Söyleşi: Hav Hav!

Lo-fi garage rock sularında müzikler içeren ilk albümleri Havlıyor Köpekler geçtiğimiz günlerde çıktı. Hav Hav! ile yakından tanışmak isteyen bu röportajı atlamasın.

Öncelikle sizi tanıyalım: Hav Hav! nasıl bir oluşumdur, kimleri içerir, nasıl tanıştınız, birlikte müzik yapmaya nasıl karar verdiniz?

Mert Tugen: Hav Hav! ben, Emir Aktunç ve Ozan Uzunsoy’dan oluşuyor. Halihazırda birkaç yıldır birbirimizi tanıyorduk zaten. Ben pandemi döneminde evde sıkıntıdan bir şeyler kaydetmeye başlamıştım ve ortaya “Aptal Duygular”’ın demosu çıktı. Şarkıyı direkt Ozan’a yolladım. Ozan, hep bir grupta çalmak istiyordu, şarkının heyecanıyla kendisini hızlıca davul kursuna yazdırdık. Bu sırada ben Eskişehir’de bir yıl geçirdim ve o bir yılda albümdeki diğer şarkıların demolarını kaydettim. Sonra İstanbul’da Emir’e anlattım grup fikrini ve baslar da ona emanet edilmiş oldu. Ardından hemen birlikte çalmaya başladık.

Ozan Uzunsoy: İlk kez 2020 yazında Mert’le beraber stüdyoya girdik. Rezalet bir performanstı, ama biz çok heyecanlanmıştık. İlerleyen zamanlarda da şarkıları önce Mert ve ben, ardından Emir’in de aramıza katılmasıyla birlikte çalışmaya başladık.

Emir Aktunç: İnsanlarla birlikte müzik yapma fikrini oldum olası seviyor ve istiyordum. Mert bazı demolar kaydettiğini ve Ozan’la birlikte hayata geçirme aşamasında olduğunu söyleyince grup tamamlanmış oldu. Sık sık provaya gittik ve zamanla birlikte müzik yapmaya başladık.

Hepinizin “kedi mi köpek mi” tartışmasında duruşu aynı mı?

Mert: Benim dokuz yıldır en yakın arkadaşım Momo isimli bir kedi. Çizgim çok belli yani, ama Momo’nun gönlü olsa bir köpekle birlikte de yaşamak isterdim.

Ozan: Benim de kedim var, adı Mükü. Aramız pek iyi değil. Tanımadığım köpeklerden de korkuyorum.

Emir: Miyavvv!

Soldan sağa: Ozan Uzunsoy, Mert Tugen, Emir Aktunç.

Lo-fi garage diyebileceğimiz bir ses estetiğiniz var. Tarzınızı oluştururken size yol gösteren, hepinizin dinlediği belli başlı ekipler kimlerdi?

Mert: Benim kafamda ilk etapta çok basit, biraz punk biraz garage hissi veren ev kayıtları vardı. Farklı janralardan isimlere de çok bakıyordum. Daniel Johnston’ı çok seviyorum mesela. Bunun dışında iyi bir punk dinleyicisi olduğumu söyleyemem, ama Türkçe yazılmış basit ve eğlenceli, biraz da serseri hislerle yazılmış sözler beni çok çekiyor. O yüzden Cemiyette Pişiyorum, Kilink, Palmiyeler ve Bunu Sen İstedin gibi isimleri çok dinledim. Palmiyeler’in ilk albümü çok özel bir yerdedir bende. 

Şarkıları yaptığım sıralarda da Wavves’in ilk albümlerine ve biraz da yeni keşfettiğim egg punk gruplarına bakıyordum. Prison Affair, Snooper, Brian Damage gibi. Bunun dışında aklıma gelenler Bass Drum of Death, King Khan and BBQ Show, Jay Reaterd gibi isimler. 

Ozan, Emir (aynı anda): Aynen!

Halihazırda yayınladığınız üç tekli de dahil olmak üzere sekiz şarkıya yer veren ilk albümünüz Havlıyor Köpekler nasıl koşullarda kaydedildi, nasıl bir süreçti sizin için?

Mert: Ben şarkıların demo hallerini çok seviyordum aslında ama bir yandan teknik olarak da çok yetersizdim ve şarkıları biraz harcadığımı düşünmeye başladım. Kafamda çalışmak istediğim bir iki isim vardı ve keşke Taner Yücel bir el atsa diye düşünüyordum uzun süre, ama bir türlü yazmadım nedense. 

