Sınavlardaki Başarı Oranı Kişinin Müzik Zevkine Göre Değişebiliyor

Hazırlayan: Gökay Sarı

Müzisyenlerden sıklıkla tam bir kültürü ya da hareketi yanıtlamaları beklenir. Bu bir metalaştırma sürecidir. Sıkıştırılarak ve özetlendirilerek ‘emo’, ‘grunge’ ya da ‘folk müzik’ gibi isimlerle anılır. Dilin kendisi de tam olarak böyledir, dünyanın gizemini anlamaya ve ondan bahsetmeye çalışır.

                                                                                                    –  Sufjan Stevens

Ledger Note’un dijital platformunda yayınlanmış olan bir çalışmayı ve hakkındaki makaleyi konu edeceğiz. Bahsi geçen çalışma, Amerika Birleşik Devletleri merkezli olup, uluslararası ilgili verilerle birlikte, odak noktası ABD’nin önemli bir sınav sistemi olan SAT’yi belirlemiştir. Örnekleme için toplanılan veriler SAT’ye ait olsa da, ülkemizdeki veya başka milletlerin herhangi bir kurum veya kuruluşuna seçim için şart koştuğu sınavlardan farklı değildir, bu sebeple konunun birçoğumuzu ilgilendirdiği kanaatindeyiz. İlgili çalışmayı gerçekleştiren kimseler ve veri kaynakları, yazımızın sonunda referans olarak eklenecektir. Orijinal dili İngilizce olan özgün makaleye (ABD-SAT tabanlı) ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Müzik Zevki (bireysel janra tercihi) ve Sınav Sonuçları Arasındaki İlişki

Akademik yayınlar, üniversite kayıtları ve bireysel olarak rapor edilen sosyal medya verilerinin bir meta-analiz oluşturmak için tekil ve genel kaynak olarak alındığı çalışma, oluşturulan grafik ve tablolar ile birlikte, bireysel müzik zevkinin ve aynı bireyin SAT sınavı sonucu arasındaki bağlantıyı inceliyor. Elde edilen sonuçlar bir oranlama ve genelleme bulguları olarak kabul edilmelidir, yine de belirli noktalara biraz daha odaklanıldığında, bahsi geçen iki konu arasındaki ilişkiyi görmezden gelmek mümkün değildir. Elbette ki korelasyon, nedensilliğe hiçbir zaman eşit olmamıştır. Çalışma, bir araştırma ve rapor olarak kabul edilmeli, teşhis veya tanı olarak görülmemelidir ve istisnaların varlığı reddedilmeyeceği gibi, geneli kanıyı bozamayacağı da benimsenmelidir. Kısaca, “rockçı” “popçu”dan daha zeki ve başarılıdır diye bir düşünceye kapılmayınız.

Eğer bir pop veya rap müzik dinleyicisiyseniz, geçmiş olsun.

Bahsi geçen çalışmanın topladığı 2016 yılına özgü veriler doğrultusunda elde ettiği sonuçlara göre, SAT sınavında en düşük ortalamaya sahip bireylerin favori müzisyenleri arasında Lil Wayne (889 puan) ve Beyonce (932 puan) bulunuyor. Raporun en üstünde ise, 1371 puan ortalaması ile Beethoven dinleyicileri bulunuyor. SAT sınavının milli ortalaması ise 1070 puan. Bu noktaya kadar klişe bir sonuç vermiş gibi dursa da, işin rengi aralarda yer alan janra, sanatçı tercihleri ve puan ortalamaları ile değişiyor. Örneğin, aynı rapora göre Radiohead dinleyicileri, 1220 puan ortalamasıyla ikinci sırada yer alıyor. Yakın puan ortalamalarıyla peşinden Bed Folds, Bob Dylan, Norah Jones, The Shins, David Bowie ve Beck gibi isimler geliyor. Düşük, yani taban puan ortalaması ise Lil Wayne ve Beyonce’nin ardından, yukarı doğru yakın puanlar ile Jay-Z, Justin Timberlake, Nickelback gibi isimlerle yükseliyor.

