Mekanın, orada yapılan müzik kadar anlam kazanması yabancı olduğumuz bir olgu değildir. Her birimizin aklının köşesinde bulunan, hem ülkemizden hem dünyadan birçok kült konser mekanı vardır. Peki ya kendini konser mekanı olarak tanımlamayan bir mekan, bir konsere aracı olursa? Ortaya çıkacak birbirinden eşsiz ve tuhaf konserler hakkında bize konuşmak kalacaktır o zaman. Hadi başlayalım.
The Beatles “çatıda”
Bu derlemeyi yapma fikrini, geçenlerde aldığımız The Beatles’ın meşhur çatı konserinin Spotify’a yüklenmesi haberi üzerine aldığım için tabi ki bu konserle başlıyorum. Herhangi bir çatıda değil Apple HQ’nun çatısında ve 1969 Ocak’ının soğuğunda gerçekleşen bu 42 dakikalık konserin sonunda polisin çağrılmasına Paul McCartney’nin mükemmel tepkisini aşağıda görebilirsiniz.
Televizyon için üretecekleri bir canlı kayıt için stüdyoya giren grubun beklenmedik şekilde çatının birinde çaldığını duyan hayranları şehrin birçok yanında trafiği kitledi. Televizyon işi yalan oldu ve görüntülerin bir filmde kullanılmasına karar verildi. Ancak bu karar gelene kadarki keyifsiz süreç George Harrison’ın geçici bir süreliğine gruptan ayrılmasına bile neden olmuştur. Ekibe klavyede Billy Preston’ın dahil olmasıyla süreç yeniden canlanmıştır. Michael Lindsay-Hogg’un çektiği mevzubahis canlı kayıt, geçtiğimiz sene Peter Jackson’a emanet edilerek Get Back’te yer almıştır.
Bu konser, konser mekanı bağlamında alışılmadığı bu denli büyük bir grubun sunmasının örneği olması açısından bu yazıda ele alacağımız tüm absürt senaryoların öncüsü olmuştur diyebiliriz. Konserin bir diğer önemi ise grubun 5 yıllık bir aranın ardından gelen son canlı performansı olmasıdır.
Metallica “Antartika’da”
Dünyanın yedi kıtasında birden sahne almış ilk grup ünvanına sahip olmak kadar efsanevi bir şey olamaz herhalde. 2013 yılında Carlini üssündeki helikopter pistine sabitlenmiş bir domda, çoğunluğu bilim adamlarından oluşan 120 kişilik bir kalabalığa verilen bu konserin tamamı tabi ki cümle alem görsün diye YouTube’a yüklenmiştir, hem de Freeze ‘Em All diyerek. Herhangi bir çevresel zarara yol açmamak adına amfilerin izole kabinlere kapatıldığı konseri, izleyiciler kulaklıkları aracılığıyla dinlemiştir.
David Hasselhoff “Berlin Duvarı’nda”
1989 yılında duvarın yıkılmasından birkaç hafta sonra gerçekleşen konserin Berlin Duvarı’nın üzerinde gerçekleşmesi kadar enteresan olan şey Hasselhoff’un ışıklı ceketi ve tesadüfen kurtulduğu ve fark etmediği havai fişektir…
Johnny Cash “Folsom ve San Quentin Hapishanelerinde”
Cash’in şarkılarına aşina olanların duymakta şaşırmayacakları bu mekan tercihi, toplumun ayrık otlarıyla müziğin buluşmasının sembolü olması açısından büyük önem taşır. Bu konserler ayrıca o dönem kokain sorunları olan Cash’in kariyerini tekrar eline almasını sağlamıştır.
Cash, verdiği bu konserlerde zaman zaman gardiyanlarla atışır tutumuyla mahkumların sevgisini de katla kazanmıştır.
1968 yılında gerçekleşen Folsom Hapishanesi konseri için Cash, mahkumlardan birinin parçası Greystone Chapel’a da çalışarak konserini bu parçayla sonlandırmıştır.
1969 yılındaki San Quentin Hapishanesi konseri için çekilen, Cash’in konseri ve mahkumlarla yapılan röportajları içeren belgeseli izleyebilirsiniz. San Quentin’deki konserinde eşi June Carter da sahnede kendisine eşlik eder.
