İzleyince Unutamadığımız Müzik Videoları: Henry Lee

Radiohead’in “Just” klibini incelediğimiz bir önceki yazımızda yeri gelince şarkıları ‘ikonlaştıran’ müzik videolarının sıklıkla yeteri kadar irdelenmediğinden dem vurmuş, bu yeni yazı serisinin amacını da bazı “öteki” kliplere iade-i itibar etmek olarak belirlemiştik. İkinci konuğumuzu ağırlamak için bir kez daha doksanlara ışınlanıyor, büyük ölçüde gerçek yaşama da sirayet etmiş bir öyküye kulak veriyoruz.

Grubu The Bad Seeds‘i günümüzde adeta soyadı gibi kullanan karanlıklar ozanı Nick Cave, yıllardır evli barklı bir adam olsa da zamanında az gönül yakmadı. Eski aşklarından birini ise o günlerde bir şarkısında bile ağırladı, hem de öyle bir ağırladı ki soyadının Cave olduğuna sahiden inandığımız, ilahi bir figür değil de aşkla yanabilen bir insan olduğu ihtimaline göz kırptığımız sayılı anlardan birine sebebiyet verdi. Kimdi bu sevgili? Elbette günümüzün en etkileyici kadın ozanlarından Polly Jean Harvey.

Yukarıdaki klibi ilk kez izlerken edindiğimiz intiba nedir? Tutkulu ve derin bir aşkın tablosu mu karşımızdaki? Kesinlikle. Klip göz alıcı güzellikte, oyuncuların arasında gerçek bir kimya olduğu basbayağı ortada, bu da o kadar büyüleyici bir kimya ki izlerken bünyemizi hüzünlü bir huzurla dolduruyor. “Şu aşklardan da kalmadı yahu,” diyoruz belki de, mest oluyoruz.

Heyhat daha fazlası, ters giden bir şeyler var: Şarkı sözleri hiç de öyle masum ve mutlu bir ilişki tasvir etmiyor. Saplantılı bir aşk ve kafa karışıklıkları söz konusu. Harvey’nin seslendirdiği karakterin “Gel geceyi benimle geçir,” teklifine Cave’in canlandırdığı Henry Lee, “Olmaz,” cevabını veriyor, “Uzak diyarlarda tanıdığım bir başka kız var, onu senden daha çok seviyorum.” (İkilinin kendilerini aşklarına fazlasıyla kaptırdığını, Cave’in bu sözleri üzerine Harvey’nin yüzünün nasıl asıldığına bakarak görebilirsiniz.) Bu hazmetmesi zor cevap üstüne şarkıdaki kız sevgilisine son bir öpücük veriyor, ardından cebinden çıkardığı çakısıyla Henry Lee’yi öldürüyor. Cesedine bakarken kendi kendine söylediği sözler ise bu trajediye şairane bir nokta koyuyor: “Orada uzan bakalım Henry Lee, etin kemiklerinden yavaşça ayrılsın. Uzak diyarlardaki o sevdiğin kız da ebediyen eve dönmeni bekleyebilir şimdi.”

Elbette bütün bu sözler kurgu eseri, lakin her kurgunun esinlendiği ve sebep olduğu birtakım hakikatler olduğunu unutmamalı. Gerçekte kimsenin kimseyi öldürmediği malum, ancak ayrılığın psikolojik etkileri bilhassa Cave için gözle görülür biçimde ağır oldu. Bahsettiğimiz şey, elbette tamamen ayrılık acıları üstüne kurulu The Bad Seeds albümü The Boatman’s Call. Fazlasıyla şahsi, dürüst ve melankolik tonuyla dinlemesi yürek isteyen bir Nick Cave eseridir kendisi. Buna karşılık olarak Harvey’nin de Is This Desire? albümündeki bazı şarkıları eski yavuklusuna yazdığı söylenir. Ayrılık aniden gelmiş, birkaç ay süren kasırga dinince geriye harabeler kalmıştır.

Nick Cave ile Kylie Minogue.

Kimisi bu ayrılığın sebebini “Henry Lee”‘yi içeren şahane albüm Murder Ballads‘ın bir diğer ünlü konuğu Kylie Minogue‘a (“Where The Wild Roses Grow”) yorsa da dostluklarını bugün bile sürdüren Cave ile Minogue, vakti evvelde bir yasak ilişki yaşadıkları yönündeki söylentileri yalanlamışlardır. Bu söylentilerin aslını bilmemiz mümkün gözükmese de Minogue’un şarkıda bahsi geçen “uzak diyarlardaki kız” profiline cuk oturduğu söylenebilir. Zira Minogue da Cave gibi Avustralyalıdır ve Cave şarkıda söz konusu uzak diyardan sevgiyle bahseder. İşte hikayenin buraları da düpedüz “komplo teorisi” kategorisine giriyor!

Kısacası “Henry Lee”, Cave-Harvey çifti için hem bir tutkulu aşk tablosu çiziyor, hem de ufuktaki ayrılığın felaket tellallığını yapıyordu. Onlar ayrıldı ayrılalı hayranları, “Acaba bir şans daha verirler mi birbirine?” diye hasretle küllerinden doğacak bir aşkın yolunu gözlerken bizimkiler çoktan yoluna devam etti elbette.

Bir de maziden ufak bir ekstra bilgi verelim: 2001 tarihli İstanbul Caz Festivali‘nin programında birkaç gün arayla hem The Bad Seeds hem de PJ Harvey konseri vardı. Buradaki gayelerden biri elbette ‘olmaz’ denileni oldurmak, iki sanatçı için yıllar sonra bir kez daha canlı bir “Henry Lee” performansının kapısını aralamaktı, ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Görgü tanıklarının ifadesiyle o gece Harvey’siz bir “Henry Lee” performansına girişecek olan Cave, ansızın kulisten ona bakan Harvey’i görünce grup arkadaşlarına hızlı bir hareketle “Görev iptal,” der ve sıradaki şarkıya geçerler. Hayal kırıklığına uğrayan Harvey ise bir hışımla mekanı terk eder. Efsane olabilecek bir an, işte böylece toz olup uçar.

Varsın olsun, bize kalan miras bu haliyle de yeterince sağlam. Kapanış olarak dilerseniz seneler öncesinden bir canlı performansı izleyelim.