Placebo’dan çok katmanlı dönüş: Never Let Me Go

Placebo, dokuz senelik bir sürecin ardından kurucu üyeleri Brian Molko ve Stefan Olsdal olarak -Placebo için sekizinci, ikili adına ilk- yeni albümü Never Let Me Go ile geçtiğimiz günlerde dönüşünü yaptı. 2018’den beri üzerinde çalışılan bu albümde Placebo’nun kendi sesi ve tonu haricinde; kayıt aşamasında reverse engineering kullanımı ön planda. Grup olarak jam sessions gibi alışkanlıkları bir kenara bırakılmış, şarkı başlıklarından şarkı sözlerine doğru uygulanan tersten söz yazımı usulü de söz konusu ayrıca.

2021’de ‘Beautiful James’ ve ‘Surrounded by Spies’; 2022’de de ‘Try Better Next Time’ ve ‘Happy Birthday in the Sky’ albümden tekli olarak yayımlanan şarkılardan.

13 şarkıdan oluşan Never Let Me Go, Molko’nun kendi tabiriyle “Dünyanın ızdırabı, her bir noktada olan dilsiz feryat.” Üstten bir göz atıldığında; çevresel sorunların ve sosyal medya kavramının yanında (‘Try Better Next Time’ ve ‘Surrounded By Spies’) yas tutmaktan (‘Happy Birthday In The Sky’), Doctor Who (‘Hugz’ – “Never trust a hug. It’s just a way of hiding your face”) ve Eleanor Rigby (‘The Prodigal’) referanslarına kadar çok katmanlı bir albüm olduğu ortada.

Placebo ile olan dokuz yıllık arayı kapatma meselesi ‘Forever Chemicals’ ile başlıyor. Molko’nun drum machine üstünde programladığı bir ritmi harpta kullanarak delay pedalı ve temiz bir distortion ile derlemesiyle oluşmakta, ki Molko’ya göre Infra-Red’i andıran loop girişi kısmıyla o dokuz yıllık ara beklenmeyen hızda kapanıyor. Sözlere gelecek olursak; yazım aşamasında durmadan tema değiştirmekten midir bilinmez, en sonunda belirsiz bir alanda kendini tekrar eden alegorilerle karar verme hakkını dinleyiciye veren bir şarkıya dönüşmüş. İyi de olmuş. Antipsikotik, antidepresan, methylphenidate gibi psikolojik güçlüklerin tedavisi olduğu kadar fizyolojiyi de etkileyen ilaçların darbesini anlattığı da sıkça dile getirilen kararlardan.

“The memory drugs make memory snow / I think but I forget / My imagination doesn’t know where to go / So it goes to sleep instead… / … And with friends like you
Who needs enemies?”

İlerleyen dakikalarda karşılaştığımız ve ilk olarak Bad Piano diye adlandırılan şarkı ‘Beautiful James’, Molko’nun uykusuzluk günlerinde ortaya çıkanlardan. Ona göre; şarkının karakteri olan James, sevgi ve güvenin objesinin herhangi bir ismi yalnızca, belirli bir şekle sokmak ‘Forever Chemicals’ gibi dinleyiciye kalıyor.

“The silence in your eyes / Is far too rare to give away / And it’s exactly why I stay”

‘Fix Yourself‘, yani albümü bitiren şarkıda, moral açıdan kabul edilmiş ‘normal’ kalıplardan uzaklaşmak, dışına çıkmaktan bahsedilir. İster medya ve moda, ister ebeveynlerin kendi kafalarındaki mükemmel evlat resmi için didinmesi ve terapistlerin ‘başkalarını düzeltme işi’ sayesinde servet edinmesi söz konusu olsun.

“Don’t tell me how to feel / Now I’m bored / Of your caucasian Jesus… /… Go fix yourself instead of someone else”

Kendi “Placebo” sesini kaybetmeden deneyseli aramanın başarılı bir ürünü olan Never Let Me Go, gerek toplumsal gerek politik olarak bu aşikar ihmali, “millet bozdu ya” yüzeyselliğinden sıyırıp ete kemiğe büründürüyor.