Siz de aylardır en çirkin ev kıyafetlerinizle dans etmeyi benim gibi adet edindiyseniz, Roosevelt kan ter içinde kalma garantili yeni albümü Polydans ile huzurlarınızda.
Marius Lauber ya da sahne adıyla Roosevelt, 2013 yılında yayınlanan ilk EP’si Elliot ile elektronik müzik dünyasına iddialı bir giriş yapmıştı. Nitekim ardından gelen single ve albüm çalışmalarıyla çıtayı her defasında yukarıya taşıyarak önemli festivallerde kendine yer açmayı başardı.
26 Şubat’ta yayınlanan albümü Polydans funk ve elektronik prodüksiyon arasında mükemmel bir denge kuran parçalardan oluşuyor. Albümdeki neredeyse her enstrümanı çalan ve tüm prodüksiyon sürecini üstlenen Roosevelt, 80’lerin synth, disko, analog, yacht rock ve çılgın dans pisti coşkusunu günümüz sound’u ile bir araya getirerek müzikal kökleriyle bağlantı kuruyor.
Roosevelt, en kişisel albümü olarak tanımladığı Polydans‘ın üretim süreciyle ilgili; her gün stüdyoya girebilmenin ve sadece hissettiği müziği yapabilmenin kendisini ne kadar özgür hissettirdiğine, dolayısıyla hiçbir yaratıcı sınırlama olmadan sadece kendini mutlu eden müziği yaptığına değiniyor.
Dans müziğinin tüm formlarını harmanlayarak kendini spesifik bir janr içinde kısıtlamamayı tercih eden Roosevelt, club kültürüne çok yönlü bakış açısına Polydans ismi ile atıfta bulunuyor.
Favori şarkımı seçmekte zorlandığım bu albümün baştan sona yarattığı hissi ancak “80’lerde bir dans pistinin ortasına pijamalarımla düşmek” olarak tanımlayabilirim.