Tommy Perman ile Mutluluğun Müziğini Üretmeye Dair

Tommy Perman İskoçyalı bir görsel sanatçı, tasarımcı ve müzisyen. Kendisini sitemizde en son Modern Studies’in müziğini yeniden kurguladığı Emergent Slow Arcs albüm incelemesi vesilesiyle ağırlamıştık. Perman bu defa farklı bir projeyle karşımızda: Positive Interactions.

Positive Interactions, Perman’a dostlarının ilettiği pozitif, mutlu seslerden mürekkep. Albümü sadece [email protected] adresine sizi neyin mutluğu ettiğine dair bir mesaj göndererek ‘satın’ alabilirsiniz. Mutlu mesajınızı ilettiğiniz anda mail kutunuza ücretsiz bir indirme linki düşüyor. Bazı mesajlar ise sonradan projenin web sitesindekiMutlu Mesajlar” sekmesinde yer alıyor.

Albüm hakkında daha fazla bilgi almak için Perman’a bizzat ulaştık, aşağıdaki söyleşi ortaya çıktı. Keyifli okumalar dileriz.

Röportajı orijinal dilinde okumak için: Tık.

Positive Interactions

Positive Interactions müziğiyle de, konseptiyle de çok hoş bir albüm. Nasıl ortaya çıktı bu düşünce?

Hayatımda bunca insanla tanıştığım için çok şanslı hissediyorum. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde de dostluklarımın önemini iyice kavradım. Koronavirüs kriziyle birlikte başka birçok insan gibi ben de çok yalnız ve kaybolmuş hissettim. İnsanlarla irtibatta kalmak için ilkin sosyal medyaya sırtımı yasladım, heyhat fark ettim ki bilhassa Twitter oldukça negatif bir ortamdı ve akıl sağlığımı etkilediği de kesindi. Positive Interactions projesini arkadaşlarımla irtibatta kalmak ve mutlu şeylere odaklanmak için bir bahane olarak gördüm.

Fiziksel yaratım süreci nasıl ilerledi? Mutlu sesleri nasıl derledin? Hangi ekipmanları kullandın?

50 arkadaşıma ulaşıp bana mutlu bir ses göndermelerini istedim. Gönderdikleri kaydın ses kalitesi önemsizdi, ne gönderdilerse değerlendirdim. Buna iPhone ile çekilmiş videolardan sesler de dahildi, pahalı mikrofonlarla kaydedilenler de.

Arkadaşlarımın yolladığı mutlu sesleri müziğe dönüştürmek içinse bir Mac’ten ve çeşitli yazılımlardan yararlandım. Her sesi albümde en az bir kez özgün haliyle kullanmaya çalıştım, ardından bu sesleri çeşitli işlemlerden geçirdim: Tekrara aldım, katmanlaştırdım, yavaş oynatıp tizleştirdim. Bazı sesler albümün yapımında önemli araçlar haline geldi, bilhassa (arkadaşım Yann Seznec’in gönderdiği) rüzgarda titreşen balık ağı sesi çok işe yaradı, adeta bir synth tınısına dönüştü.

‘Pozitif’ soyut diyebileceğimiz bir kelime. Sense bunu öznel bir şekilde sanatına uyarlıyorsun. Bu şartlar altında herkesin algılayabileceği bir pozitiflik tasavvur etmek zor oldu mu?

Mutluluğun öznel bir kavram olduğuna tümüyle katılıyorum, herkes de farklı yorumluyordur zaten. Arkadaşlarımın gönderdiği sesler mail kutuma ulaştığında ise bu seslerde bazı ortak temalar olduğunu fark ettim: Doğa, evcil hayvanlar, çocuklar, yaratıcı faaliyetler, müzik üretmek… Elbette kapsamlı bir araştırma projesi yürütmüyorum, ancak bunlar birçok kişiyi mutlu eden şeyler gibi görünüyor.

Kullandığın bazı sesler kesinlikle soyut, bazıları ise o kadar değil. Albümde herkese en tanıdık gelecek anlardan biri ise “Rocket Trip” parçasının başında yer verdiğin “Somewhere Over The Rainbow” notaları. Belli bir akışkanlığa ulaşmak için soyut olanla somut olanı nasıl dizilime sokuyorsun?

