Brigid Mae Power – Head Above The Water

Brigid Mae Power‘ın müziği bize maddi ile manevi evren arasındaki bir düzlemden sesleniyor. Somut deneyimler hayaletleri, soyut düşünceler aksiyonları besliyor. Dile dökülen tüm duygu ve düşüncelerin yarattığı bu akışkanlık ve dönüşümlülük, müziği tanımlarken country, slowcore, folk gibi basmakalıp tanımlar kullanmamızı engelliyor.

Power’a kendi sesini yaratmakta güç bahşetmiş olabilecek isimler arasında Bob Dylan, Joan Baez, Sharon Van Etten, Red House Painters, Mazzy Star ve daha nice önemli isim var. Kendisi akustik gitarını hülyalar paletine batırıp çıkardıkça ilham aldığı halk türküleri, ayak bastıkları diyarı ütopik biçimde yeniden düşlüyor. Müjdelenen ütopya kendi hüzünlerini yaratmaya devam ediyorsa şayet, bu da blues’un durmak bilmeyen yolculuğu ve mücadelesiyle alakalı bir durum olsa gerek.

Yeni bir düzen düşleyen Power’ın sesi, Head Above The Water‘ın heyecanla atan kalbinde kritik bir konuma sahip. Vokal tonundan çoğunlukla yeni bir enstrüman meydana getiriyor şarkıcı, kafasından geçenleri ses telleri tüm izlenimciliğiyle dışarı döküyor. “On A City Night”, “I Was Named After You”, “You Have A Quiet Power” gibi işlerde bu enstrümanın yaratabileceği mucizeleri detaylıca gözlemleyebiliyoruz.

Albüme adını veren kapanış şarkısı, uzaktaki ufuk çizgisine bakıyor ve gözlerini bir an bile kırpmaksızın bu çizgiyi gökyüzünün uzak ucuna dek takip ediyor. Brigid Mae Power bu finalle kendisini yeni hedefler çizerken resmediyor, bize ise o hedefleri önceleyen hissiyatlar kalıyor.