Björk’ün Görsel Dünyası

Müzik; henüz daha dinlemeden bizi karşılayan albüm kapakları, sanatçıların bizde müzikle açmak istediği kapıları gözlerimizin önüne seren müzik videoları, iş sahnelemeye gelince karşımıza çıkan kostüm, koreografi, sahne tasarımı gibi unsurlar gibi birçok görsel etkene sımsıkı bağlıdır. Müzikle farklı sanatların ve sanatçıların kesişmesine giden bu ortaklıklar, yaratıcı zihinlerin çarpışmasının harika sonuçlarıdır. Bu ortaklıkların peşinden giderek müziğin görsel dünyası adına çıktığım yolda albüm kapakları ve sahne tasarımından sonra Björk’e ayrıntılı yer vermek istedim.

Kendisini tekrar tekrar yarattığı müziksel ve görsel dünyalarla Björk; her zaman sayısız sanatçının izleyebileceği yeni yollar açmıştır. Dişiliği sanatında yansıtırkenki gücüyle de birçok kadının sesi olmuştur. Bu yazının, yalnız ve anlaşılmamış hissetmememizi sağlayan her kadına minnet sunabileceğimiz 8 Mart Kadınlar Günü’nde yayınlama sebebi de açık dolayısıyla.

Björk’ün Albüm Kapakları

Björk, kendi dünyasını tanımlamada önemli bir rolü albüm kapaklarına vermiştir. Her bir albümün kapısını, adeta dizilerin jeneriklerinin diziye hazırlayışı gibi güçlü albüm kapaklarıyla açmıştır. Müziğinde yeni keşiflerine paralel olarak albüm kapaklarında da kendini yeniden keşfeden sanatçıyı kronolojik olarak albüm kapakları üzerinden inceleyelim.

Solo çıkış yaptığı Debut albümünden önce sayısız grupta yer alan Björk, The Sugarcubes grubu ile iyi bir tanınırlık yakalamıştı. Ancak kendisini yeniden tanımlamaya, sıfırlamaya ihtiyaç görmüş olacak ki kariyerinin en sade ve samimi albüm kapağı ortaya çıktı. Albümün içi ise Björk’ün deney havuzu gibidir ve kapaktaki yalın Björk imgesi bize sanki “Björk işte tüm bunlar, tüm bu minik deneylerin ortaya çıkarttığı iksir” diyordu.

Björk’ün ticari anlamda en büyük başarıyı yakalamış albümü Post, ilk albümünün siyah-beyaz karşılamasının üzerine bizi; rengarenk kartpostallar, Looney-Tunes havasında bir düzenleme ve bize daha kapaktan bakışlarıyla “You’ll meet an army of me” diyen bir Björk ile karşılıyordu. Kartpostallar, ilk defa İzlanda sınırları dışında müzik üreten Björk’ün albümle kendine bir mektup göndermesinin dışavurumuydu.

1997 çıkışlı Homogenic için ise Björk, modacı Alexander McQueen’e bir savaşçı istediğini söyleyerek gitmişti. Diğer albümleri ile bu albümün ilişkisini Tenten kitaplarıyla tanımlayan Björk; önceki albümleri “Tenten Kongo’ya gidiyor”, “Tenten Tibet’e gidiyor” gibiyse bu albümün “Björk eve gidiyor” olduğunu ifade etmiştir. Albümün yaratmakta harika olduğu ses aynalarında yaratılmış melodiler hissini görsel anlamda yakalamayı başaran bu fazlasıyla homojen ve bir taş bebeği andıran görsel, en ikonik albüm kapaklarından biri haline gelmiştir.

Vespertine kapağında 2001’in Oscar töreninde de giymeyi seçtiği ve anlamsız bir acımasızlıkla eleştirilen M/M tarafından tasarlanmış kuğu elbisesine sahip çıkan Björk, masalsı albümüne Yunan mitolojisinin Leda’sının boyutunu da katmıştır. Kuğu vurgusu, albümün cinsel anlamda yoğun ancak nazenin yapısını temsilde ideal bir çıkış noktası olmuştur.

Diğer albümlerinden farklı olarak a capella düzenlemeleriyle dikkat çeken albümü Medúlla; albümün ruhuna yalnızca gözlemci değil, bir oyuncu olarak dahil olacağının sinyallerini verici bir kapakla dinleyiciyi karşılıyor.

Alman modacı Bernhard Wilhelm ve moda fotoğrafçısı Nick Knight iş birliğiyle hazırlanmış bu renkli ve oyunbaz yeni Björk karakteri Volta’nın kapağını süslüyor. Ancak maalesef albümün vaat ettiği belirtilen Björk’ün pop albümü olma yolundaki başarısızlığı üzerine yapışan bir karakter olarak kalıyor.