RHCP ve Grateful Dead “Gize Piramitleri’nde”
1978 yılında gerçekleşen konserin kaydı Rocking the Cradle: Egypt 1978 albümüyle sunulmuştur. Piramitlerde konser verme fikrini ortaya atansa grubun basçısı Phil Lesh olmuştur. Mısırlı udcu Hamza el-Din’in de sahnede yer aldığı konserin öncesinde ekipmanların olduğu kamyonun kuma saplanması sonucu develer de olaya müdahil olmuştur.
2019 yılında Gize Piramitleri’nde gerçekleştirilen Red Hot Chilli Pepper konserindeyse fırsattan istifadeyle Radiohead’in Pyramid Song’u çalınmıştır.
Kraftwerk “eski bir güç istasyonunun türbininde”
2004 yılında Tate Modern’in güç türbininde gerçekleşen konser, grubun güç istasyonu anlamını taşıyan adıyla manidardır. 3 boyutlu gösterimler ve animasyonlarla işitsel olduğu kadar görsel bir şov yaratılmıştır. Tate Modern’in direktörü Chris Dercon, performanslar için Gesamtkunstwerk yani “bütüncül bir sanat eseri” yakıştırmasını yapar.
Korn, James Blunt ve Jamiroquai “uçakta”
Ya bu konseptten emin miyiz gerçekten? Hani hem değişik bir yerde konser verelim deyince maalesef akla gelebilecek ilk klişelerden “havada yapalım” durumu hem de uyuyacak edecek vardır şimdi ne bileyim. Grup için ve tesadüfi olarak orada bulunan sevenleri için acayip eğlenceli olmuştur tabi.
Jamiroquai 33,000 ft yükseklikte özel bir jette performans vermiştir. Korn 37,000 ft yüksekte bir New York- Londra uçuşuna damlamıştır. James Blunt ise 2010 yılında, peki neden, 42,000 ft yükseklikte konser vererek ikisinin de rekorunu geçmiştir.
Sex Pistols “Chelmsford Hapishanesi’nde”
Johnny Cash’in hapishane konserlerinin aksine grup, pek güler yüzle karşılanmamıştır. Mahkumlar ve John Lydon arasındaki bağrışmalarla geçen konserin canlı kaydından bir albüm çıkarılmıştır. 1976 yılında gerçekleşen konserin kaydıyla o kadar fazla oynanmıştır ki… Hem de ne oynama yani. Glen Matlock’un bas gitarı kayda alınamamıştır. Ses mühendisi Dave Goodman bu duruma çözüm olarak bası sonradan eklemeyi nedense uygun görmüştür. Bu da yetmemiş kendisine. Kaydı daha da ilgi çekici kılmak adına Lydon, bir isyan başlatıyormuşçasına sesler eklemiştir. Hadi yine bunu da kabul ettik. Yaptığı şeyden memnun gibi duran Goodman, bir adım daha atarak Johnny Rotten’ı taklit edecek ve şarkı araları için kışkırtıcı mesajlar söylermiş gibi yapacak birini tutmuştur! Bu saçmalıkların eklenmediği kaydın saf hali de şükür ki bulunmaktadır.
Sex Pistols “Thames Nehri’nde bir gemide”
1977 yılında Kraliçe II. Elizabeth’in Birleşik Krallık tahtlarına katılımının 25. Yıldönümü olarak bilinen Gümüş Jubile gününde menajerleri Malcolm McLaren, grup için Thames Nehri’nde bir gemi ayarlamıştır. God Save The Queen’in çıkışını kutlamak için yapılan şovda Westminster Sarayı’nın oldukça yakınından geçerek Anarchy In The UK’i seslendiren grup, polislerin dikkatini çekmiş ve grup üyelerinin tutuklanmasına sebep olmuştur. Anında yasak getirilen şarkının listelerde iki numaraya ulaşması önlenememiştir.
