Arab Strap ile Bir Söyleşi

“Asırlardır evimin dışında dans etmedim. Mutfağımda Slayer çalıyor.”

Arab Strap kendi kült statüsünü yıllardır gururla muhafaza eden İskoç bir ikili. Aidan Moffat ve Malcolm Middleton’ın direksiyonunda ilerleyen proje, uzun bir ayrılığın ardından bu sene yedinci stüdyo albümü As Days Get Dark ile döndü ve aklımızı aldı. Çok geçmeden bu efsane ikiliyi ulaşıp aklımızdaki soruları ilettik. Bizce keyifli, samimi bir sohbet doğdu. Aşağıda okuyabilir, orijinal dilinde incelemek isterseniz de şuraya göz atabilirsiniz.

Yeni albümünüz As Days Get Dark için kutlarım. Arab Strap’ı yıllar sonra hayata döndürdünüz, üstüne üstlük yıllardır beklenen yeni albümünüz dünya için oldukça sıra dışı bir dönemde piyasaya çıktı. Nasıl bir his bu?

Aidan: İşin ilginç yanı şu ki bence bu dönem müzik yayınlamak için çok uygun, zira evlerinde oturup yeni bir şeylerin arayışına girmiş onca hayranımız var. Gelen tepkiler ise umduğumuzdan çok daha olumlu oldu. Süper bir durum.

Malcolm: Sağ ol, harika bir his! Tekrar şarkı yazabilmeyi, gitar çalabilmeyi çok seviyorum. Şarkı söylemek ya da söz yazmakla uğraşmamayı da… İnsanların sonunda albüm hakkında ne düşündüğünü görebilmek çok güzel, birkaç senedir üstünde gizlice çalışıyorduk çünkü. Gelen tepkiler ise harika.

Bu şarkıları ne kadar süredir şekillendiriyordunuz? Hem zihinsel hem fiziksel düzlemde soruyorum.

Aidan: Şarkıları fiziksel olarak yazmaya 2018’in ilk aylarında başladık, ama sadece boş vakitlerimizde buna odaklanabiliyorduk. İkimizin de solo albümleri ve turneleri vardı, haliyle yavaş işleyen bir süreçti. Zihinsel olarak ne zaman başladı emin değilim. Birkaç sene önce birlikte Arab Strap adını taşımayacak bir film müziği albümü yaratmaya çalışmıştık, ama o kadar Arab Strap gibi tınlayan bir müzikler bütünü oldu ki rafa kaldırdık.

Malcolm: Evet, aşağı yukarı 2018’den beri… Başta sırf eğlencesine girişmiştik ama çok geçmeden yaptığımız şeylerin sahiden iyi olduğunu anladık ve sahiden bir stüdyoya geçmeye karar verdik. Ardından (plak şirketimiz) Rock Action albümü yayınlayabileceğini söyledi, ondan sonrası hızlıca halloldu zaten.

Albümü “The Turning of Our Bones” ile açıyorsunuz. Hayli özgün ve kıyametvari bir modu var bu şarkının. Biraz arka planından bahsedelim mi? Hem sözler hem enstrüman bazında hayli çok şeyin yaşandığı bir şarkı.

Aidan: Sözleri tamamen diriliş kavramıyla ilgili. Madagaskar’da düzenlenen, ailelerin ölen akrabalarının mezarlarını kazıp onlara giysiler giydirerek hatıralarını kutladığı Famidihana festivalinden ilham aldık. Başta şarkı romantizmi alevlendirmeye dair bir metafordu, ancak çok geçmeden Arab Strap’i diriltmeye dair de bir şeyler söylemeye başladı.

Malcolm: Aidan bana davul kısımlarını gönderdi, ben de şarkıdaki ilk gitar kısmını daha yeni yazmıştım, güzel bir uyum doğdu. Sıra dışı bir şarkı, ama güzel işliyor.

Bence şarkılarınızda bu tarz haletiruhiyelerin mevcut oluşu, öteden beri size yakıştırılan “cehennem tellalları” lakabını hayli meşru kılıyor. Müziğinizde ve sözlerinizde var olan kıyameti ve kara mizahı aynı anda tasvir ediyor. Başka bir lakapla anılmak ister miydiniz, yoksa bundan memnun musunuz?

Aidan: (gülüyor) Yok, gayet memnunum!

Malcolm: “İskoç Steely Dan” lakabını da hala seviyorum ben.

Şarkıya hazırlanan klip merak ettirdi, korku filmlerine hayranlığınız var mı?

Aidan: Evet, ikimizin ortak zeminde buluştuğu sayılı konulardan biridir herhalde!

Malcolm: Evet, ikimiz de film stüdyosu Hammer’ın yapımlarıyla, eski siyah beyaz korku filmleriyle büyüdük. Bolca bakışmanın ve sahte kanın olduğu, dramatikliği biraz fazla kaçırmış her şey kabulümdür.

