Hangimiz içimizi yiyip bitiren ayrılıklar yaşamadık? Hereditary ile tanıyıp hayran kaldığımız genç yönetmen Ari Aster, ikinci uzun metrajı Midsommar‘ı böyle bir ayrılık tecrübesi üstüne yazmış. Ancak içindeki acıyı dram formunda dışarı yansıtmak yerine, senenin ve belki de bu onyılın en orijinal korku filmine dönüştürmüş. Tıpkı Hereditary‘de trajik bir aile öyküsünü korkutucu hale getirmeyi başardığı gibi… Siz yine de “korku” dediğimize bakmayın, Midsommar öyle fazla korkutmadan sarsan bir gerilim, “sapkınlar için Oz Büyücüsü”, sinemaseverler için bir yağlıboya tablo ve bundan çok daha fazlası.
Orijinallik illaki mükemmelliği getirmiyor, doğru. Midsommar da kendi şaşaasının içinde zaman zaman yolundan sapabiliyor. Kimlik ve aidiyet bunalımı, kişisel trajediler, doğanın heybeti, insanın açgözlülüğü, yobazlık, kibir, delilik, sadakatsizlik derken filmin işlediği sayısız alt temayı büyük ölçüde anlaşılır bir hikayeye yerleştirmesinin ise büyük bir başarı olduğu ortada. Halüsinojenik maddelerin tesiri anlatıyla birlikte yoğunlaşınca hikaye de hepten alegorik bir istikamete gidiyor. Ancak Midsommar türdeş filmlerin yapamadığını yapıyor, karanlığın değil de ışığın içine gömülüyor git gide. Filmin ikinci perdesinden itibaren hükmeden güneş ışığı, doğa ve yeşillik, korku türünün içine mahkum edildiği bir numaralı klişeyi yıkıyor. (Yeri geliyor, gecenin kendisi bile geceyarısı güneşini yanına alarak arzı endam ediyor.) Buna enfes kurguyu, üst sınıf oyunculukları, radikal yönetmenlik tercihlerini ekleyin, işte size ne kadar uğraşsanız da kızamayacağınız bir film.
Gelelim müziklere… Haxan Cloak rumuzuyla tanıdığımız Bobby Krlic, aynı Hereditary‘nin müziklerinden sorumlu Colin Stetson gibi filmle bütünleşiyor. Kimi zaman -filme saygıda kusur etmeksizin- bir adım öne çıkıyor, kimi zaman sahnelerin arkaplanına yerleşmiş duvar resimleri gibi gerilerden sinsice bizi izliyor. Aslında aşağı yukarı her soundtrack bestekarının boynunun borcu olan şeyler bunlar, ancak bu şablona uyan bestekarlara günbegün daha az rastlamamız, Krlic’in çabalarına fazladan değer katıyor.
Midsommar şu günlerde vizyonda. Bağımsız filmlere günbegün daha az salon ve vizyon vakti ayrılan ülkemizde ne kadar süre daha vizyonda kalacak, bilinmez. Korku sineması hayranıysanız, kaliteli film seviyorsanız, kafanızın karışmasını ve düşünmeyi seviyorsanız, olmadı bu gruplardan sadece birine bile aitseniz bu filmi büyük ekranda ve iyi bir ses kalitesinde izlemeniz tavsiye edilir. Yalnız içine adım atacağınız görkeme önceden bünyenizi hazırlayın da, bir anda çarpmasın.