Brian May “Buckingham Sarayı’nda”
Sex Pistols’ın Kraliçe Elizabeth’in Silver Jubilee’sini sabote etmesinden 25 yıl sonra, bu sefer Golden Jubilee’de God Save the Queen gökyüzünde yankılanmıştır. 2002 yılında Party at the Palace konserinin bir kısmında Sex Pistols’ın aksine illegal bir şekilde değil gayet davetle Golden Jubilee’yi kutlamak üzere saraya çağrılan May, gecenin açılışında yaptığı bu cesur davranışla akıllarda kalmıştır. Bu efsanevi açılış için Buckingham Sarayı’nın çatısında yalnız başına olmayı uygun görmüştür, orkestrası ise kendisine bahçeden eşlik etmiştir.
Pink Floyd “Pompeii’de”
1971 yılında dört gece art arda Pompeii’de bir amfi tiyatroda sahne alan grup, daha sonra burada Adrian Maben’in çektiği görüntülerle Pink Floyd: Live at Pompeii filmini yayınlamıştır. Pompeii fikrini atan da Maben olmuştur. Eşiyle Pompeii’i ziyaret ettiği bir tatil sırasında amfi tiyatronun dinginliğinin büyüsüne kapılmıştır. Amfi tiyatronun taşlarına verilen konser tam da konser midir bilemedim ama ortaya keyifli bir performans çıktığı kesin.
Chino Moreno “volkanda”
2016 yılında İzlanda, Reykjavik’te Deftones’un solisti Moreno ile birlikte 20 izleyicinin magma ocağının yaklaşık 120 metre altına indirilmesiyle gerçekleşen konser, 360º bir kamerayla kayda alınmıştır.
Moreno bu mini konserde sırasıyla Morrisey, Deftones ve David Bowie’den birer şarkı seslendirmiştir. Bu sıradışı konserin fiyatı 1400 £ etmekteydi.
Weezer, Dinosaur Jr., Sebadoh “cruise gemisinde”
Miami’den Meksika’ya çıktığınız cruise tatiline hangi sanatçılar eşlik etsin istersiniz? Böyle bir ortamın yaratılabileceğini hayal bile etmezdim. Hele bu tür bir olayın line-upında Dinosaur Jr., Sebadoh gibi grupların yer alması? Sindirmek için zamana ihtiyacım olan bir etkinlik olduğu kesin. İlk kez 2012’de gerçekleştirilen Weezer Cruise, evet dahası var, 2014’te tekrarlanmıştır. Üçüncüsü de planlanıyormuş da atlatılmış.
The Cramps “Napa Akıl Hastanesi’nde”
1978 yılında gerçekleşen konserin video kaydı olması harika bir haberdir. Böylece nasıl bir atmosfer yaratılmış olduğunu bizler de hissedebiliriz. Konserden geriye, grubun solisti Kid Congo Powers’ın “Bana sizin deli olduğunuzu söylediler, bundan emin değilim. Bana gayet normal görünüyorsunuz” lafı kalmıştır.
ZeN “Bakırköy Akıl Hastanesi’nde”
Ülkemizden de alışılmadık konser mekanları babında bir adım ZeN’den gelmiştir. Konserin kaydının albümleştirilmesi de ihmal edilmemiştir. ZeN dönemlerinde Murat Ertel’in lakabı olan Baba Zula daha sonra bugün bildiğimiz grubunun ismi olmuştur.
QOTSA “tuz madeninde”
2007 Avrupa turneleri sırasında Sondershausen, Almanya’da; yerin yaklaşık bir kilometre altında gerçekleşen konsere 300 kişi katılmıştır. Yarışma sonucu seçilen bu 300 kişiye grup, daha önce hiç canlı çalmadıkları parçalarını çalmıştır.
The White Stripes “otobüste”
2007 yılında Winnipeg’deki hayranları bir mesaj panosu aracılığıyla haberdar edilip 20 adedi belirlenmiş bir noktadan belediye otobüsüne alınmıştır. Sonraki durakta ikilinin otobüse binmesiyle konser gerçekleşmiştir.
The White Stripes “bowling salonunda”
2007’ yılında Kanada‘da 300 kişinin toplandığı ve 17 dakika süren bu konser de The White Stripes’ın rastgele konserleri serisine eklenmiştir.
Lalalar “otoparkta”
Geçtiğimiz haftalarda Müze Gazhane’nin -2. Kat otoparkında gerçekleşen konser ile mekanın Yerin Altında konser serisi başlatılmış oldu.