Vespertine için daha önce çalıştığı tasarımcı grubu M/M ile Biophilia’nın kapağı için de birlikte çalışan Björk, bariz bir şekilde doğa ana imgesini kendisine yeni yol olarak seçiyor. Bu albümün farklı sanatçılar tarafından yorumlanmasını işleyen Bastards albümünde de bu tema sürdürülmüştür. Albüm gibi tembel bir tema olduğu söylenebilir.

Bu iki iş arasında Dirty Projectors ve Björk ortaklığında çıkan Mount Wittenberg Orca ise iki sanatçının da en çıplak hallerini, oldukça kısa bir sürede hazırlanmış ve canlı bir şekilde kaydedilmiş şekilde sunarken albüm kapağını da benzer bir arılıkta seçiyor.

Amber Coffman’ın Mount Wittenberg’de yaptığı doğa yürüyüşünden yola çıkan albümün kapağı için de çok düşünmeksizin Mount Wittenberg seçilmiştir.

2015 çıkışlı Vulnicura ile ayrılık yaralarına merhem arayan Björk, yine müziğe çok otantik bir karakter bırakmayı başarmıştır. Vespertine’in yeniden keşfi gibi olan albüm, kapakta da öne çıkarılmış olan kadınlık ile yaralı olma halini ve bunların ilişkisini mercek altına alıyor. Görsel dünyası açık ara en çarpıcı olan albüm, müziğinin yanında müzik videoları ile ruhta başka kapılar açıyor.

Kadınlar gününde dinlemesi ayrı anlamlı olacak bir albümdür.

Arca ve Björk ortaklığının albümü Utopia’nın kapağı için Jesse Kanda; ne kucaklayıcı ne de korkutucu, ikisinden de biraz barındıran bir tanrıça yaratıyor. Björk, kapağın ilhamının apokaliptik bir sondan sonra bir adada yeniden başlayan hayatın umutlu ama ürkütücü havasından aldığını belirtiyor. Agresif bir optimizm diyerek özetleyebildiği bu atmosfer; maske, peruk ve makyajla yaratılan bu karakterin fotoğrafının üzerinde bilgisayarla yapılan oynamalar sayesinde elde edilmiş. Albümün ana müzikal unsurunun bu sefer flütler olduğu detayı da kapakta ısrarla vurgulanılmak istenmiş.

Björk’ün Müzik Klipleri

Björk hiçbir zaman kendini müzik yoluyla ifadesini, görsel ifade yollarından ayırmadı. Her albümde; albüm kapaklarıyla yaratımına başlanmış görsel dünyalar ve ana karakterleri, müzik klipleriyle kimliklerini tamamladı.

Debut albümünün kliplerini albüm kapağındakine benzer bir naiflikteki çocuk masalı atmosferi süslerken Post albümündekiler daha çok şehir dokusu ve bilim kurgu unsuruyla bezelidir. Isobel klibi, bu iki albümün kliplerinin dünyaları arasında harika bir geçiş görevi üstlenir.

Homogenic albümünün videoları ise daha çeşitli bir öyküleme sunmaktadır. Bachelorette klibi ile kendi öyküsünün anlatımını yine Björkçe bir yolla yapar.

Vespertine’in klipleri için Björk, albüm kapakları için de birlikte çalıştığı moda fotoğrafçıları Nick Knight ve Inez&Vinoodh ikilisini yönetmen koltuğuna oturtmuştur.

Medulla ise bizlere, Spike Jonze’den bir Nil Karaibrahimgil videosu da olabilecek bir klip verir. Klibin bir karesi daha sonra “I Should Buy a Boat” olarak bilinen bir meme’e dönüşmüştür. Ah Spike Jonze, ne ettin…

Volta hakkında albüm gibi pek konuşmaya gerek yok zaten. Biophilia için albümün müzikal doygunluğu yerine görsel dünyasına ve pazarlanmasına odaklanılması zamanında haklı bir şekilde eleştirilmişti.

Vulnicura’nın görsel dünyasının özeti niteliğindeki ve hareket eden albüm kapağı başlığıyla bizlere sunulan tüyler ürpertici güzellikteki Family klibi; bolca İzlanda’nın kara taşlarını, yeşil tepelerini ve albümün diğer tüm videolarında olduğu gibi yalnızca Björk’ü içeriyor. Stonemilker videosu için VR’ı kullanma tercihi ise VR’ın müzikte alışıldık kullanım yöntemlerine karşılık ders verici bir yalınlıktaydı.

