I Am Not A Dog On A Chain, yani tercümesiyle “Ben Zincire Vurulmuş Bir Köpek Değilim”. Gelin bu kelamın edildiği nakarata bütün olarak kulak kesilelim: “Ben zincire vurulmuş bir köpek değilim / Kendi beynimi kullanıyorum / Gazete okumuyorum / Olsa olsa belaya yol açıyorlar / Önüne sunulmayan şeye kulak ver, işte orada gerçeği bulacaksın / Medenice, dikkatlice budayacaklar bütün görüşlerini”. Fazlasıyla Morrissey usulü, fazlasıyla dobra bir başkaldırı söz konusu anlayacağınız. Sadece onunla kalsa iyi, ilerleyen dakikalarda Moz lafı düşmanlarına da getiriyor, örneğin ürünlerinde gerçek kürk kullanan ceket markası Canada Goose’a: “Belki de görüşlerim yüzünden Canada Goose canlı canlı yüzecek derimi / Gerçeği söylediğim için, kürküm için, yeğenim için”.
Diyebiliriz ki Morrissey, yeni albümünde yıllardır eleştiri oklarının hedefinde olmaktan hayli yorulmuş, hiddetli ve tepkili bir ruh halinde. Bu tepkisini gösterirken yeni tepkiler çekebileceğini öngörmek ise güç değil: Açılış şarkısı “Jim Jim Falls”un sözleri sebebiyle (“Evine gidip ağlayacaksan / Vaktimi harcama lütfen / Kendini öldüreceksen / Başını dik tut / Öldür gitsin”) kolaylıkla insanları intihara teşvik etmekte suçlanabilir, kendini “ortada gerçek olmadığında bile gerçeği bulup tarayan bir avcı” ilan edişi kibirli ve dediğim dedik bir üslup olarak okunabilir. Halihazırda faşizme dair tartışmaların merkezinde yer alan Morrissey’in kendini böylesine tutkulu ve bazen fevri bir şekilde ifade etmesi, şüphesiz albümdeki şarkıların başarısına belli bir ölçüde ket vuracaktır. Bu da müziğin kendisine biraz yazık edecektir doğrusu, zira stadyumu fatihi olabilecek “Love is On Its Way Out”-“Knockabout World”-“What Kind of People Live In These Houses?” üçlüsüne ilaveten Moz’un uzun süredir sunduğu en taze ve farklı iş (“The Secret of Music”) ve en etkileyişi kapanış parçası (“My Hurling Days Are Done”) da bu seçkide birer elmas mirası parıldayan eserler.
Müziğin genel başarısından başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz kargaşanın ardında gönüllerimizi fethetmiş genç ruhlu şairden izler bulmak da yine birtakım harikulade sözler sayesinde mümkün oluyor: Bir noktada Morrissey hayranı olduysanız “Zaman iyi bir dostum sayılmaz (…) / Fırlama günlerim sona erdi / Ama ne söyleyecek kimsem var / Ne de kaçabileceğim bir yer” gibi kelamları kalbinizde hissetmemeniz, “Hayatım, yokluğunda bir yastığa sarılıyorum” sözüne hüzünlenmemeniz, “Knockabout World”de kaybetmenin görkemini anlatan Moz’a karşı gülümsememeniz zor. Kendi ölümlülüğüne bir bakış atıp yer yer kendi gaflarıyla da dalgasını geçebilen o genç şair I Am Not A Dog On A Chain‘in köşe başlarından sızıyor. Biraz paslanmış bir dehanın bu yüzü size de nüfuz edebiliyorsa ne mutlu.