Sen Nefes Alıyorsun da, Biz?

İzlanda denince akla gelenler listesinde A Milli Futbol Takımlar bazındaki karşılaşmalarımızı ve çoğunlukla yengilerimizle sonuçlanan Avrupa Şampiyonaları eşleşmelerimizi geride bırakıp bir numaraya yükselen Sigur Rós, damarlarında arabesk kanı dolaşan bu topraklardaki ününe ün katacak yeni albümü Valtari’yi tüm dünyayla tanıştırmak üzere.

Her ne kadar albümün resmen yayınlanması için son birkaç günü sayıyor olsak da albümle ilgili tüm detaylar henüz Nisan ayı içinde internetin köşesine bucağına düşmüştü. İlk olarak grubun basçısı Georg Hólm tarafından 26 Mart’ta verilen bir röportajda, ‘önceki tüm albümlerimizden daha bir elektronik, ama öyle dans gibi de değil!‘ şeklinde tariflenen Valtari/ Roller, 14 Nisan’da ise bir şekilde tüm sırlarıyla internete düşüvermişti. 11 Mayıs’ta The Vampire Diaries’in 3. sezon finalinde albümün altıdakikaotuzyedisaniyelik dört numaralı şarkısı Dauðalogn/ Dead Calm çalıvermiş, İzlandalı dörtlü enternasyonel müritlerine kuvvetle muhtemel yenilerini eklemişti.

Yeni albümü evire çevire dinlediğimizde ondan bundan şundan hararetle bahsedebiliriz cümbür cemaat ama bu yazının birincil konusu, grubun taptaze yayınladığı Ég Anda/ I Breathe/ Nefes Alıyorum videosu ve esasında bir halkası olduğu ‘Valtari Mystery Film Experiment’ zinciri. Heima ile gözlerimize de hitap etmeyi başaran, geçmiş videoları ile İzlanda’yı ve grinin tüm tonlarını evlerimize taşıyan grup, bu kez de yeni bir projenin duyurusunu yaptı ve aralarında John Cameron Mitchell, Ryan McGinley, Ramin Bahrani, Alma Har’el ve Clare Langan’ın da bulunduğu 12 yönetmenin çalışmalarından oluşacak, ‘gizemli bir film deneyimi’nin ateşini Ég Anda ile yaktı.

‘Nefes almak ya da almamak’ olarak da özetlenebilecek, Ragnar Kjartansson imzalı video, boğulmakta olan birine yapılması gereken ilk yardım müdahelelerinin teoride ve pratikte gösterilmesinden oluşuyor. ‘Boğulmak’tan ve ‘kurtarmak’tan kastın ne olduğu ve ihtiva ettiği ironi oranı, Sigur Rós’un müziğine kendinizi kaptırdığınızda ise farklı kimliklerle ve sıfatlarla gösteriyor size yüzünü; ‘keyifle bir nefesimizi alıyorduk, onu da burnumuzdan getirdiniz!’ diye isyan ettiriyor yer yer!

Söylenene göre; Mystery Film Experiment’ın yeni halkaları her iki haftada bir açıklanacakmış. Müziğini seversiniz sevmezsiniz ama Sigur Rós’un, benzerlerinden büyük bir ton farkıyla ayrıldığı çok ortada. Grup, 18 yıllık tarihine yalnızca 6 stüdyo albümü konuşlamasına rağmen, yan projeleriyle, ilkleriyle, filmlerde dizilerde yer alan şarkılarıyla adından her zaman söz ettirmeyi başarıyor. Bir bakıyorsunuz şapkadan bir Heima çıkartıyorlar, bir bakıyorsunuz Inni! Şimdiyse; biz hayranları birer ‘at’sak, önümüze yeni bir şeker daha koydular: Msytery Film Experiment!

Son olarak; Valtari ile ilgili bir Georg Hólm notu ile bitirelim: Valtari, Hólm’un, kaydını kuydunu bitirdikten sonra evinde şöyle zevkine oturup da dinlediği tek Sigur Rós albümüymüş! İş bu adamlara gelince o kadar kusursuz işliyor ki her tını; insan hiç şikayet etmiyor, Sigur Rós’tan gelen her yeni haber, çölde çay etkisi yapıyor!