hatespeech ile söyleşi

Müziklerinde çeşit çeşit sert ve groovy etkileşimi harmanlayan üçlü hatespeech, uzun denebilecek bir aranın ardından yeni şarkıları “The Call“u streaming platformlarına servis etti. Biz de kendileriyle (Okan Özgürbüz, Onat Hafız, Tan Serdar) güncel bir hasbihale giriştik.

Fotoğraflar: Bengi Aktar, Defne Karaca

Henüz tanımayanlar için hatespeech’in hikayesini bizzat sizden dinleyelim.

Onat: Tan ile ilk olarak lisede başladığımız müzik yolculuğunun somutlaşmış ve ciddi hali diyebilirim.

Tan: 2016 yılında Onat’la Bursa’da okuduğumuz lisede müzik derslerinde kaynaşıp, daha sonra okulda kendi emeğimizle oluşturduğumuz derme çatma stüdyoda (!) beraber çalmamızla başladı. Özellikle müzik zevklerimiz ve müziğe önyargısız bakışımız bizi birlikte çalmaya devam etmeye itti bence. Sonrasında klasik olarak mezuniyette sahne almak vesaire derken, ikimiz de üniversiteyi İstanbul’da kazanınca burada ilk sene bir cover grubu kurduk. Bu grup o senenin sonunda dağılmış olsa da o dönemlerde -hatespeech’te emeği gizlice çok büyük olan Gökalp Ergen’in zorlamasıyla- ilk bestemi yapmıştım. Bu beste evrildi, çevrildi ve kadroya Okan’ın ve şu an grupta olmayan Gökhan Manav’ın dahil olmasıyla ilk teklimize dönüştü. Müzikal olarak o noktadan şu an uzak olsak da “kuruluş” hikayemiz bu şekilde.

Okan: O süreçte ben gitarda, Gökhan bass’ta idi. İki single ve tek bir konser sonrası pandemi, ardından da karantina dönemi başladı. O süreçte grup ilk başladığı tarzından epey uzaklaştı ve daha karanlık şarkılar ortaya çıkmaya başladı. Ardından ben gruptan atıldım. Daha sonra da fikir ayrılıkları sebebiyle Gökhan ayrıldı. Birkaç ay sonra bas gitarist olarak gruba geri döndüm ve grup şu anki üç kişilik halini aldı. Ben döndüğümde Balisong E.P. nin iskeleti kabaca hazırdı, şarkıları fazla beklemeden finalize edip kayda girdik. Ardından E.P. çıktı, kısıtlamalar bitti, konserlere başladık.

Uzun zaman sonra yeni bir şarkıyla çıkageldiniz. “The Call”ın yayınlanmasına giden süreçte kayıt, prova, konser anlamında boş durmadığınızı biliyorum. Neler yaptınız, bu yolculukta “The Call” nasıl ortaya çıktı?

Balisong E.P.’yi yayınladığımız dönem pandemi yasaklarının halen devam ettiği bir dönemdi. Konser verememek, yasakların getirdiği huzursuzluk ve kişisel buhranlar birleşince böyle bir şarkı ortaya çıktı. Bu yasaklar kalktıktan beri sanıyorum 10’a yakın konser verdik ve bu pandemi süreci o kadar beklenmedik bir şekilde gelişti ki, şarkı yayınlanmadan Balisong EP’sinden herhangi bir şarkıyı çaldığımız ama “The Call”’u çalmadığımız bi konser olmadı. Bu da tabii işe ayrı bir -tabiri caizse- heyecan kattı. Eğer elimizde bu konserlerin kaydı olsa “The Call” şarkısının nasıl her konserde farklı evrildiğini de görebilirdik. Çünkü hep değişiklikler yaptık ve asla aynı şekilde çalmadık son haline gelene kadar.

Başka şarkılar da pişiriyorsunuz. Onlar ne alemde?

Doğrudur. hatespeech, bizim müzik zevkimizin evrilmesiyle istemsiz bir şekilde düzenli tür değiştiren bir gruba evrildi. Şu an yapmak, üretmek istediğimiz tarzın sinyalini son konserde (27.05.2022 @ Karga)  çaldığımız yeni besteyle verdik. Umarız dinleyiciler başka bir tarz değişikliğine yine aynı ilgiyle yaklaşırlar. Yeni şarkıların ne alemde olduğu konusunda da, isteğimiz bu yaz bitmeden yeni bir E.P. yayımlamak.

Single/EP formatında işler yayınladınız, albüm konsepti de ihtimaller dahilinde mi?

Albüm / LP yayımlamak tabii ki herhangi bir müzisyenin en azından fikir olarak istemeyeceği bir şey değildir herhalde. Fakat bizce şarkıları beklettikçe insanın paylaşma isteği azalıyor ve kendi ürettiği üründen uzaklaşıyor. Bu tabii sadece sanatsal yönü. Aynı zamanda albüm dinleme kültürüne biz bile uzaklaşırken böyle bir adım atmak riskli geliyor. Tabii bir de ekonomik yönü var ki asıl o diğer iki gerekçemiz olsa da olmasa da bize bunu biraz imkansız kılıyor.

Konserlerinizde düzenli veya bir sefere mahsus cover’ladığınız bazı gruplar: Deftones, Limp Bizkit, Turnstile, The Cure, Sublime… Diyelim ki bunlardan sadece biriyle ortak şarkı kaydedebileceksiniz, kimi seçerdiniz?

Tan: Ben bu hakkı Deftones’tan yana kullanırdım sanırım.

Onat: The Cure bence.

Okan: Limp Bizkit diyorum.

Şu sıralar kimleri dinliyorsunuz?

Tan: Şu an dinleyip söylemeye utanmayacağım sanatçı/gruplar: Turnstile, Deftones, Angeldust, Title Fight, Citizen, Death Grips, Kendrick Lamar ve UZİ…

Onat: Cypress Hill, Helmet, Mode XL, Kana Kana, Killing Joke, The Cure, Lvbel C5.

Okan: Dua Lipa, mor ve ötesi, Bring Me To Horizon, Pink Floyd, cakal, Deftones.

Gruba ait promo görsellerinde sık sık karşımıza çıkan Kar Maskeli Figür karakteri kimdir, hikayesi nedir, bir adı var mı?

Bu karakter aslında Balisong EP’sindeki şarkıların öznesi. Çıkış şekli de bu fikirleydi, Iron Maiden’ın Eddie’si gibi bir maskot fikriyle çıkmamıştı yani. Fakat zamanla hem bizim bu maskeye sık yer vermemiz hem de dinleyicilerin yorumuyla maskotumuza dönüştü. Yakın zamanda yaptığımız photoshoot’ta da yine yer vermeye karar verdik kendisine. Belki zamanla o da evrilebilir tabii.

Eklemek istediğiniz bir şey?

Dinleyen herkese ve Kıyı Müzik’e çok teşekkürler. Konserlerde görüşmek üzere. <3