Belli sınırlar içinde çalışmayı seviyorum. Bana gönderilen bütün sesleri uyum içinde bir düzene sokma mücadelesinden büyük keyif aldım. Hem sessel hem de tematik düzlemde bağlantılar yaratmak eğlenceli şey. Soyut denebilecek kaynaklardan müzik yaratabilmem için bir başlangıç noktası sunuyor bu arayış bana.

Somewhere Over The Rainbow“u çalan kişi arkadaşım Andrew Weir idi. Şu aralar piyano çalmayı öğreniyor ve iki eliyle çalmayı öğrendiği ilk parçanın bu olduğunu söyledi. Projemde kullanmam için de hayli uygun bir göndermeydi: Birleşik Krallık’ta pandemi sürecinde çocukların ve ailelerin sağlık çalışanlarına destek verirken kullandığı sembol, elle çizilmiş bir gökkuşağı.

Rocket Trip“de ayrıca Marcus Oakley’nin Casio-SK1’iyle loop’lar yaratırkenki ve Rose Ferraby’nin çizim yaparkenki seslerini de kullandım. Rose da, Marcus da, Andrew da çok çizim yapar, şarkının teması da bu oldu o yüzden. Rocket Trip ismini ise Marcus’un yeğeni Harry koydu, ki bence mükemmel bir isim. Bütün fikirleri bağdaştırıp zihinde imgeler uyandırmaya başlıyor.

Albümde bir hayli spoken word pasajı var. Bu pasajları nasıl eleyip seçtin, kaydın bütüncüllüğüne nasıl katkıda bulunuyorlar? Duyduklarımızın iletişimsel yönünü güçlendirdikleri varsayımı doğru olur mu?

Burada da bana gönderilen seslerin kararlarımı yönlendirmesine izin verdim. Yann’ın gönderdiği rüzgarda titreşen balık ağı sesi kaydında ayrıca o ve eşi Kristina arasında geçen samimi bir sohbet de vardı. Kayıttaki diyaloglarına bayıldım, o kadar sıcak, coşkulu ve neşe dolulardı ki. Duyar duymaz albüme dahil etmek istediğimi anladım. Arkadaşım Clarissa Cheong ise çocuklarının ses kaydını yolladı, ben ondan mail yoluyla mutlu bir ses isteyene dek varlığını unutmuş bu kayıtların. Çocuklar burada ses kaydetmenin, kendilerini boş sohbetler ederken dinlemenin, kelimelerle ve şarkılarla oynamanın ne anlama geldiğini keşfediyordu. Minik Ruben ve Samuel tarafından yapılan bu kayıtlar da aklıma direkt Yann ile Kristina’yı getirdi.

Şimdiye kadar bu albüme yönelik aldığın iletişimler, geri dönüşler nasıl? Güç zamanlarda hazırladığın bu işin amacına ulaştığını hissediyor musun?

Evet, albümün amacına ulaştığını memnuniyetle söyleyebilirim. Albümü arkadaşlarıma gönderdiğimde aldığım dönüşler beni çok mutlu etti. Şimdi de eserim geniş çapta paylaşılırken “ücret” namına tarafıma gönderilen mesajlar ruhuma dokunuyor. Kimisini Positive Interactions‘ın web sitesinde paylaşıyorum, morali biraz düşük olan herkesin de bu mesajlarını okumasını tavsiye ederim.

Pandemide seni ne ayakta tutuyor?

Positive Interactions‘ı hazırlarken üstünde uğraştığım her detay beni ayakta tuttu. Bizi mutlu eden şeyleri tartışmak bahanesiyle eski ve yeni dostlarıma ulaşmak çok güzel oldu. Projeyi başlatmasam içine giremeyeceğim nice harika diyalog yaşadım.

Biri 8, biri 6 yaşında iki çocuğum var. Ailemle oldukça zor ver kaotik bir sene yaşadık, ama birçok başka insana kıyasla çok şanslı olduğumuzun da farkındayız. Müziğe hayatımda yer olduğu için çok şanslıyım. Müzik üretmek ve yeni projeler düşlemek beni kesinlikle ayakta tutuyor.

Paylaşmak istediğin başka bir mesaj var mı?

Müziğime destek veren herkese teşekkür ediyorum. Çok kıymetli bir şey bu.