Karantina bağlamında gücüne güç katan yeni bir albüm daha: 5 yıllık bir aranın ardından gelen ilk My Morning Jacket albümünün bir önceki işlerinin tematik bir devamı olması kaçınılmazdı, zira iki albümün materyali de aynı vakitlerde kaydedilmişti. The Waterfall II‘nin eli kulağındaydı, müziklerinin teftiş edilip stüdyo kaydı formatında bir araya getirilmesi ise Jim James‘in izolasyon sürecinde yaşadığı arayışlarla mümkün oldu.
The Waterfall II‘yi dinlerken grubun peşine düştüğü hisler aydınlanış ve huzur gibi tınlıyor. Bu duygulara giden yolu arşınlarken tedirginlikten oldukça uzaklar, baki hüzünlerinin içinde ise yeni özgüvenler mevcut. “Spinning My Wheels”ta “Buradan bir çıkış yolu bulmam lazım,” diyen James’in sesinde sıkışmışlık ya da anksiyete yok, her kapıyı teker teker deneyip nihayetinde açık havaya çıkacağını bilmenin rahatlığı var. Albümün herhangi bir saniyesinde klostrofobiyi yansıtan bir his olmadığına da oldukça eminiz. Bir başka noktada “Hala merdiveni tırmanıyorum, (…) bir yere varmak istediğim de yok senden gayrı” diyen James, albümün protest ve karanlık parçası “Magic Bullet”ta dahi “Biliyorum, bir çözüm var,” diyor. Grubun alameti farikası haline gelmiş rüyalara ait notalar evreni ise akışkanlığından bir şey yitirmemiş, daima yüreğimizin ritmini kavrayıp kendince ele almayı biliyor. Eseri olumsuz etkileyen şeyler? Belki duyduklarımızın yer yer tanıdık tınlaması, kulaklarımızı eski My Morning Jacket şarkılarına ötelemesi.
İçsel tatmin arayışının peşinde göz alıcı bir 46 dakika harcayan ekip, kapanış şarkısı “The First Time”da temennilerle uğurluyor bizi, günümüze ve yarınımıza aynı anda göz kırpıp sahneden ayrılıyor.
Geçmişten öğrenerek sürdürüyoruz yaşamayı
The First Time
Biliyorum gelip geçicidir bütün bu hisler
Yine de yeniden abartsak da
Eskisi kadar özel hissettirseler
Yeni keşfetmişiz gibi
Daha onları tanımıyormuşuz gibi
Güzel olmaz mı?
Ancak zaman gösterir yarının ilk seferki gibi gelip gelmeyeceğini