Söyleşi: Scenes We Have Missed

Kapak Fotoğrafı: İdil Kocabozdoğan

İzmirli screamo/melodik hardcore ekibi Scenes We Have Missed, geçtiğimiz günlerde uzun bir aranın ardından yeni teklisi “Zamanın Çarkları”nı paylaştı. Biz de kısaca laflayıp güncel planlarını öğrenmek için kendilerine ulaştık.

Nasılsınız, keyifler yerinde mi?

Keyfimiz gayet yerinde, pasif bir şekilde geçirdiğimiz uzun bir dönem oldu. Önümüzdeki aylarda daha aktif bir şekilde albüm hazırlıklarına devam edeceğiz. Beklediğimize değeceğini umuyoruz.

“Zamanın Çarkları” bir süredir gelen ilk yeni çalışmanız. İki sene sonraki bu ilk yeni Scenes şarkısının hikâyesi, sizin gözünüzdeki anlamı nedir?

Scenes We Have Missed dinleyen birinin ilk fark edeceği özelliklerden birisi sözlerin kişisel tecrübelere ithafen yazıldığı olacaktır. Yaşantımızda olmayan olay ve sorunları şarkılarımıza katmaktan kaçınıyoruz. Geçtiğimiz 2-3 senede (özellikle Covid başlangıç döneminin) zamanın kontrolünün aslında hiç elimizde olmadığı ve geçen sürenin içinde olsak bile o zamanları yaşayamayacağımızı somut bir şekilde kanıtladı. Zamanın çarkları, bu kazandığımız yeni bilince ve durmadan ilerlediğimiz sona yazıldı.

Sıradaki EP Pattern Recollection’da bizi neler bekliyor, bilinen ya da tahmini bir yayın tarihi var mı? Sizce State of Dreaming’den beri bir ekip olarak ne şekilde geliştiniz, neler öğrendiniz bu çalışmada?

Biz başlangıçtan itibaren yakın arkadaşlar olarak stüdyoya giren ve ortaya ne koyabiliyoruz onu deneyen bir gruptuk. Zamanla bazı arkadaşlarımız yurtdışına gittiği ve üyeler değiştiği için çok stüdyoya girip beraber çalma şansına sahip olamadık. Bu yüzden kayıtlar daha çok dinleyiciye kulaklığını taktığında ya da evde dinlediğinde sound olarak bir deneyim sunma üzerine evrildi. Yeni EP de bu yönde olacak. Eskiye göre etkilendiğimiz hardcore ve metalcore sound’unu bir kenara bırakıp, mümkün olduğunca bir janranın etrafında dönmeden, daha deneysel şeyler yapmak istiyoruz.

İzmir’den çıkma bir grupsunuz, haliyle en çok performans verdiğiniz şehir de orası. Alternatif kültür içinde belki sayıca az, ama her biri tutkulu insanlarla yürüyen hardcore sahnesinin oradaki çehresi nasıl? Mesela geçtiğimiz cumartesi Pembe ile Karga’da sahne aldığınız İstanbul’la karşılaştırınca ne gibi paralellikler ve farklılıklar var?

İstanbul’da mekanlar ses açısından kesinlikle daha iyi ve daha çeşitli en net farklılık bu diyebiliriz. Bunun yanı sıra farklı olan pek bir şey olduğunu söyleyemeyiz, yüzler değişse de herkesin hisleri aynı. Ne kadar alternatif müzik için mekanlar kapılarını pek açmasa da İzmir dinleyicisi sanatçıları destekliyor ve konserlere geliyor.

Bir oyun oynayalım şimdi: Kullandığınız streaming platformunun arama geçmişinde görünen son üç şarkıyı istiyorum herkesten.

Ongun: King Krule – Stoned Again, Massive Attack – Future Proof, Deftones – Tempest

Bengi: Earth Moves – There Was an Apple Orchard here, Author & Punisher – Nazarene, Silent Planet – Inhabit the Wound

Alp: Nothing – ACD, Moby – Memory Gospel, The Acacia Strain – Bay of Pigs

Berk: Joel Fausto & Illusion Orchestra – Grotesco, Conjurer – All you will remember, Holy Fawn – Void of light

Tan: Meat Wave – Honest Living, Sum 41 – Still Waiting, Idles-Crawl!

Diyelim ki bundan 100 yıl sonrasında Scenes anısına bir anıt taş dikilmiş, üstünde şimdiye dek karaladığınız şarkı sözlerinden hangisi yazardı?

“In the voids, we’ll hide and won’t flinch at all

Because the love we stubbornly refuse to give will perish and turn to dust

Or already did, long before we know

Long before we knew.”

Scenes We Have Missed’in Bandcamp sayfasına şuradan ulaşabilirsiniz.