Harbiye’de mor ve ötesi Senfonisi

mor ve ötesi senfoni orkestrası eşliğinde ilk kez geçtiğimiz yıl 29 Ekim’de Aya İrini’de konser vermişti. Daha sonra bu konser Plak Dükkanları Günü için plak olarak Rainbow45 Records tarafından basıldı. Bu ilk konsere ve sonraki diğer konserlere gidemediğim için epey üzülmüştüm. 7 Ekim’de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda, Avrasya Filarmoni Orkestrası ve MAGMA Filarmoni Korosu eşliğinde yeni bir konser vereceklerini öğrenince çok sevindim. Konserin doğum günüme çok yakın bir güne denk gelmesi de hoş bir tesadüf oldu. Geçen sene tam doğum günümde Moda Kayıkhane’de “Yalnız Şarkı”, “Son Giden”, “Gece” gibi gizli cevherlerine yer verdikleri çok özel akustik bir setle izlemiştim grubu. Harika bir hediye olmuştu benim için. Pazartesi akşamki konser de yepyeni ve çok özel bir deneyim oldu. Konserin ilk yarım saatinden sonra başlayan yağmur da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nun ihtişamına ayrı bir büyü kattı. 

Konser “Güneşi Beklerken” ile başlayıp mor ve ötesi’nin en özel şarkılardan biri olan “Canlı Yayın” ile devam etti. Konserlerin olmazsa olmazı, benim bir türlü çok sevemediğim “Aşk İçinde” senfonik düzenlemesiyle beni kendine hayran bıraktı. “Kış Geliyor”dan hemen önce yağmur yağmaya başlamıştı. Şarkının hemen ardından Harun Tekin “Yağmur, Teşekkürler”i çalacaklarını söyleyip seyirciyi güldürdü. Yeri gelmişken küçük bir not düşeyim: Harun Tekin’in son yıllarda konserlerde seyirciyle samimi ve esprili diyaloglara girmesi çok güzel bir gelişme. Pazartesi akşamı da her şarkı öncesinde kısa konuşmalar yapıp atmosferi sürekli canlı tutmayı başardı. 

mor ve ötesi’nin filarmoni orkestrasıyla 29 Ekim 2018’de Aya İrini’de verdiği ilk konser Nisan 2019’da Rainbow45 Records tarafından plak olarak basılmıştı.

Toplamda on yedi şarkı çaldılar. Dinleyicinin isteği üzerine sahneye tekrar çıkıp “Cambaz” ve “Bir Derdim Var”ı yeniden çaldılar. Harun Tekin bunun, senfonik düzenlemesi yapılan şarkıların sınırlı olmasından kaynaklanan bir durum olduğunu belirtti – ki normalde ortalama 25 şarkı çalıyorlar. Ama Aya İrini’de çaldıkları “Çocuklar ve Hayvanlar”ı neden çalmadıklarını merak etmiyor değilim. “Nakba” ve özellikle “Mermiler” çok yerinde seçimler olmuş. “Boş Bir Dünya”nın da güzel bir senfonik düzenlemesi yapılabilir diye düşünüyorum (nedense normal konserlerde de çalmıyorlar güzelim şarkıyı). On altı şarkılık setin beşini oluşturan “Nakba”, “Mermiler”, “Melekler Ölmez”, “Uyan” ve “Cambaz” gibi politik içerikli şarkılar geçtiğimiz günlerde rock müzisyenlerinin politik olmadığına yönelik yersiz saldırılara güzel bir cevap olmuştur.

Şarkıların senfonik düzenlemeleri çok başarılı. Plak kayıtları da gayet iyiydi ama fırsatı olan herkese en azından bir kez canlı dinlemelerini öneriyorum. Özellikle “Son Deneme”, “2012”, “Cambaz” ve “Bir Derdim Var”ın düzenlemeleri muhteşem. Bu konuda şefliğini Orçun Orçunsel’in yaptığı Avrasya Filarmoni Orkestrası çok iyi iş çıkarmış ve müthiş çalıyorlar. Masis Aram Gözbek’in şefliğindeki MAGMA Filarmoni Korosu da eşlik ettiği şarkılara apayrı bir güzellik katıyor. 

mor ve ötesi’ni ilk kez 2003 yılında, bir lise öğrencisiyken izlemiştim. Yaz single’ını yayınladıkları yaz… Pazartesi akşamı “Bir Derdim Var“ı ikinci kez çaldıklarında bütün şarkıyı seyirciye söyletti Harun Tekin. O sırada aklıma 2004 yılında Bostancı Gösteri Merkezi’nde kardeşimle izlediğim konser geldi. Sahneye yakın olmak için saatler öncesinden gitmiş, uzun bir vakit sırada beklemiştik. Konserin başından sonuna kadar bütün şarkılara avazımız çıktığı kadar bağırarak eşlik etmiştik. Yaşın değil ama senfoni orkestrasının ve Harbiye’nin verdiği ciddiyetle pazartesi akşamı oturduğumuz yerden, pek sesimiz çıkmadan dinledik konseri ama son iki şarkıyı bütün tiyatro ayakta, en yüksek sesiyle söyledi. Seyirciler arasında bizden çok daha genç insanlar vardı. Benim on beş yıl önce yaşadığım heyecanın aynısını belli ki onlar da yaşıyordu. mor ve ötesi yirmi üç yıllık tarihi boyunca hayranlarını bir kez olsun hayalkırıklığına uğratmadı; hep daha iyisini yaptılar. Diğer birçok grubun girişmediği işlere giriştiler. 2000’li yılların başlarında Türkiye’de rock müziğin geniş kitlelere açıldığı, birçok yeni rock grubunun kurulduğu dönemde popüler olup sonradan ortadan kaybolan gruplardan biri olmadılar. Sadece çok iyi albümler yapmakla yetinmeyip çok başarılı bir konser grubuna dönüşmeyi başardılar. Sarf ettikleri emek, sabır ve özverinin karşılığını da gördüler. Elbette çok daha fazlasını hak ediyorlar ama sadece müziğin değil genel olarak sanatın pek değer görmediği günümüz dünyasında olabilecekleri en iyi noktada olduklarını düşünüyorum.