Mansur Brown’dan Saflığın Sesi

Yeni dönem Londra caz sahnesinin kendine özgü tarzıyla ün yapmış ismi gitarist/prodüktör Mansur Brown, 2022’nin sonlarında yayımladığı NAQI Vol. 2 isimli EP ile yeniden karşımızda. İlk bölümün (NAQI Vol. 1) yazı anımsatan bir havaya sahip olduğunu söyleyen Brown, ikinci bölümü eve dönüş yolculuğuna benzetiyor. Parçalardaki içe dönüklük ve sakin tekrarlar bu söylemi destekleyen nitelikte.

NAQI birinci bölümdeki tempo ve dans edilebilirlik, ikinci bölümde kendini sakinliğe, arınmışlığa ve anlayışa bırakıyor. Arapça “saf” anlamına gelen “Naqi” ile başlayan ikinci bölüm, keskin bir dönüşün habercisi. Açılış parçası, içimizde henüz el değmemiş bazı güzellikleri dışarı çıkabilecek kararlılıkta, ama bir o kadar da sakin ve yumuşak bir melodiye sahip.

İkinci parça “Path”teki akor yürüyüşlerinden ziyade geçişlerdeki parmak oyunları ve yüksek frekanslarda parıldayan gitar efekti, bulutsuz bir gecedeki yıldızlar gibi; oldukları yerde yanıp sönerek yeni umutlar doğuran bir hareketi temsil ediyorlar, her ne kadar gördüğümüz anda oldukları yerde olmasalar da. Belki de tam da bu yüzden; bu parçayı dinlediğimizde geçmişi hissetmek, yıldızlara bakmakla, yani geçmişi görmekle analojik.

Üçüncü parça “Touch,” minör tonların ağırlığında, görece sade bir gitar tonuyla başlıyor. Özellikle vurgulanan minör dokuzlu arpejin üzerine çalınan imza Mansur Brown melodik gitarı, parçayı oldukça sürükleyici bir hale getiriyor. Bir yerinden Erkan Oğur tadı yakalamış olacağım ki ilk dinlediğimde aklıma “Keşke bu melodiler aynı tonla ama perdesiz bir gitarda çalınsaydı” düşüncesini getirdi. Mansur baba, buradan sana sesleniyorum!

Son parça “Meikai”, meditatif synth padlerle başlayıp, gizemli ve bol yankılı vokallerle devam ediyor. Artık genel NAQI anlatısının kapanışını yaparken her şeyi tekrar gözden geçireceğimiz, oturaklı, hafiften serin ve oldukça derin bir parça dinliyoruz. Atmosferik, yalnız, uzakta, özlem içinde, büyüleyici, içinde dinledikçe kaybolunacak bir beste. Ara ara synth leadler, piyano ve farklı tonda gitarlarla zenginleştirilmiş, ama bir o kadar da yalın ve şişkinlikten uzak bir parça. Tek başına da güzel olan “Meikai”, EP’yi baştan sona dinlediğimizde bizi derinlerde yakalayıp ruhumuza dokunuyor. Keyifli dinlemeler ve iyi yıllar diliyorum.