Brek 2018’de “Tesadüfen Hayatta” ve “Nerede Uyandım” singleları ile Türkçe synth/wave sahnesine güçlü bir giriş yaptı. Elektronik müzik altyapısı Kavinsky ve Moderat gibi Avrupai, indie altyapısı yumuşak/düşük vokal ve yavaş piyanolarla desteklenince azıcık Tamino gibi, alternatif altyapısı ise saf Türkiye 2010’ları. Elektronik kullanımını darkwave ile sentezlediği işleri ise kendisini Jakuzi‘ye benzer gördüğüm ve başarılı bulduğum çalışmaları içinde. Boğuk hareketliliği olan bass ve synth tercihleri, nihilist romantik kişiliğiyle müziğinin doğal uyum içinde olduğunu hissettiriyor.
Şu ana kadar tarzında gitarlara ağırlık verdiği bir işi olmamıştı. Ya “İlaç Gibi” şarkısında olduğu gibi sözleriyle akustiğe odaklı, ya da çoğunlukla synthesizer ve basslar üzerinden müzikal tarafına odaklı tarzları vardı. Yeni yayımladığı albümü 1990 bunların hiçbiri değil. Hızlı ve temiz indie rock gitarını kullandığı ilk çalışması. Boğuk arka plan hala var ama hızlı bateri, vokal ve gitarla birleşince Human Tetris‘i anımsatıyor, kasvetleri de mutlulukları da örtüşüyor. Fark ise Brek‘in bu tarzı sadece yapmış olmak için yapmış gibi hissettirmesi, kendisine karşı da dürüst değil sanki. Şu ana kadar yaptığı şarkılar sanatsal olarak, romantik olarak, müzikal olarak, edebi olarak tatmin edici amaçlara bir şekilde hizmet ediyordu. 1990 içinse “Yazın tutsun amacıyla yapılmış” hissiyatını üstümden atamadım, orijinal olmaya çalıştığı için orijinalliğini kaybetmiş gibi bir hâli var. Özellikle “burası hala serin”, bu yazın Cornetto reklamı için çok uygun bir pop hit’i olurdu. Kendi standartlarında sığ bir yola gitmiş, yüzeysel kalmış. Arkadaşlarla sahilde oturmaya giderken yolda, arka planda çalsın diyerek dinlenecek bir işleve sahip. Albümün adını taşıyan “1990“ı bu eleştirilerin dışında tutuyorum. 2010’lar Türkiye’sinde 20’lerini yaşamış insanların gençlik ateşini dolu dolu yansıtan enerjisi oldukça sağlam. Heyecanlı sözleri ve karman çorman distortion gitarı mis gibi bir bodrum katı punk konseri materyali. Büyük Ev Ablukada ile birlikte bir konseri “1990″ ile kapattıklarını görmek tatmin edici olurdu. Asıl hoşuma giden detay ise Cemiyette Pişiyorum cover’ı “Supradin”. Şarkıyı Cemiyette Pişiyorum’un pas kir içinde hissettiren söyleyiş tarzından çıkarıp temiz bir yapı ile değiştirmek, her alternatif sanatçının yapabileceği bir şey değil. Geri kalan parçaların pop yatkınlığı sahte kalıyor.
Kısaca Brek’in şu ana kadar içinde müzik yaptığı ve benim de sevdiğim iki üç bariz kalıp var. Kendisinin ilk kez bu kalıpların dışına çıktığını düşündüğüne neredeyse eminim. Bana kalırsa tam tersine kendini erteliyor. Varoluşu ve hayatı üzerine değil, çocuksu hislerine odaklanmak istemiş. “Umutlu indie çocuk” haliyle “nihilist romantik genç” karakteri arasındaki ikiliği çözümlediği bir atılım yapmak, kendisi adına daha büyük bir açılım olurdu. Yüzleşmeyi ve kendiyle bağlantı kurmayı ertelerken yöneldiği 1990, arada kalan bir proje olarak ucundan geçer seviyede not alabiliyor şimdilik.