Çalışmanın sunduğu raporlara göre, SAT sınavında yüksek puan tutturmak için illa ki klasik müzik dinliyor olmanız gerekmiyor. Bethooven zirvede, Lil Wayne ise en dipte olsa da, grafik detaylı incelendiğinde, bu iki sanatçının üretim gerçekleştirdiği janralarda hareketlilik görülüyor. Seyrek dahi olsa, milli ortalamanın üzerinde bir puan ortalamasına sahip bireylerin dinlediği rap veya pop müzik sanatçısı da mevcut. Ancak belirtmek gerekiyor ki, rapora göre milli ortalamanın altında kalan hiçbir birey klasik müzik dinleyicisi değil.

Sunumu biraz daha genele yayabilmek için, puan ortalaması ve müzisyen ilişkisi olarak değil de, raporu müzikal janra ve puan ortalaması olarak kategorize eden grafiği aşağıda görebilirsiniz.

Yazımızın başında belirtmiş olduğumuz adresten, yönlendirmiş olduğumuz grafikleri daha detaylı ve interaktif olarak inceleyebileceğinizi hatırlatalım.

Müzik zevki ve bireysel müzikal janra tercihinin bu çalışma ile ilgisi ve önemi nedir?

Çalışmanın yorum kısmına gelmiş bulunuyoruz. İlgili konuyu, bahsi geçen çalışma dahilinde, odak noktasından ve anlatılmak istenilenden sapmadan kendimize göre yorumlamayı uygun görüyorum müsaade ederseniz; bu noktadan sonra müzik zevki ve SAT ile arasındaki ilişkiyi, pek tabii YGS ve LYS ile, ya da herhangi bir kurum veya kuruluşun benzer bir sistem ile gerçekleştirdiği seçim sınavları ile ilişkilendirebilirsiniz.

SAT, genç Amerikan vatandaşlarının liste eğitiminin ardından, yerel üniversitelerindeki programlara katılabilmeleri için “yarıştıkları” bir sınav olduğundan, YGS ve LYS ile biraz daha yakın bir konumdadır. Yani, bu sınavlar an itibariyle bizlere “geleceğimizin kapısını aralayacak olan anahtarlar” olarak sunulmaktadır. Yakın çevremiz, aile bireylerimiz veya işverenlerimiz de konuya bu şekilde yaklaşmaktadır. Ancak, hiçbirimiz elbette ki şu veya bu sebeple, şu veya bu müziği dinlemeyi “tercih” etmeyiz. Bir sınavdan yüksek puan alabilmek için kimse bir ay öncesinden kulaklıklarını takıp da sabahtan akşama kadar klasik müzik dinlemeye başlamayacaktır, başlayamayacaktır. Ki bu da çok normaldir, bu veya herhangi bir benzeri çalışmayı, ya da bu tarz bir etkileşimden de bağımsız olarak, bir gaye doğrultusunda dinlediğimiz veya dinleyeceğimiz müziği değiştirmez, şekillendirmeyiz, bunu istemeyiz bile.

Bir yemeğin tadını siz çok beğenirken, kişiliği ve tercihleri ile size çok benzeyen bir arkadaşınız beğenmeyebilir. Bu yemeği neden seviyorsun ya da neden sevmiyorsun sorusuna cevap vermek hem çok zordur hem de çok kolaydır. “Çünkü tadı hoşuma gidiyor.” derseniz, kolayca yanıtlamış olursunuz. Fakat “Tadı neden hoşuna gidiyor?” diye sorulduğunda söyleyecek pek bir şey bulamazsınız, tadı hoşunuza gidiyordur işte, o kadar.

Müzik zevkinde de benzer bir durum ortaya çıksa da, pek tabii ki daha derin, daha karmaşık bir yapıya sahip olduğunu herkes fark edecektir. X müziği veya Y müziği sevmenizin sebepleri arasında “Çünkü hoşuma gidiyor.” yanıtı muhakkak bulunur, ancak daha derine inildiğinde ek detaylar da fark edilir. Yetişkinliğe ermeden önce, özellikle bireyin ergenlik döneminde müzik tercihi ve bu tercihin teşhiri önemli bir yer tutmaktadır. Zira, özgün olarak anlamaya ve yorumlamaya hakkımız olan bu dünyayı tanıma sürecimizde, bir yandan da amatör bir duvar ustası gibi kendimizi, karakterimizi ve kişiliğimizi inşa ederiz, kimliğimizi.

