Söyleşi: Hakan Kurşun

Son güncelleme:

Müzisyen, yapımcı, ses tasarımcısı Hakan Kurşun 44 dakikalık bir içsel yolculuk parçası olan “Regeneration”ı geçtiğimiz günlerde yayımladı. “Çalışırken, yolculukta, uyumaya hazırlanırken ve meditasyon yaparken” bize yoldaşlık etmesi hedeflenen; enstrümanları ve tabiat seslerini iç içe geçiren şarkı hakkında daha fazla bilgi almak için Kurşun’a sorularımızı ilettik.

Nasıl bir anda, nasıl hislerle atıldı zihninde “Regeneration”ın tohumları?

Uzun zamandır geniş zamanda besteler yapmak istiyorum. 2017 yılında yayınladığım Pearl Bracelet albümü ilk geniş zamanlı müzik denemelerimi içeriyor. Geçen yaz Madur dağının yamaçlarında düşünürken geçmiş, şimdi, gelecek, mesafeler ve zaman ile ilgili algılarımın daha da yavaşladığını hissetim. Yavaşladıkça yeni alanlar açılıyordu. Açıldıkça var olan ancak daha önce duymadığım sesler beliriyordu. Doğuşkanların tepkilerini çalmaya başladım. Zaman referanslarını ve sınırları düşünmeden sadece sesleri takip ederek ilerledim.          

Toplamda ne kadarlık bir çalışma süresinde nihai formuna kavuştu şarkı, bu esnada son versiyondan çıkardığın çok fazla pasaj oldu mu?

Yaklaşık iki aylık bir süreçti. Önce synthesizerleri açık bir oturumda çaldım ve seslerini tasarladım. Ardından piyanoyu, sonra gitar bölümlerini çaldım ve son olarak doğa seslerini ve bazı süslemeleri ekledim. Çıkardığım herhangi bir pasaj olmadı. Eklemek istediğim ancak eklemediğim hayaller oldu. Onlar artık gelecek sefere.  Bütünlüğü oluşturabilmek için çoğu zaman bir bütün olarak dinledim.   

Şarkıda hem bolca enstrüman, hem de bolca tabiat sesi var. Bunlardan bahsedelim mi, nasıl müzikal araçlardan ve seslerden yararlandın, bunları nasıl bir disiplinle sentezledin?

Özellikle yapay ve doğal sesler arasında yakınsama ve kaynaşma bölgeleri ve anları oluşturmak istedim. Bunlar aslında benim gerçek ve sayısal dünyalar ile yaşamımı temsil ediyor. Örneğin yapay piyano ve gerçek piyano seslerini ilk bölümde sıralı olarak düzenledim, ardından zaman zaman birlikte oldukları bölgeler ve anlar oluşturdum. Gitar benim ana enstrümanım. Altı ve on iki telli gitarlarla şimdiki zamanı temsilen pasajlar oluşturdum. Doğal sesleri köyde kaydettim, içinde bulunduğum gerçeği temsil ediyor.   

Bilinçaltı, ego ve süperego sorgulamaları şarkının doğasıyla ne şekilde örtüşüyor? Bu sorgulamaların ötesinde şarkının kimliğini nasıl yolculuklar belirliyor?

Dürtülerin müzik üzerindeki etkisini inceliyordum. Seslerin frekans aralıklarının bilinçaltı, ego ve süperego arasındaki bağlarını düşündüm. Düşük frekansların bilinçaltını, orta frekansların egoyu ve üst frekansların süperegoyu temsil edebileceğini hayal ettim. Örneğin piyano geniş bir frekans aralığına sahip. Bilinçaltının, egonun ve süperegonun arasında armonik bir bütünlük oluşturma ihtimali var kanısındayım.   

Şarkı, yapım sürecinde rüyalarına sirayet etti mi; ya da rüyaların müziğin herhangi bir kısmına yön verdi mi? Ve çalışmalarına genellikle rüyaların ne kadar etki eder?

Evet temsilen rüya ve kabus bölümleri var. Doğrudan rüyalarımı çaldığımı zannetmiyorum. Rüyalar ve kabuslar için bölümler yazdım. Rüyalarımın müziğime etkisinin ne denli olduğunu bilmiyorum, ancak hayallerimin etkisi çoktur.    

Yapım sürecini aklına gelen üç rastgele anıyla destekleyebilir misin?

Sondan başa gidelim. Uzamsal ses dosyasını hazırlanırken adeta meditasyon haline girdim. 44 dakikayı bir bütün olarak defalarca dinliyordum. Odaklanma ve zaman algılarım değişmişti. Aynı davranış şekli stereo miksaj ve mastering aşamalarında da oldu. Synthesizerları çalarkan ise uzanıyordum. Uzanarak müzik yapmak çok güzelmiş.   

En sevdiğim sözlerden biri: “Bitmiş sanat eseri yoktur, terk edilmiş sanat eseri vardır.” Sen şarkıyı ‘terk ettikten’ sonra geriye dönüp baktığında kafanda yaptığın şeye yönelik yeni farkındalıklar, sorgulamalar gelişti mi? 

Sanırım evet. Zamanı yavaşlatmak ve bir sona doğru müzik yapmak istememiştim. Müziğin beni nereye götüreceğini merak ediyordum. Zihnimi yavaşlatmıştım. Şimdi dinlediğim zaman bunu nasıl yaptığımı sorguluyorum. 

Benzer bir spiritüel anlayışta yoğrulmuş hangi müzikleri önerebilirsin?

İlk aklıma gelen defalarca dinlediğim Jean Michel Jarre’ın Oxygene albümü, Keith Jarrett’ın Köln konseri albümü, Klaus Schulze’nin Picture Music albümü ve Pink Floyd’un Wish You Were Here albümü. 

Biraz da eğlenelim: Müzik dinleme platformunun arama geçmişinde görünen son üç şarkı nedir?

Snap – “Opps Up”, Seal – “Crazy”, Whitney Houston- “It’s Not Right But It’s OK.”

Eklemek istediğin bir şey var mı?

İlginiz ve güzel sorular için çok teşekkür ederim.