Bambara’dan Bir Post-Punk Harikası: Stray

Stray‘in ilk şarkısı “Miracle”a kulak verdiğinizde kendinizi gotik bir western filminin içine ışınlanmış buluyorsunuz. Bambara‘nın dört bir yanınızı saran karanlık enerjisi daha ilk dakikada yüreğinizi kavrıyor, post-punk sahnesinden kolay kolay ümidin kesilmeyeceğini bir kez daha anlıyorsunuz. Geçtiğimiz Sevgililer Günü’nde arzı endam eden bu harika albüm nasıl aylar boyunca radarımızdan kaçmış bilinmez, ancak geç de olsa böyle güzelliklerle tanışabildiğimiz için mutluyuz.

Bambara’nın tarzı uzun süredir 80’ler-90’lar Nick Cave‘i ile karşılaştırılıyor. Gözden kaçırılması en zor ilham kaynağı bu olsa da kıyaslamaları bununla sınırlamamak gerek: Hem Reid Bateh’in hem de arka planı şenlendiren Ani Ivry-Block’un vokalleriyle parlaklığı kısılmış bir Leonard Cohen şarkısını andıran “Sing Me To The Street”, akla doğrudan Bauhaus ve The Sisters of Mercy‘yi getiren bir gotik rock patlaması olan “Serafina”, uzun bunalımlar sonucu punk ve ötesinin büyüsüyle tanışmış bir country şarkıcısını dinlediğimizden şüphelendiğimiz “Made For Me” bu çoklu etkileşimler zincirinden olsa olsa küçük bir demet. Bunlara ilaveten grubun Güney Gotik edebiyat akımından hayli etkilenmiş olduğunu belirtmesi, şarkı sözlerine kulak verirken ruhen zenginleşmiş okumalara vesile olabilir. Ufak bir örnek:

John öleli yıllar olmuştu, karşımda beliriverdi

Yaşamayı bırakmak nasıl, diye sordum ona

Gözündeki bir bakıştan ibaret, dedi

Ardından ağır çekimde hareket etti ve bana

Biraz da böyle bir şey, dedi

Ölüm ona atfettiğin anlamdan ibarettir

Ama bunu da öğreneceksin yakında zaten

Sweat

Stray ilk keşiften sonra post-punk ve gotik rock sevdalılarının yakasından bir müddet düşmeyecek bir iş. Bambara üyeleri biraz oradan, biraz buradan miraslar edinmiş bir ekip olarak yer yer özgünlüklerini sorgulatsalar da enerjileri gotik rock’ın ilk ortaya çıktığı yıllardaki kadar taze bir illüzyona içkin. Dışarıda veya ruhunuzda gece karanlığı hakimse düşünmeden atlayın.