Jozef Van Wissem: “Belki Dünya Bir Uçuruma Sürükleniyordur”

Deneysel lut erbabı Jozef Van Wissem 2024’ü hayli dolu geçirdi: Bir solo albüm (THE NIGHT DWELLS IN THE DAY), bir film müziği albümü (Un Prince) ve bolca konserin ardından kendisini Berlin Neue Zukunft’taki konserinde yakaladık ve hemen ardından hızlıca arayı kapattık.

Son sohbetimizde o zamanlar yeni yayınladığın Nosferatu: The Call Of The Deathbird albümünden bahsetmiştik. Bu yılın başında çıkan THE NIGHT DWELLS IN THE DAY albümünde yer alan “THE CALL OF THE DEATHBIRD” da albümdeki diğer parçalardan önce ortaya çıkmış. Belki lafı son iki yılının nasıl geçtiğinden, bu şarkının ve death bird (ölüm kuşu) kavramının bu süreçteki rolünden açabiliriz.

“THE CALL OF THE DEATHBIRD” şarkısını COVID döneminde, sokakların bomboş olduğu bir zaman diliminde yazdım. O sıralar Varşova’daydım. Şarkıda bu deneyimi anlatıyorum. Oldukça izoleydim, çoğunlukla evde kalıyordum. Geriye dönüp baktığımda yoğun ama güzel bir dönemdi. O zamanları düşündüğümde biraz melankolik hissediyorum.

Başlık 1922 tarihli Nosferatu filminden geliyor. Filmde Der Todesvogel olarak bahsedilen Ölüm Kuşu, bir diğer deyişle ‘vebanın ölüm kuşu’ yer alıyor. Bu filmin yayınlanmasının üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ bu kadar güncel olması çok ilginç. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.

Madem Nosferatu’dan bahsettik, bu yılın sonunda vizyona girecek olan Nosferatu yeniden yapımı hakkında ne düşünüyorsun? İzlemeyi düşünüyor musun?

Evet, izlemeyi çok isterim. Özellikle filmin soundtrack’ini duymak ilgimi çekiyor. Bir filmin müziğini seviyorsam bu, her zaman filmin kendisini de seveceğim anlamına gelmiyor.
Incunabulum Records’tan çıkardığım soundtrack albümümün plağı yakında yeniden basılacak. İlk baskı tükenmişti. Bu kez kırmızı vinil vampir edisyonu yayınlanacak.

Sık sık rüya görür müsün? En son gördüğün rüya neydi?

Rüyalarımda sık sık bir uçurumun kenarında olduğumu görüyorum. Uçuruma düşüyor, sonra da uyanıyorum. Yükseklik korkum var da.

Belki şu an dünya da bir uçuruma sürükleniyordur.

Okült, spiritüel ve metafizik konulara ilgi duyan birisin, astrolojiye de ilgin var mı? Eğer varsa bu konudaki araştırmalarından bahseder misin?

Astroloji üzerine pek bir araştırma yaptığımı söyleyemem ne yazık ki. Ama bazı dönemlerin tekrar eden şekilde zorlayıcı olduğunu gözlemleyebiliyorum.

Konserlerin sırasında performansına tamamen odaklanmak yerine çevreni ve izleyicileri gözlemlemeyi seviyorsun gibi gördüm. Haklı mıyım?

Evet, izleyicilerle iletişim kurmayı seviyorum. Bu yüzden konser sırasında doğrudan onlara bakıyorum. İki yönlü bir etkileşim oluyor, daha kapsayıcı bir deneyim ortaya çıkıyor.

Başka türlüsü yanlış olur zaten.

Sende özel bir yeri olan bir konser anını bizimle paylaşır mısın?

Bir süre önce Ukrayna’nın Çernivtsi kentinde bir kilisede konser verdim. Bu konserin bir kaydı da var. İnsanlar gözlerini kapatıp dinledi, bazıları bayıldı. Dini bir deneyim gibiydi.

Bir keresinde Los Angeles’ta çalarken konser sırasında deprem oldu, ama herkes konseri izlemeye devam etti.

Bundan sonra bizi neler bekliyor? Yakında çıkacak projelerin var mı?

Aralık ayında Amerika çapında solo bir turneye çıkıyorum. Önümüzdeki yıl tekrar Doğu Avrupa, Türkiye ve Balkanlar’a dönmeyi umuyorum.

En son Un Prince adlı bir film için müzik yaptım. Film Cannes Film Festivali’nde ödül aldı. Soundtrack albümü Incunabulum Records’tan yayınlandı.

Yakın zamanda Jean Epstein’ın The Fall Of The House Of Usher (1928) adlı sessiz korku filmi için müzik bestelemem ve sahnede canlı olarak sahnelemem istendi. Film, zamanına göre oldukça deneysel; zira Luis Buñuel projede senarist olarak yer almıştı.

Yeni solo albümüm ve bir başka film müziği üzerinde de çalışıyorum.

Jozef Van Wissem’ın Bandcamp profiline şuradan göz atabilirsiniz.