Conic Rose: “İnsanları Sevin, Müzik Dinleyin”

Son güncelleme:

Kapak Fotoğrafı: Mitch Stoehring

Conic Rose kabaca deneysel caz ve art rock sularında yelken aldığını söyleyebileceğimiz Berlinli genç bir ekip. İlk albümleri Heller Tag bu sene yayımlandı, anında da radarımıza düştü. Aklımızdaki sorulara cevap almak için gruba ulaştık.

Henüz sizi tanımayanlar için Conic Rose kimdir, nasıl bir araya geldiniz?

Biz Bertram, Franzi, Konsti ve Jonny. Berlinli bir grubuz. Herhangi bir türle tanımlanması kolay olmayan bir müziği kolektif üslupla yazıyor ve üretiyoruz. Şarkılarımız içinde farklı farklı sahneler içeren bir filmden çıkmış gibi tınlıyor. Bizi dinlerken kendinizi Berlin’de bir tekno kulübünde, pazar sabahı güneşleniyorken, Gleisdreieck Parkı’nda meditasyon yaparken, gölde geziniyorken ya da şehir kaosunun tam göbeğinde hissedebilirsiniz.

İlk albümünüz Heller Tag yayımlanalı biraz oluyor. Yaratım sürecinden bahsedelim biraz.

İlk olarak kimisi bireysel kimisi grupça yazılmış melodiler, armoniler ürettik; ayrıca oradan buradan loop’lar ve minik parçalar topladık.

Birçok fikrimiz birikince Berlin’deki stüdyomuzda daha uzun süreli buluşmaya başladık. Bazen Bertram’da ya da Jonny’nin çatı katındaki stüdyosunda da buluştuk. Şarkıların çerçevesini ve ruh halini bu üç mekanda yakaladık. 2021’de şarkılara daha yakından odaklanma imkanımız oldu, zira pandemi dönemiydi, evlerimizdeydik. Bu durum aslında bir bakıma bize faydalı oldu.

Nihayetinde elimizde fazla fazla materyal birikmiş bir durumda bulduk kendimizi. Birlikte dinledik, kestik, biçtik, deneyler yaptık, yavaş yavaş sınırları keskin ve somut bir şeyler ortaya çıktı. Muzip, yaratıcı bir süreçti. Bazen bir şarkı daha bitmeden nasıl tınlaması gerektiğini çözmüş oluyorduk.

Önceki soruma stüdyodan üç önemli anı aktararak ekleme yapabilir misiniz?

Şarkılarımızın birinde Johannes davul kısımlarını sadece gitar sesleriyle üretti. Enstrümanlarımızda normalde kullanmadığımız yeni sound’lar üretmek bizim için bir hedefe dönüşmüştü. O an, benim için bu hedefe ulaşmakta önemli bir aşamaydı. İkna edici tınladığı sürece her şeyin mümkün olduğunu anladım.

“Uli”deki nefesliler bölümünü başta şarkının ilk yarısına yayılması için kaydetmiştik. Sonradan bu plan Bertram’ın efektler ve delay’ler süzgecinde bolca gitar kaydetmesi şeklinde gelişimlerden geçti. Ardından nefeslilerin neredeyse tamamını çıkardık; anın kendisi daha açık bir biçime büründü, nefes aldı. Ancak ordaki nefeslilerin önemli kısmı albümden bir diğer şarkı olan “Miranda”da kendine yeni bir yuva buldu.

Başka hangi enstrüman ve araçlar üstünde deneyler yaptınız?

Seslerle ve efektlerle bir şeyler denemeye bayılıyoruz.

Örneğin farklı trompet seslerini başka enstrümanlarla birleştirerek kendimize has alanlar, dronlar, tuşlular yarattık. Heyecan verici bir deneyimdi.

Bu albümden yazması, kaydetmesi en kolay ve en zor iki şarkı hangileriydi?

Albümdeki şarkıların hepsi bizim için birer yolculuktu. Fakat “Goodbye” ve “Uli”, örneğin “Honeymoon” ve “Learn To Be Cool”a kıyasla çok daha hızlı şekillendi. Her şarkının yaratımında kolay ve zor aşamalar söz konusuydu. “Goodbye”ın girişindeki sample’a ulaşmak “Honeylake”teki köprüyü elde etmemizden çok daha uzun sürdü mesela.

Hemen bir oyun oynayalım, hile yapmak yok: Kullandığınız müzik dinleme platformunun arama geçmişinde gözüken son üç şarkı nedir?

“Impurities” – Arlo Parks

“Petals” – Bibio

“Girl Loves Me” – David Bowie

Bir grup olarak bundan beş sene sonra nerede olmak istiyorsunuz?

Üçüncü albümümüzü yapıyor olalım. Caz etiketinden sıyrılmış olalım. Festivallerde; Bonobo, Portico Quartet, The Notwist, Radiohead, Cinematic Orchestra gibi gruplarla birlikte çalmak güzel olurdu. Sadık bir dinleyici kitlesi de düşlüyoruz ki olabildiğince sık yeni müzik yazıp çalabilelim. Burada işin içine para etmeni giriyor, sinir bozucu olduğu kadar hayati ve yeni kapılar aralayan bir gerçek…

Umarım bir gün buralarda bir konserde buluşabiliriz. Okurlarımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

İnsanları sevin, müzik dinleyin, albümümüzü Bandcamp üstünden satın alıp arkadaşlarınıza bizden bahsedin. Türkiye’de çalmayı da çok isteriz, bizce orada yaratıcı ve heyecan verici bir sanat/müzik sahnesi mevcut.

Conic Rose’un Bandcamp sayfasına şuradan göz atabilirsiniz.