi müzik severlerde heyecan yaratan işleri ortaya sermeye çalışıyor.

Discover Quickly

Spotify’ınızla bağlanarak çalışan bu sitede fazla takılmanızı tavsiye etmem ama gerektiğinde işleri gerçekten oldukça hızlandırdığı kesin. Tür kataloğunda yapacağınız bir seçim üzerine karşınıza Spotify’dan bir liste çıkıyor. “E Spotify’dan girer dinlerdim, ne anladım o zaman” demeyin. Çünkü site, vaat ettiği gibi işleri hızlandırmak için sinsi bir adım atarak albüm görsellerinin üzerine farenizi götürmenizle birlikte o parçanın en can alıcı noktasını çalıyor. Siz de hızlıca o sesin hoşunuza gidip gitmediğine karar veriyorsunuz.

İlginizi çeken şeyleri not almak adına bir şey yapmanıza da gerek yok. “Ha bu tıkladığına göre ilgisini çekmiştir” mantığıyla site sizin adınıza her şeyi kaydediyor. Dinlediğiniz sanatçıyı veya albüm hakkında bilgi edinmek için de bir tıkınız yeterli. Gerçekten felaket bir site. Hem iyi hem kötü anlamda.

Metacritics ve Rate Your Music

Bu yazının acı verici sürecinden sonra yeni çıkan müziklerin keşfi üzerine bir yazıya girişir miyim bilmem ama öyle bir yazıda başı çekecek olanın bu ikili olduğu kesin.

Metacritic’te de yeni çıkan albümlere gideri olan bir filtreleme çekilse de Rate Your Music’in filtreleme sistemi… Yani nasıl anlatsam bilemiyorum. Herhalde içinde en çok kaybolduğum sitelerden biri olmasını sağlayan bir incik cincik ayıklama söz konusu.

İncelemeyi seçtiğiniz türe dair en yüksek puanlanan albümleriyle bir sayfa sizi karşılıyor. “Bana o yetmez, ben 90’lardaki yüksek puanlı ama çok da bilinmeyen no wave’cileri” istiyorum gibi kompleks bir isteğinize bile site “hay hay” diyor. Birkaç sene “neden müzik için Letterboxd gibi iyi filtreleme imkanı sunan bir komünite yok” diye ağladıktan sonra nihayet Rate Your Music ile tanışıp bu sefer de mutluluktan gözyaşlarıma hakim olamamıştım. En yüksek puanlılar, popüler, ezoterik, çeşitli, en düşük puanlılar şeklinde ana kategorilerin yanında yıl ve yayınlanma biçmi de seçilebiliyor.

Rate Your Music’te puanlama, kullanıcılar tarafından veriliyor. Buna burun kıvıracaklara Metacritics yolları gözüküyor. Metacritics hem kullanıcı hem müzik yazarlarının puanlarını dikkate alarak bir ortalama sunuyor.

Noise Blend

Noise Blend; keşif sayfasında Spotify üzerinden elinizin sık gittiği türleri bulup size ana akım, yükselen ve kitleler için olmayan seçeneklerine bağlı olarak listeler sunuyor. Bu listelere Spotify’daki Particle Detector hesabından da ulaşabilirsiniz.

Sanatçılar Üzerinden

Gnoosic

Sanatçılar üzerinden tavsiye vermede bu siteden iyisi olamaz. Yazdığınız 3 favori isim üzerinden öneriler yapan ve her adımda sizlere bu önerilerden parçalar sunan sitede seviyorum, sevmiyorum ve bilmiyorum cevaplarınıza göre bir özet karşınıza çıkıyor.

Oldukça geniş ve özel olarak daha bilinmedik isimlere odaklı bir kataloğu olması, bu siteyi muadillerinden ayırıyor. “Bu da yoktur” diyebileceğiniz Türk yeraltı punk grubunu burada görürseniz şaşırmamalısınız. Bu derinliği de ana sayfasında tarif ettiği üzere özuyumlu bir sistem olmasından alıyor. Yani yıllar içerisinde kullanıcıların sevip sevmediklerini bildirmesiyle veri sistemini geliştirmiş.

Yalnız yapmam gereken iki uyarı var. Bir kere denedikten sonra seçtiğiniz 3 isimden sadece birini değiştirip “niye aynı şeyler çıkıyor be” demeyin. Mümkün olduğunca seçeneklerinizi değiştirmeye çalıştıkça daha çok eğleneceksiniz. Diğer uyarı ise favorilerin arasına bir tane bile Türk sanatçı koyduğunuzda birdenbire tüm öneriler Türk oluyor… Aslında bu önerilerin keyfini kaçırmıyor. Hatta bunu yapmam sayesinde bilmediğim bir sürü yeraltından sanatçı tanımış olduğumu söylemeliyim. Sevdiğiniz yabancı sanatçıların tarzında yerli gruplar arıyorsanız bu hatayı bilerek yapabilirsiniz yani.

Music-Map

Gnoosic, Marek Gibney’nin yaratıcısı olduğu GNOD’un (Global Network of Discovery) araçlarından biri. GNOD’unbir diğer aracı olan Music-Map ise gireceğiniz tek bir sanatçı üzerinden bir öneri bulutu oluşturmaya yönelik.

Yalnız daha bilindik isimlerle bu siteyi kullanmamanızı tavsiye ederim. “Bunu dinleyenler bunu da dinliyormuş” mantığıyla öğrenen bir algoritma söz konusu olduğundan çok alakasız geniş bir kitlenin dinlediği popüler sanatçılarda öneriler sapabiliyor. Ne kadar daha az bilindik gruplarla bu siteye giderseniz aklınız o kadar daha uçacak.