Baya bir zaman sonra Taner benden Hav Hav! tişörtü istemişti. Bunun için buluştuk, ben kafamdakileri anlattım ve biralarımızı bitirir bitirmez Taner’e gidip neler yapabileceğimizi konuşmaya başladık. Ertesi hafta albüm neredeyse bitmek üzereydi. Her şey Taner’in odasında, muzlar, kahveler, hurmalar ve gülüşmeler eşliğinde oldu. Bazı back vokalleri omuz omuza birlikte söyledik. Emir’in “Sanırım Anksiyete”deki maymun sesleri inanılmazdı.

Ozan: Taner sağ olsun stüdyoda çalıştığımız şarkılar inanılmaz bir boyuta ulaştı. Şarkıların albüm kayıtlarını ilk dinlediğimde aşırı heyecanlanmıştım.

Emir: Kayıtların sonuna doğru ciddi bir maymun sesi problemi ile karşılaşan Mert ve Taner’in yardımına koşa koşa yetiştim.

Peki albümden ortaya çıkarması en kolay ve en zor şarkıları seçseniz hangilerini seçerdiniz?

Mert: Aslında öyle bir durum çok olmadı gibi. Kolay ve hızlı ilerledi her şey Taner sayesinde. Sadece “Ben Bir Zombiyim”in demosunda, şarkının girişinde ve arasındaki ulumaları çok seviyordum. Yeni kayıtta onu bir türlü yakalayamadık, var olan haline çok aşina olduğum için yenileri bir türlü sevemedim. Yoğun ısrarlarla Taner’in başını biraz şişirdikten sonra demodaki ulumaları kullandık. Bunun dışında her şey çok kolay ve eğlenceliydi gerçekten.

Hile yapmadan dürüstçe cevap verin: Kullandığınız streaming platformunun arama geçmişinde görünen son üç şarkıyı istiyorum herkesten.

Mert: Shintaro Sakamoto, Çelik – Selam Söyle, Blur.

Ozan: Korn – Make Me Bad, Queens of the Stone Age – The Sky is Fallin, Show Me the Body – We Came To Play.

Emir: Erykah Badu – Window Seat, Pharoah Sanders – The Creator Has a Master Plan (RIP), Saib – Sunflowers.

Mert, “Havlıyor Köpekler” şarkısı için bir klip de hazırlamışsın. Ondan da bahsetmek ister misin?

Mert: Tabii. Benim son zamanlardaki favorim “Havlıyor Köpekler” şarkısıydı. Hüzünlü şeyler hissettiriyor ilk başta, sonra daha ulvi hisler kabarıyordu içimde. Yakın zamanda da Nilipek için bir animasyon klip yapmıştım. Onun gazıyla elim soğumadan hemen bir hikaye yazıp, çizdim. Köpeklerin başkaldırı hikayesi olsun istiyordum. Dramatik görüntüler vardı kafamda ve son bir ayımı bu kliple geçirmiş oldum. Sonuçtan da memnunum gayet. 

Hav Hav!’ın geleceğe yönelik planları neler?

Emir: Provalara devam ettikçe yeni şarkılar yazmaya başladık. Şimdiden albüm dışında dört parça yazdık ve konserlerde çalıyoruz. Biz de ikinci albümümüz için çalışmaya başladık. Bunun yanı sıra şarkılara yeni klip fikirlerimiz var ve bunlara yoğunlaşabiliriz.

Mert: Benim öncelikle kendime iyi bir gitar almam lazım. İlk hedefim bu, kötü bir gitarla çalıyorum çünkü. Bunun yanında konserlere devam etmek ve mümkün oldukça çok fazla insana çalmak istiyoruz. Bir yandan da mesela bazı şarkılar için klip fikirlerimiz var. Tepe çocuklarıyla bir kaykay klibi çekmek gibi. Bir yandan Padme’den Toprak’la konuşuyoruz. Onun da güzel klip fikirleri var ve birlikte güzel şeyler yapacağız gibi duruyor. Bu projenin böyle her disiplinden birileriyle kolektif bir şeye dönüşmesi hoşuma gidiyor baya.

Ozan: Yeni konserler, klipler ve şarkılar haricinde 12 Ekim’de hep beraber Homeshake konserine gidiyoruz.

Diyelim ki bundan 100 yıl sonrasında Hav Hav! anısına bir anıt taş dikilmiş, üstünde şimdiye dek karaladığınız şarkı sözlerinden hangisi yazardı?

Ozan: Havlıyor…

Emir: …köpekler…

Mert: …hav hav hav!