Michael Stipe, Stephen Colbert’in Talk Show’una Konuk Oldu

Eski R.E.M. vokali Michael Stipe şu günlerini oldukça faal geçiriyor. Kendi ismiyle “Your Capricious Soul” ve “Drive to the Ocean” isimli iki tekli yayınlayan Stipe, bu işlerden elde ettiği geliri ise hayır kurumlarına bağışlamıştı. Geçtiğimiz günlerde sunucu Stephen Colbert‘in talk show’una konuk olan Stipe, ilgi çekici şeyler anlattı.

Söyleşinin kendisini video olarak önden takdim ediyor, ardından sohbetin satır başlarından bazı çevirilere yer veriyoruz.

“(Haberleri takip etmeyi) geçen sene Şükran Günü’nde bıraktım. Doktorlarımdan biri bana haberleri izlemeyi ve kafein tüketmeyi bırakmamı tavsiye etti. (…) Ayrıca sosyal medyadaki bütün hesaplarımı da kapattım. (…) Çanak anten misali işliyorum, çevremdekileri toplayıp işlerime aktarıyorum. Heyhat benim gibi 10 yıldır yeni bir iş yapmıyorsanız aktarması biraz daha zor oluyor. Her şey içeride sıkışıyor.”

“Çocukluk kahramanım Quasimoto, yani Notre Dame’ın Kamburu idi. (…) Patti Smith ile geçenlerde oturup sohbet ettik. Onun hem dostu hem de büyük hayranıyım. (…) O da çocukluğunda kendini Notre Dame’ın kamburu ile özdeşleştirirmiş.

“Greta Thunberg (…) otizmini adeta bir süper güç misali kullandı. Bir kelimeyle bütün hikayenin akışını değiştirdi. Başkasının engel olarak görebileceği bir şeyi kahramanca değerlendirdi. Kırılganlığına karşın son derece güçlüydü.

“(Donald Trump’ın mitinglerinde rızam dışında R.E.M. şarkıları çalması) güncel ruhsatlanma şartları yüzünden önüne geçemeyeceğim bir şey. Sonuçta R.E.M. artık aktif bir grup değil. (…) Bir keresinde Patti Smith’in de sahne aldığı bir hayır konserine gitmiştim. (…) Bizi bir VIP kabinine götürdüler. Orada arkadaşımla ikimiz vardık sadece. Derken hayli gürültücü bir iş adamı, yanında bir kadınla kabine giriverdi, yanımıza oturdu. Bu iş adamı performans boyunca yanındaki arkadaşıyla konuşmayı sürdürdü. Çok da küçük bir mekandı, saygısızca bir tavırdı, diğer insanlar da rahatsız olmuştu, başlarını bizim tarafa çevirip duruyorlardı. Patti Smith sahneye çıktı, adam hala konuşuyor. Dönüp, “Affedersiniz, bu kadın benim arkadaşım. Konuşmanız çok saygısızca, bunu kesmelisiniz. Ne yapıyorsunuz? Kapayın çenenizi,” dedim. “Kapa çeneni” dedim. Adam kalkıp gitti. O adam kimdi bil bakalım: Donald J. Trump.”