GNOD, yalnız müzikte değil sinema, sanat gibi başlıklarda da benzer öneri araçları sunan bir site. İlgiliyseniz onlara da bakmaya değer.

What The Fuck Should I Listen To Right Now

Adından amacı açık ve net bir site. Hangi sanatçının müziğine yakın bir şey dinleyesiniz geldiyse onu giriyorsunuz ve sizin suratınıza öneri fırlatılıyor. “Sevmem be ben bu sanatçıyı” der demez de bir başkasını yapıştırıyor. Mis.

Indie Shuffle

Özenle hakkında açıklamalar yapılmış, başlıklara ayırılmış ve benzer sanatçıların sunumuyla karşınıza çıkarılmış bir şarkı evreni düşünün. Sloganları da şu: “Indie Shuffle’da insanların, müzik keşfinde robotlardan daha iyi olduklarına inanıyoruz.

LivePlasma

Verdiğiniz bir sanatçı veya grubun ismi üzerinden size bir öneri ağacı sunan site, basit ancak pratik bir araç. Ancak önerim bu siteyi daha çok yeni yöneldiğiniz türlerdeki sanatçılar için kullanmanız. Öbür türlü öneriler popülariteye yaslandığı için biraz tahmin edilesi olabiliyor.

Musicroamer

Eh. Yani şekline bakınca bile tamamen aynı işleyişin söz konusu olduğu bir site görebiliyorsunuz. Anlatmama pek gerek yok.

Boil the Frog

İki sevdiğiniz ancak çok alakasız sanatçının kesişiminde kimlerin bulunacağını görmek için daha harika bir site olamaz.

Bonus 1: Moodify

“Ya sanatçıya göre, türe göresini boşver. Ben hislerime göre müzik dinlerim.” diyenlere de bir site gelsin tabii ki. Moodify, verdiğiniz bir şarkının moduna uygun şarkılar sunmakta iddialı bir sitemiz.

Bonus 2: Radiooooo

Bir de döneme ve bölgeye göre ayırmayı seçen bu ikonik site gelsin. Siteyi açar açmaz sizi karşılayan müthiş tatlı haritada istediğiniz ülkeyi seçerek bir zaman yolculuğuna veya istediğiniz zamanı seçerek bir dünya turuna çıkabilirsiniz. Mekan ve zamandan ayrı tek kriter ise yavaş, hızlı ve tuhaf butonları.

Kürasyonun emin ellere bırakılması meselesinden bahsetmiştik. Radioooooo, bu konuda kendini ispatlamış kült sitelerden. Sitenin temellerinin kurucuları tarafından “keşif ve paylaşma” olarak tarif edildiği sitede, kurucu kadronun yanı sıra dünyanın her yanından müzikseverlerin oluşturduğu bir komünite söz konusu.

Spotify, Apple Music ve YouTube

Geldik diğerlerine göre fazla standart başlığa. Algoritmalarına kendimizi bırakmanın kolaylığıyla cezbedici olan bu arkadaşlara dair sizlere vermek istediğim onları beklendiğin dışında kullanım yolları.

Şimdi burada Haftalık Keşif ve Yeni Müzik Radarı’nı anlatmanın manası yok. Gelelim Spotify için doğru düzgün önerilere. Ya öncelikle, bu yazıyı hazırlamaya tam başlamışken karşıma Harun İzer’in yazdıkları çıkmasa valla ben de bunları bulmaya uğraşacaktım. Ama karşıma çıkınca da işime geldi tabii. Girişte müzik üzerine düşünen eden insanlarla müziği öğrenmenin değerine değinmiştim. Harun İzer’i takip etmesem böyle bir şeyin beni bulmayacağı üzerinden bu söylemi de bir nevi somutlaştırmış oldum hem. Neyse gelelim bu paylaşıma.

Başlıkta Spotify varsa onun da yer alması gerektiği için Apple Music’i de koydum ama hiç kullanmadığım için onun adına bir öneri yapamayacağım… YouTube’a dair ise geçenlerde öğrendiğim minik iki tavsiyem olacak.

Malumunuz YouTube, algoritmasını zırt pırt değiştirmeyi seviyor. Bu durum beni iyi bir YouTube kullanıcısı olarak iyice denek hayvanı gibi hissettiriyor. Son algoritma tercihlerine fazlaca sinirlenerek uygulamayı kullanmayı hepten bırakmış olan da tek ben olamam. Şöyle bir saçmalık söz konusu; zaten izlediğiniz videolar, bildiğiniz kanallar, aşina olduğunuz müzikler döne döne önünüze düşüyor. Bir keşif aracı olarak YouTube’un anlamı sıfırlanıyor.

Yapabileceğiniz bir şey ise YouTube’dan çıkış yapmak. Böylece çok daha temiz öneriler elde edeceksiniz. Bunları ne kaydedebileceksiniz ne beğenebileceksiniz ama olsun. Of off YouTube sana ne ettiler!

Ancak içlerinde tuttukları bir tutam keşif duygusu varsa onu da şu köşeye saklamışlar. Videonun altında önerilen videolardan önce ilgili düğmesine basmadan size onları vermiyor. Canı isteyince basınca bile vermiyor. İyice sapıtmışlar gerçekten. Umarım bu yazı yayınlandıktan birkaç ay sonra bu kısımla ilgili “ne saçmalıyor bu” denilir, her şey düzelmiş olur.

Neden Spotify, YouTube gibi platformların sunduğu kolaylıklar varken müziği farklı yollarla keşfetmeye elimizin gitmesi gereğin cevabını; yazıdaki araçları incelerken keşfetme hissini dolu dolu yaşadıktan sonra yazının bu noktasına gelen sizlere bırakıyorum. Hoşça kalıııın…