Utopia’nın kliplerinde ise Vulnicura’da yaratılan konseptler daha çok şaşaa, daha çok vajina sembolizmi ve tabi ki daha çok CGI ile işleniyor.

Klipleri için sıklıkla Michael Gondry ile ortaklığa giden Björk; Spike Jonze, Sophie Muller, Andrew Thomas Huang, Stéphane Sednaoui, Chris Cunningham gibi isimlerle de çalışmıştır.

Björk’ün Kostümleri ve Sahne Sunumu

Björk’ün müziğinde olduğu gibi kostümleri ve sahne sunumuyla da kendini anlatış biçimleri, bilindik hiçbir başlığın altına alınamayacak bir özgünlük içerir.

Post albümünün kapağında uçak postalarıyla yapılmış ceketini Türk modacı Hüseyin Çağlayan tasarlamıştır. Daha önce bahsettiğim gibi Björk’ün Homogenic albüm kapağındaki görüntüsünün sorumlusu ise Alexander McQueen. Bu görüntünün birçok farklı kültüre hitap eden bir yapısı olması amaçlanmıştır.

Kuğu elbisesinden bahsetmeye gerek bile yok aslında. Tarihin en çok konuşulan Oscar elbiselerinden biri olan bu elbise, Vespertine’in kış masalı dünyasıyla örtüşür.

2004 Olimpiyatları açılış seremonisinde Oceania’yı seslendiren Björk, yaklaşık 180 metrelik elbisesiyle stadyumu bir kumaş okyanusuna çevirmiştir. Denizanası tasviri yaratan elbisenin tasarımcısı Sophia Kokosalaki’dir.

Her ne kadar Volta’dan pek bahsetmek istemesem de Soren Bach’ın solda gördüğünüz başlığını hatırlatmak gerek.

Maiko Takeda’nın Vulnicura’nın albüm kapağı için de yarattığı harika maskelerle Iris Van Herpen’in elbisesi birleşince bu enfes görüntü ortaya çıkmıştır. Maskenin karanlıkta parlaması da cabasıdır.

Maskeler

Medusa
Ruff
Bjorchid
Vocal cord

Björk’ün ve orkestrasının meşhur maskelerinin yaratıcısı James Merry, maskeleri kemiklerin uzantıları şeklinde tasarlamıştır. Bu maskeler kuş ve bitki arası bir mutant imgesi yaratmayı amaçlar. Björk için bu maskelerin erotik bir enerjisinin olması da büyük önem taşır. Dişiliği yansıtışı açısından orkide sembolizmi kendisinin maskelerinde tekrar tekrar karşımıza çıkar.

Ghost Orchid
Wire Moth
Ribbon

Björk’ün sahnede kullandığı maskelerden kesinlikle bahsedilmesi gereken bir diğeri ise Neri Oxman tarafından üretilmiştir. Maske, Björk’ün kendi kemik ve doku yapısının 3 boyutlu tarayıcılarla imite edilmesiyle ortaya çıkmıştır.

Utopia

Teknoloji ve doğanın sarmaş dolaş birbirine kavuştuğu gökyüzünde bir adada geçen Utopia dünyasını, sahnede yansıtabilmek albüme seyirciyi tam anlamıyla davet edebilmek için elzem bir durumdur. Bu sebeple Utopia için ayrı bir başlık açmam gerekti.

Heimir Sverrisson’un elinden çıkan sahne tasarımlarında özellikle kayısı rengi ve soluk mavi-yeşil arası bir ton söz konusudur. Rüzgar makineleri de gökyüzünde kurulu adamızın atmosferini yaratmakta anahtar unsurlardandır. “Konser deneyimi” tanımının altını bu derece dolduran pek fazla turneyle karşılaşılmaz. Gidemesek göremesek de şöyle boş bir vakit bulunduğunda koltuklara kurulup bu görsel şölen takdir edilebilir.

Utopia için gerçekleştirilen Cornucopia turnesinde sahne kostümleri Balmain’den Olivier Rousteing’e emanet edilmiştir. Flütçülerin kostümleri ise Threeasfour tarafından tasarlanmıştır.

The Gate videosu için ise Gucci ile iş birliğinden, Alessandro Michelle tarafından tasarlanan yanar dönerli PVC elbisesi çıkmıştır.

Yazıyı kapatmadan Björk ile akıllara kazınmış iki saç stilini de hatırlatmak isterim. Hakkında pek konuşulmuş olmamasına ve popülerleşmemesine rağmen başka birileriyle bağdaştırılması imkansızlaştığından en az kostümleri kadar bu saç stilleri de Björkçedir.