Bir gerçek: Travis‘in müziği 30 yıldır neredeyse hiç değişmedi. Bir başka gerçek: Kendileri tam da bu bahaneyle güzel kalacak sayılı gruplardan. Zamansız yoğun duyguların varlığı ve değişmezliği yeni albümleri 10 Songs‘ta da rahatlıkla gözlemleniyor, burada çok az sürprizle karşılaşmamız ise hayatta değişmeyen bazı şeylerin de olduğunu gösteriyor, ki durmaksızın değişen hayatın içinde böyle istisnai durumlar görmeye kimi zaman inanılmaz ihtiyacı oluyor insanın.
Duyduğumuz şarkılar bir yandan oldukça 90’lara ait, bir yandan yılların yükünü omuzlayan taptaze şarkılar. Böyle de zamansız bir nostaljisi var ekibin. Örneğin seçkide Travis için en ‘aykırı’ kaçabilecek şarkı “Valentine“, grunge’vari bir müzikal yapıyı ve vokal performansını grubun haletiruhiyesine dahil ederken yine tanıdık ama taze hüznüyle kalbimizi kazanıyor. Enerjik ve pozitif ruhuyla vitesi yükselten “A Ghost“, naif dokusuyla Travis’in kısa bir özetini sunan “Waving at the Window”, “Butterflies” ve “Kissing in the Wind“, folk-country’ye yakınlığıyla akılda kalıcı Susanna Hoffs düeti “The Only Thing“, piyanoyla bezeli melankolik final “No Love Lost” bir çırpıda aklımızda kalan güzellikler. Hepsi de yıllardır sapasağlam ayakta kalan bir ekibin mirasını genişletecek, anlamlı hamleler.
Anılar, serzenişler, özlem ve biraz da mizah sürüklüyor -çoğu Fran Healy imzalı- şarkı sözlerini, yani duyguların içeriğinde bir değişiklik yok. Daha ziyade alınan yaşların getirdiği dolulukla ilerleyen bir birikim, yoğunluk var. 9 albümlük bir külliyatta bu yoğunluğu filtresizce karşıya aktarmayı herkes başaramaz, ancak her daim içten kalabilen bir ekipten bahsediyoruz. Travis’te her şey bildiğiniz gibi, hiçbir şey bildiğiniz gibi değil.