Çok şükür ki 2019, karşımıza gecenin derinliklerinden ruhumuzun karanlığına doğru yola koyulan albümler çıkarmaktan geri durmuyor. Durukan Betses, İçimde Bir Ses Var‘ı çıkaralı bir müddet oldu gerçi, ama kısaca bir methetmek bugüne nasipmiş.
Betses’i esasında Ati ve Aşk Üçgeni ile Destroy Earth gibi iki güzide ekibin davulcusu olarak tanıdık. Evinde bir başına geçirdiği “deneysel” zamanlar, Betses’e tüm çalgılar üstünde hakimiyet ilan edeceği bir atmosfer imkanı tanımış. Mevzubahis ortam şartlarının meyvesi, ilk defa sene başında çıkardığı Ucuz Müzik kısaçaları ile müjdelenmişti. Bu sergüzeştin devamı ise uzunçalar formatındaki İçimde Bir Ses Var oldu.
Yaratılış süreci, İçimde Bir Ses Var‘ın dinleneceği ideal şartlara ilişkin ipucu sunuyor: Bu albüm evde, odanızda, tek başınızayken değilse bile ruhani bir yalıtılmışlık halinde dinlenmeyi hak ediyor. Odanızda dinleyemiyorsanız belki akşam vakti vapurda, belki güneş battığı vakit sahil boyunca bir yürüyüşte, belki de -kim bilir- kitap okumaya gittiğiniz sessiz sakin bir kafede benzer bir deneyim elde edebilirsiniz.
Ucuz Müzik‘e bir ekleme olarak İçimde Bir Ses Var, Betses’in buğulu vokallerini de içeriyor. Böylesi bir durumda dahi müzik ve vokaller iki ayrı katman değil de bir bütün gibi görünüyor: Müzisyen bu dibine kadar lo-fi yapıtında tüm kelamlarını uzaktan, sisin içinde dağılmış bir fısıltı misali ediyor. Gotik-saykodelik bir kendin-yap eseri karşımızdaki: Enstrümanlarını da, diyeceklerini de atmosferle bir tutmayı, evvela haletiruhiyesini yansıtmayı çok güzel başarıyor.
Yakınlarda verdiği söyleşide şarkılarını “all filler no killer” olarak tanımlayan Betses, peşinde olduğu bu tersyüz kafayı başarıyla yakalamış. -Olursa- bir dahaki turları da merakla bekliyoruz.