Foo Fighters “kamyon arkasında”
2011 yılında Kansas’taki konserleri Westboro Baptist Kilisesi protestocuları tarafından kuşatılan grup üyeleri, olaya tepki olarak bir kamyonun arkasına atlayıp protestoculara uygun kılıklara girerek Keep It Clean parçalarını seslendirmeye koyulmuşlardır.
2021’de yeniden Westboro Baptist Kilisesi protestocularıyla başı belaya giren grup olayı tekrarlama kararı aldı. Bu sefer Bee Gees parçası You Should Be Dancing ile karşılarına çıkan grup “Nefreti bırakmalı ve kendinizi dansa bırakmalısınız” dedi.
Sigur Ros “kullanılmayan bir balık fabrikasında”
Djupavik, İzlanda’da 2006 yılında bedavaya gerçekleşen konserde bu konser mekanının seçilmesiyle amaçlanan neydi ben anlamış değilim. Burada gerçekleştirdikleri performansın görüntülerini filmleri Heima’da kullanmışlardır.
Bon Iver ve The Flaming Lips “mezarlıkta”
Adından aşağı yukarı kimlerin orada yattığını tahmin edebildiğimiz Los Angeles Holywood Forever mezarlığı anlam veremediğim şekilde birçok etkinliğin gerçekleştiği bir mekanmış. Film gösterimlerinden konserlere her şey. Mekanınız mı kalmadı ne oldu desen de olmaz, Los Angeles’talar… Saçmalık.
Spiritualized “CN Kulesi’nde”
İnsan yapımı bir yapıda verilen en yüksek konser ünvanına erişen bu konser, 1997 yılında gerçekleşmiştir.
Kazım Koyuncu, Erkin Koray “Yedikule Zindanları’nda”
2005’in Şubat’ında Güney Asya ile El Ele başlığı altında felaketzedelere bağış toplamak üzere gerçekleştirilen 12 saatlik konserdeki tam kadroyu sayıyorum: 110, Aslı, Aylin Aslım, Çilekeş, Direc-t, Gece Yolcuları, Gripin, Hakan Tamar, Kargo, Kesmeşeker, Kurban, Manga, Mor ve Ötesi, Nev, Pamela, Suitcase, Vega ve Athena.
2005 yazında TRT’nin desteğiyle düzenlenmiş bir konser serisinde ise Kazım Koyuncu, Erkin Koray, Redd, Haluk Levent, Direc-t, Yeni Türkü gibi birçok isim Yedikule Zindanları’nda sahne almıştır. Bu konserlerde en yüksek fiyat 28 YTL imiş. :’)
Rage Against the Machine “Wall Street’te”
2000 yılında New York borsasını kapamayı başararak müzik tarihinin en unutulmaz anlarından birine dönüşmüş bu performansta, Michael Moore da kamerasıyla yanlarına alınarak oluşan görüntülerden bir müzik videosu yapılması ihmal edilmemiştir. Burada konser verme fikri, Moore’un videoyu şeytanın ininde çekmeleri gerektiği düşüncesinden doğmuştur. Konserle biriken kalabalık sonucu kapatılmak durumunda kalınan borsaya grup ve film ekipleri girmeye çalışınca polis tarafından engellenmişlerdir. Wall Street’te çekilenlere müzik videosunda, Rage Against the Machine üslubuyla göze parmak, pardon realist, sahnelerin yer aldığı bir s “Kim Milyoner Olmak İster” parodisi eklenmiştir. Sleep Now In The Fire parçaları için ortaya çıkan video aşağıdadır.
Boyz II Men, Alicia Keys ve Cyndi Lauper “Çin Seddi’de”
Çin Seddi’nde neden konser olduğunu sorgulamadan önce bunun nasıl bir line-up olduğunu sorgulayalım lütfen.
Sun Ra Arkestra “İstiklal Caddesi’nde”
1990 yılında kamyonla İstiklal’i şöyle bir turlayan Sun Ra ekibi, müzik tarihi boyunca dönüp dönüp bakılacak müthiş görüntülere yol açmıştır.
Bu fotoğraf, yıllarca eski Babylon’un iç duvarlarını da süslemiştir.