Kimlik arayışı ve oluşturma döneminde, farkında olarak ya da olmayarak birey, bireyselleşme ve özgünleşme yolunda çevresel faktörlerden yardım alır, müzik, hatta sanat, buradaki en önemli tuğlalardan bir tanesidir. Kişinin, bireyselleşme ve özgünleşme döneminde, kimlik yaratımı sürecinde dinlediği müziğin yeri ayrıdır. Kendisini gördüğü gibi ya da görünmek istediği kişiliği yansıtacak şeyleri envanterine katmak ister. Bir yerden sonra da, iş kendi kontrolünden çıkar, olgunlaşma süreci ile daha mantıklı bir süzgeçten geçerek, kişinin envanteri özgün olarak birikmeye devam eder.

Bir yetişkinin, ergenliğinde veya gençliğinde dinlediği müziğin türü az çok değişime uğrasa bile, radikal bir değişikliğe erişmeyecektir. Üstelik tüm bu ufak değişimlere rağmen, yıllar sonra geçmişine dair envanterinde bulundurduğu bir ürün ile karşılaştığında, nostaljik bir hissiyata yakalanarak istese de istemese de haz duyacaktır. Ergenlik döneminde, tabiri caiz ise “çok pis sert metal müzik” dinleyen birey, yirmilerinin sonları veya otuzlarının başlarında bu müzikal tercihinden vazgeçmiş, hevesini seyretmiş olabilir. Ancak, bir yerlerde o günlerden bir şarkı duyduğu zaman keyif alacaktır, an itibariyle bulunduğu konum ne olursa olsun, isterse bir klasik müzik orkestrasında piyanist olsun fark etmeksizin karakterini oluşturan o birey duvarının en eski tuğlalarına saygısını ve sevgisini yitirmeyecektir, ilgisini yitirse bile.

Tüm bunlardan bağımsız olarak, artık yazıyı da noktalamak adına son bir paragraf yazma kanaatindeyim. Tekrar konumuza, yani müzik zevki ve sınav başarısı arasındaki ilişkiye döndüğümüzde, ilgili çalışmanın sunduğu raporlara rağmen birçoğumuz, bahsi geçen ve benzeri sınavlarda başarısız olmuş bir klasik müzik dinleyicisi ya da müthiş bir başarı elde etmiş rap veya pop müzik dinleyicisi ile karşılaşmıştır. Hatta müzikal zevkinden bağımsız olarak, müthiş zeki ve pek çok konuda başarılı olan bir insanın, üniversitelere giriş sınavında fena çuvalladığını, ya da hiç ciddiye almadığınız birinin benzeri bir sınavda müthiş bir başarı elde ettiğine de tanık olmuşsunuzdur.

Kısacası, sizlerle paylaşmış olduğumuz çalışmayı bir tanı ve kesin bilgi, bildiri olarak ele almamanız gerekmektedir Son kez hatırlatalım birçok tekil ve çoğul veriyi kaynak alan bu çalışma, profesyonel bir ekip tarafından gerçekleştirilmiş ve genel bir sonuca varmıştır. Çalışmanın faydalandığı kaynaklarının listesi aşağıdadır:

  • Bureau of Labor Statistics. Occupational Employment and Wages, May 2015, 27-2042 Musicians and Singers. U.S. Department of Labor, 2016. www.bls.gov/oes/current/oes272042.htm. Accessed 9 Oct. 2016.
  • Griffith, V. Musicthatmakesyoudumb. California Institute of Technology, 2009, musicthatmakesyoudumb.virgil.gr. Accessed 10 Oct. 2016.
  • Miller, Geoffrey. Spent: Sex, Evolution, and Consumer Behavior. Viking Adult, 2009.
  • Mizell, L., Crawford, B., & Anderson, C. “Music preferences in the U.S.: 1982-2002.” National Endowment for the Arts. 2005.
  • Postrel, V. The Future and Its Enemies: The Growing Conflict Over Creativity, Enterprise, and Progress. Free Press, 1998.
  • Rentfrow, P.J., & Gosling, S.D. “The do re mi’s of everyday life: The structure and personality correlates of music preferences.” Journal of Personality and Social Psychology. vol. 84, no. 6, 2003, pp. 1236-1256
  • Rentfrow, P.J., Mellander, C., Florida, R., Hracs, B., & Potter, J. “The geopraphy of music preferences.” Martin Prosperity Research. 2011.
  • U.S. Department of Commerce. Bureau of Economic Analysis.bea.gov. Accessed 9 Oct. 2016.
  • U.S. Department of Education, Institute of Education Sciences, National Center for Education Statistics. Digest of Education Statistics, 2014. vol. 2016, no. 006, table 226.20.