Üzüm çekirdeği gibi kızsın Grimes

Birtakım drag queenlikler, minimal kesimli renkten renge saçlar, alınmayan kaşlarıyla bir tumblr kadını olarak marjinalliğin doruklarına yükselen Grimes’a itimat etmeli midir?
Soğuk diyarlardan, Kanada’dan getiriyor elektronik tınılarını Grimes. O soğuğu hissetmek mümkün sanırım müziğinde.

Vancouver’da doğup, okumak için Montreal’a gittiğinde yumuşacık sesini dark wave’ini ve synthpopunu da kendiyle beraber götürüyor. Sahne ismi Grimes‘ı de böylece üstleniyor Clara Boucher. Montreal’da underground müzik piyasasıyla haşır neşir olmasından sonra hem şarkılarını yazıyor, hem video kliplerini yönetiyor hem de illüstrasyon yapıyor.

On parmağında on marifet esasen işte, 2010 da ardarda biri çıkış olmak üzere iki albüm yayınlıyor. İlk olarak Geidi Primes ve daha sonra Halfaxa. Kolay kolay tanımlanamazken müziği, 2012’de şık füturistik bir albüme daha imzasını atıyor. “Visions” sanırım 2012 nin farkedilen albümlerinden olmayı başarıyor. Kah internet dünyasının spekülatif doğası kah ışık hızındaki popülerleştirme becerisiyle klavyesinin başında müzik yapan zayıf küçük kızdan, bir internet fenomeni hatta youtube yıldızına dönüşüyor.

Şimdi eğrisiyle doğrusuyla, 24 yaşında rus dili edebiyatı ve nörofiziğe gönül verip Montreal’e Mcgill’de okumaya gitmiş birinin şişirme popülerliğini bir kenara bırakmalı..

O kara ezgilerle tezat oluşturan kadife sesiyle yaptığı deneysel müziğe biraz kulak kabartmalı, videoları da gözü kapalı mı izlemeli?

Ecem Pulaş