Alacakaranlık Üzüntü Kuşağı

1 Kasım 2012 Perşembe, Babylon İstanbul

Kapı Açılış: 20.00
The Ringo Jets: 21.00
The Twilight Sad: 22.15

Erol Evgin’in sunumu ve unutulmaz şarkısıyla küçüklüğümüze dair hatıraların en canlı öğelerinden Süper Aile halen devam ediyor olsaydı ve hani olur ya, ‘100 kişiye sorduk; en iyi İskoç müzik grubu hangisidir?’ diye bir soru sorulsaydı verilecek cevapları düşünelim. İlk üç sıra muhtemelen “Travis-Belle&Sebastian-Mogwai” şeklinde oluşacak, arkalarından Primal Scream takipte olacaktı. Toplam 100 cevabın en az 85’ini bu dörtlü oluşturacak, geriye kalan 1-2 cevap da yüzde 3-4’ler civarında gezinecekti.

İşte bu küçük yüzdeli İskoç gruplarına verilebilecek sürpriz yanıtlardan biri, Kilsyth’li melodik indie rock üçlüsü The Twilight Sad olabilirdi! Bu lüzumsuz mizansenin tesirinden arınıp devam edersek; James Graham, Andy MacFarlane ve Mark Devine’dan kurulu grup, post-punk, shoegaze, noise rock, hatta industrial, bazen krautrock karışımı sound’larıyla 2007’de çıktıkları İskoç Ligi’nde kalıcı olmayı başardıkları gibi, Avrupa Ligi’nde de ses getirecek kimi başarılara imza attılar. Tüm bunların ardından, 1 Kasım’daki zorlu İstanbul deplasmanına hazırlar!

Bayramlar Haftası’nı acısıyla tatlısıyla geride bıraktığımız şu mesut güne yaraşır bir konser hatırlatması mahiyetinde olan bu yazıda, grubun 2012 tarihli No One Can Ever Know isimli albümü üzerinde bir miktar durulacaktır. Bundaki önemli sebeplerden biri, söz konusu albümün halihazırdaki son The Twilight Sad eseri olmasının yanı sıra, grubun müziğinin de oturma yolunda ilerlediği bir albüm olmasıdır.

The Twilight Sad eğer bugün dinleyici kitlesini daha geniş bir yelpazeye yayamadıysa, bundaki birincil etken, ilk albümdeki çıkışın üzerine ikinci albümde yeni tuğlalar koyamamalarıdır. İkinci albümlerinin ertesinde, “benzetildikleri grupların” listesini bir miktar daha şişirdiler, o kadar… The National, Cars, Public Image Ltd, Liars, Glasvegas, Autechre, Mogwai, Aereogramme…

Ve fakat üçüncü stüdyo albümü ile işler biraz değişti. Grubun, kendisi olma, kendi sound’unu oturtma ve üzerine birşeyler koyma konusundaki becerisini arttırdığını söyleyebiliriz. Melodik, basbayağı karanlık ve doğal sonuç olarak albenili bir müziğin icracıları, oluşturdukları kasvetli ve klostrofobik dünyanın nadide bir köşesinin altın anahtarını da yapımcı Andrew Weatherall’a teslim etmeyi borç bilmeli bu noktada elbette. Grubun ikinci albümüne atarlanmış gibi görünmekle beraber, ilk albümün rüzgarına bakakalan The Twiligiht Sad’in gösterdiği gelişimde Weatherall’un katkısını da teslim etmemiz gerekir.

Şubat ayında çıkan dokuz şarkılık albüm, klasik tabirle, ‘dinlendikçe güzelleşen’albümlerden. Önceki albümlerinden farklı olarak, biraz daha synth sesi duyuyor, daha da acımasızlaşan ve karanlıklaşan şarkı sözleriyle ağır ağır müptelası oluyorsunuz. Elektronik tavırlar sergileyen ‘Don’t Move’ ve albümün ilk single’ı ‘Sick’, basın baş rolde olduğu ‘Do Not Look At Me’, piyanosuyla ‘Not Sleeping’, albümün belki de en güzel iki parçası ‘Dead City’ ve ‘Nil’, albümü sevmek için yeterli sebep teşkil ediyor.

Bu albümle ilgili olarak; grubun çok yakında ‘No One Can Ever Know: The Remixes’ adlı bir albüm çıkaracağını, albümün -adı üstünde olduğu üzere- son albümden bazı şarkılar için yapılmış kimi remiksleri barındıracağını ekleyelim ki, remiks yapan isimlerin içinde Com Truise, Liars ve Breton da bulunuyor.

Besteleri yapan Andy MacFarlane ile şarkı sözlerini yazan/ söyleyen James Graham’ın (r’leri vurgulama ve İskoç aksanı konularında takdire şayandır kendisi) ortaklığı hala bir miktar çeşniye ihtiyaç duyuyor tabii ki. Böyle bilindik sularda yüzüp bir fark ortaya koymak her zaman çok kolay olmuyor; ama The Twilight Sad bu konuda önemli bir mesafe kaydetmiş durumda görünüyor ki, bu da grubun geleceği ve Babylon İstanbul konserleri hakkında umut veriyor. Mogwai’nin alt grubu olarak çalmış, Radiohead’in Climbing Up the Wall’una gayet güzel bir yorum getirmiş, etkileyici bir vokale sahip bir gruptan bahsediyoruz; soğuk ve mat hava kütlesi de Kasım ayıyla birlikte gelmişken,  The Twilight Sad’le üzülmemizin şimdilik bir sakıncası yok. İyi seyirler.

Emre Yürüktümen

***

No One Can Ever Know: The Remixes

1. “Sick” (Brokenchord Remix)

2. “Sick” (Com Truise Remix)

3. “Nil” (Liars Remix)

4. “Not Sleeping” (Tom Furse Dub Mix)

5. “Alphabet” (JD Twitch/Optimo Instrumental Remix)

6. “Not Sleeping” (Warsnare Remix)

7. “Nil” (Breton Remix)

8. “Alphabet” (Ambassadeurs Remix)

9. “Sick” (Brokenchord Remix 2)