Kodaline “Eurostar’da”
Toplu taşıma ve müzisyenler yıllar içerisinde şehirli belleğimizde birleşen unsurlar olsa da bir grubun buralarda konser verişini her gün görmüyoruz. Kodaline grubu, böylece “en hızlı ilerleyen” konserini de vermiş oldu.
Katie Melua “petrol kulesinde”
2006 yılında Norveç kıyılarının 303 metre altında gerçekleştirilen konser, tarihin yerkabuğuna en yakın konseri olma unvanını taşıyor, yani kimse bir daha böyle bir saçmalık yapmayacağından herhalde hala öyledir. Bu konser, petrol platformunun 10. yılını kutlamak adına gerçekleştirilmiştir. Alınan güvenlik önlemleri ve eğitimler dahil tüm süreci anlatan bir belgesel de yayınlanmıştır.
Davide Martello “Taksim Meydanı’nda”
Gezi Parkı Eylemleri’nde hatırlarsanız konser lafları bazı müzisyenler tarafından atılıp atılıp geri çekilmişti. Piyanist David Martello ise aldırış etmeden piyanosunu meydanın ortasına yerleştirip başlamıştı söylemeye.
The Defiled “buzdağında”
2014’te Grönland’da bir buzdağında verdikleri konserle ilklere adını yazdıran grup, bunun yalnızca sponsorları Jägermeister Ice Cold Gig için yaptıkları bir reklam kampanyası olduğunu belirtir. Bu konserde dinleyiciler, grubu balıkçı botlarında izledi.
TesseracT “iglooda”
Yine Jägermeister Ice Cold Gig’in bir parçası olarak düzenlenen konser Finlandiya’da gerçekleştirilmiştir. Çoğunluğu Saami kabile üyeleri olan dinleyicilere verilen konser, 2015 yılında gerçekleşmiştir.
Model “denizin ortasında”
Çeşme Aya Yorgi’de beklenmedik şekilde gerçekleştirilen konserde; denizdeki platforma botlarıyla teşrif eden Model üyeleri denizde etraflarında toplanan kalabalığı, sıçratmalardan anlaşılacağı üzere gayet mutlu etmişlerdir.
Shining “uçurumda”
Norveçli ekibin 700 metre kadar yükseklikte bir uçurumda gerçekleşen konserini görebilmek için 300 hayranları, yaklaşık 5 saatlik bir hiking yapmak durumunda kalmıştır. Ortaya çıkan manzara ise inanılmazdır.
Unfathomable Ruination “metal bir kutuda”
“Oksijenimiz bitene kadar ses ve hava geçirmez bir metal kutuda, insanların duyabilmek için kulaklarını dayayabilmesi gereken bir konser vermek mi? Hmm, hadi yapalım.” Gerçekten enteresan bir deney olsa da grubun nasıl buna doktorlarının uyarısının aksine ikna olduğunu anlamak güç. Portekizli sanatçı Joao Onofre’nin 2007 yılında başlattığı Box Sized DIE adını verdiği bir projenin parçası olan konserin 19 dakika sürebilmesiyse inanılmaz.
Arcade Fire “asansörde”
Take Away Show konserlerinin en bilindiğini Arcade Fire gerçekleştirmiştir. Bu konser için uzunca bir süre yer arayışında bulunmalarına rağmen hava koşulları nedeniyle cayan grup, asansör seçeneğine gitmiştir. 2007 turnelerinde konserden hemen önce Neon Bible parçalarını asansörde canlandırmaya karar veren grup, bu kararı kadar “bir enstrüman olarak gazete” seçimiyle de dikkat çekmiştir.
La Blogotheque tarafından düzenlenen Take Away Show; sanatçıların sokakta, barda, bahçede, apartmanda beklenmedik bir konser vermesini teşvik eder. Andrew Bird, Iron & Wine ve The Antlers gibi pek çok grubun yer aldığı bu etkileşimin diğer videolarına şu siteden ulaşabilirsiniz. Ancak önceden uyarayım hiçbiri Arcade Fire’ın yaptığı beklenmediklikte değil.