Albümü yaparken kimlerden ve nelerden ilham aldınız?

Aidan: Fazla şeyden ilham almadık, ancak hayattan ve bazı kitaplardan birtakım fikirler ediniyorum. Şarkıların temaları belirgin hale geldiğinde geceye dair kitaplara odaklandım, böylece kafamda tüm parçalar birleşti. Genelde bir albüm yaratırken çok müzik dinlememeye çalışırım, çok fazla fikrin tesiri altında kalmak istemem.

Malcolm: Benim için pek bir ilham kaynağı yok. Belki de eski şarkılarımıza bakıp onların üstüne çıkabilme çabası ilham vermiştir. İkimizin de müzik zevki farklı, ancak Arab Strap için ortak sevdiğimiz şeyleri kovalamak her zaman biraz düz işleyen bir süreç oldu.

“Here Comes Comus!” şimdiye kadarki en dans edilesi şarkınız olabilir. Peki sizin eşliğinde dans etmeyi en sevdiğiniz parçalar neler?

Aidan: Bence ikimiz de cevap olarak N-Trance şarkısı “Set You Free” üstünde uzlaşabiliriz. 90’lardan eski bir rave eseri… Bir de genelde soul şarkılarını karışık çalarken dans etmeden duramam.

Malcolm: Asırlardır evimin dışında dans etmedim. Mutfağımda Slayer çalıyor.

“Kebabylon” çok komik bir başlığa sahip, bilhassa Türkiyeli bir dinleyici için. Bence bir gün burada yeniden konser verecek olursanız onu da çalmalısınız. Bahsi açılmışken, pandemi ve Brexit ışığında konserlerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Aidan: Sanırım elimizden gelen tek şey, Avrupa turnemize çıkana dek iki sorunun da bir çözüme kavuşmasını ummak. Bu sene eylül ayında Birleşik Krallık’ta konserler vereceğiz, önümüzdeki sene de Avrupa’yı gezmeyi planlıyoruz. Seneler evvel İstanbul’da harika bir festivalde çalmıştık, sanırım Türkiye’deki tek konserimiz oydu ve müthişti. O yüzden biri bizi çağırdığında ve ortalık güvenli olduğunda kesinlikle yeniden geleceğiz!

Başka bir röportajınızda albüm için toplam 20 civarında şarkı demosu hazırladığınızdan bahsetmiştiniz. Bugünlerde çokça sanatçı albümlerinin genişletilmiş versiyonlarını yayınlıyor. Bu eğilimde sizin duruşunuz nedir, As Days Get Dark da genişletilmiş bir baskıya kavuşacak mı?

Aidan: Bu şarkılardan birkaçı önümüzdeki yaz 7 inçlik bir teklide kendine yer bulabilir. Yarım bıraktığımız bazı parçaları bitirmek için stüdyoya dönme planımız var. Onun dışında yayınlanmamış bütün materyalin 25 yıl boyunca bir harddiskte yıllanmasını, 50. yıldönümümüzde falan gün yüzü görmesini öngörüyorum.

Malcolm: Albüm kayıtlarından birkaç şey dışarıda kaldı. İyiler, ama albümün kalanıyla pek uyuşmadılar. Sanırım eski şarkılarımıza biraz fazla benziyorlardı, o yüzden son kurguda yer vermedik.

Bu tercih biraz da kaçınılmaz görünüyor aslında. Ne de olsa sanatçılar günümüzde konser veremiyor, hayatta kalmak adına yeni müzikler yayınlamaya fazlasıyla bel bağlıyorlar. Üretim adına alternatif planlara gitmek de bu bağlamda doğal görünüyor. Devamlı online yaşadığımız, bizden yaratıcılık talep eden bu çağda siz nasıl devam etmeyi planlıyorsunuz?

Aidan: Bir online konser planlıyorduk, ama ülkedeki güncel haberler eylülde turneye çıkabileceğimize işaret ediyor. Birkaç festivalden teklif de aldık. İşler böyle olunca sahiden izleyici karşısına çıkabilene dek beklemeye karar verdik.

Malcolm: Üçüncü bir karantina olursa bir şeyler yapabiliriz ama…

Şarkı sözlerinizden birini mezar taşınıza taşıyacak olsanız bu hangisi olurdu?

Aidan: Philophobia albümümüzde ölüm kavramını irdeleyen “The Night Before the Funeral” adlı bir şarkı var, ondan bir şey seçebilirdim. “Denize fırlatın beni”, ne yakışırdı mesela.

Malcolm: Bir şarkımın adı “We’re All Going To Die” (Hepimiz Öleceğiz), onu kullanırdım.

Arab Strap’in Bandcamp profiline şuradan göz atabilirsiniz.