Online Oyunlar
Müzik sektörünün “genç nesile ulaşma yolu” olarak gördüğü, özellikle son yıllarda daha sık duyduğumuz online oyun içi konserleri; metaverse muhabbetiyle de birleşince gelecekte varacağı noktalara dair kafalarda soru işaretleri uyandırıyor. Birçok oyunda bedava gerçekleştirilen bu konserler için tek yapmak gereken bir hesap oluşturmak oluyor. Hem oyunlara insan çekmeyi hem de grubun tanınırlığını arttırmayı sağlayan bu konserler, çift taraflı kazanç sağlıyor. Özellikle Fortnite ve Roblox, bu işi iyice büyütmüş durumda. Royal Blood, Twenty One Pilots, Korn, Marshmello, Ariana Grande ve Lil Nas X gibi çeşitli isimlerin bu platformlarda konserleri gerçekleştirildi. Bu konserler öncesinde ve sonrasında online oyunda sanatçılara özel skinler ve merchler ile elde edilen paralar bile dudak uçuklatıcı. Roblox’un müzik direktörü Jon Vlassopulos, bu anlamda 8 rakamlı gelirlerden bahsediyor. Yine de bir bakıp bunun konser olup olmadığına karar vermek size kalmış tabi…
Online oyunlardaki konserlerden bahsederken hafızamın, derinliklerinden bana çıkarıp sunduğu bir konseri de anmak istiyorum. Her ne kadar canlı olmasa da GTA Vice City Stories’de yer alan bir Phill Colins konseri mi vardı sanki deyip baktım da gerçekten varmış. Hey gidi…
Tiny Desk Concerts
National Public Radio ya da aşina olabileceğimiz haliyle NPR, 2008 yılından beri Washington’daki ofislerinin küçük masasının etrafında birbirinden keyifli performansları gerçekleştirmek üzere sanatçıları topluyor. Bob Boilen tarafından sunulan konserlerle ilk tanıştığımda mutluluktan baygınlık geçirecektim. Umarım bu yazıyla adını yeni duyanlar olur da daha fazla insan alternatif müziğin peşine düşen bu tatlı oluşumu tanır. Gerçi ekibin son yıllarda ana akım birkaç ismi çıkarmasının tanınırlıklarını bir hayli arttırmış olması muhtemel.
İlk Tiny Desk konseri, South by Southwest (SXSW) ekibinin Boilen’a kalabalığın sesinden müziği duyamamaları üzerine şikayetiyle başlar. Şakayla karışık bir şekilde “o zaman Laura Gibson, Boilen’ın masasında çalsın” diye bir laf ortaya atılır ki o laf nelere kadir bir laf. Konserler düşünüleceğinin aksine adını yalnızca bir masanın etrafında yapılıyor olması gerçeğinden almıyormuş. Boilen’ın Tiny Desk Unit adını taşıyan grubu, isme ilham kaynağı olmuştur.
Sofar Sounds
İngiltere’de başlayan Sofar (Songs from a Room) serüveni günümüzde 400 ülkeye ulaşmış durumdadır. 2009 yılında Rafe Offer, Rocky Start ve Dave Alexander’ın kurucuları olduğu oluşum, oda müziğini internetin yardımıyla dünyanın her yanındaki odalara taşımıştır. Sanatçıların başvuruyla katıldığı konserler sayesinde daha önce duyulmamış birçok isim de gün yüzüne çıkmaktadır. Bu konserlerin en ilgi çekici yanı sanatçıların önceden duyurulmaması ve mekanın da yalnızca 24 saat önce belli olmasıdır. 2013 yılında, Eda Demir ve Gözde Tekay aracılığıyla Sofar Sounds İstanbul da başlamıştır.
Karantina Konserleri
Tarihte birçok boyutta izler bırakan koronavirüs, tabi ki müzik sektörünü de es geçmedi. Sayısız Instagram konseri haberine maruz kalmadan önce sosyal medyasız bir hayat geçirmeyi başaran beni bile karantinada bir umut olarak kendisine çeken online konserlerden bahsetmekte fayda var.
İşi büyütüp online festivaller düzenleyenler bile olmuştu. Pijamalarla resim çizerek Glastonbury izlediğim gün daha dün gibi aklımda, yine online gerçekleşen Herkes Tek, Festtogether, Who’s in a Bunker etkinlikleri de. Karantina dönemi, sayısız festival ve konser kaydının herkeslere açıldığı dönem olarak da bir dönüm noktası teşkil etmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü bile insanların morallerini toplamak adına Global Citizen ile bu online konser işine el atarak One World: Together At Home’u düzenlemiştir. Lady Gaga öncülüğünde düzenlenen konseri Jimmy Fallon, Jimmy Kimmel, Stephen Colbert gibi isimler sunmuştu. Paul McCartney’den Taylor Swift’e uzanan sanatçı listesine sahip konser performansları hala YouTube üzerinden izlenebilmekte.
Real Estate oldukça yaratıcı yaklaşımıyla bu online konser mevzusuna AR teknolojisini dahil etmişti. Quarantour adını verdikleri mobil uygulamayla grubun konser kaydını evin istediğiniz köşesine iliştiriverebildiğiniz bu deneyim, bir ilki de teşkil etmekteydi. Bu yazı ilk yayınlandığında es geçilen karantina başlığını hatırlatanlara da buradan bu konseri anmak vesilesiyle teşekkürler.
Ülkemizde karantinada yapılan konserler ve müzisyenlerin bu duruma bakışına +90 kanalının 2020’de hazırladığı Karantina konserleri: Korona günlerinde müzisyen olmak haberinde güzel bir şekilde değinilmektedir. Online konserler kadar yeni kayıtlar ve canlı yayınlarla az biraz nefes alabildiğimiz benzeri bir dönem umarım bir daha da yaşanmaz.
Yıllara özellikle işaret ederek dikkatimi çeken bir durumu incelemek istedim. Sizler de fark ettiyseniz 2000’lerde bu alışılmadık konser mekanlarımızın sayısı bir hayli artmıştır. Bunda eminim ki artık dünyanın öbür ucunda yaşanmış bir konser hakkında konuşabilmemizi sağlayan internet ve sosyal medya araçlarının büyük bir etkisi var. Ayrıca listenin içerisinde özellikle 2010’larda ve hemen öncesinde ise Guiness Rekorlar Kitabı’nın büyük ününe dahil olmayı amaçlayan rekorlara koşan konserler de görüyoruz. 2007 yılındaki anlamsız fazlalığı ise açıklayabilecek bir fikir getiremedim…
Bu yazıda “alışılmadık” vurgusunun üzerinde durmak adına bir konser mekanı değilken buna evrilmiş Beykoz Kundura, Müze Gazhane gibi örneklere yer vermedim. Benzer bir şekilde İstanbul Caz Festivali’nin Gece Gezmesi’nden alışık olduğumuz All Saints Moda Kilisesi, Gevende ile birlikte anmanın şart olduğu St. Antuan veya Mor ve Ötesi’nin 2018 yılında gerçekleşen Aya İrini konserine veya dünya üzerinden Red Rocks Amfi Tiyatrosu gibi örneklere de. Bunların farklı bir başlıkta toplanabilecek konser mekanları olduğuna inanıyorum. Belki bu tür konserleri ele aldığım ayrı bir yazıyla ileride sizlerle olurum…
Bonus: Dream Gigs Illustrated
Alışılmadık konser mekanlarına ancak önce kafamızda hayal ederek ulaşabiliriz sonuçta, değil mi? Dream Gigs Illustrated, yıllar yılı Manyetik Bant ile her tür içerikle bizleri besleyen Artemis Günebakanlı ile boyut bükücü müzisyen In Hoodies’in ortaklığından çıkan ve Manyetik Bant sayfasının 10. yılında huzurlarımıza sunulan bir proje. Bu illüstrasyon serisinde, hayallerinde canlandırdıkları konserleri resmeden illüstratörler; müziğin görsel dünyalarla kesiştiği mükemmel bir bütünleme sunuyor. Geçtiğimiz sene Mamut Art Project iş birliği ile nihayet bizzat göz göze gelebildiğimiz posterlerde kaybolmak çok güzeldi. Siz de bu posterleri Dream Gigs Illustrated’in Behance sayfasında illüstratörlerin açıklamaları eşliğinde ya da Müze Gazhane’deki sergilerinde inceleyebilirsiniz.