Dirty Beaches:Tanrı, içimizdeki boşluğu doldurabilir mi?

Asıl adı Alex Zhang Hungtai olan Tayvan doğumlu Kanadalı müzisyen Dirty Beaches kimi zaman rahatsız edici denebilecek sınırlarda dolaşsa da aynı zamanda Lord Knows Best gibi nazik tınılarla ilerleyen şarkılarda yapabilen kendini sınırlara sıkıştırmayan biri.2011 yılında çıkardığı üçüncü stüdyo albümü Badlands ile adından söz ettiren Dirty Beaches çeşitli müzik ödüllerine aday olmuş hatta Water Park adında bir belgeselin de soundtrackini yapmıştı. Film- Noir’den oldukça etkilenen Dirt Beaches hatta Wong Kar Wai’e olan hayranlığını pek çok kez dile getiriyor. Bu hayranlığın müziğindeki etkileri de kuşkusuz. Şarkıları bu yönetmenlerin (David Lynch, Jim Jarmusch) filmlerine fon olabilecek pek çok ses barındırıyor kuşkusuz. İntihara meyilli minik etkiler barındıran bu şarkılarla kimi zaman koyu punk çizgilere kayan sesler aynı zamanda ağlamaklı baladlarla birleşiyordu. Horses gibi şarkılarda ise sanki 60’ların sonu 70’lerin başındaydık hatta sahne de Morrison mu var ne? Birazdan seyircilerin arasına karışacak ve tüm vücudu, sesi onlar içinde kaybolacak gibi. Aynı izde yürüyen Sweet 17 ise davul seslerine dayanan yapısıyla bir yandan karanlık atmosferinden kaçarken bir yandan da sanki imkansızın peşinde olduğunun farkında gibi. Tüm bu şarkılar albümün birinci yarısını oluşturmuşken ikinci yarısında ise True Blue ile gelen daha yavaşlayan tonlar mevcut hatta Lord Knows Best ile beraber bu tonlar daha da kasvetleniyor. Ama bu kasvet sanki olması gereken ya da olan gibi onca gidilen yollarda koptuğunuz evinizde Taipei, Queens, Etobicoke, Honolulu, San Francisco, Shanghai, Vancouver ve Montreal tüm yersiz yurtsuzluğunuzda içinizden bir türlü atamadığınız o boşluk sanki. Badlands Alex Hungtai’nin bir yandan yapmak istediği, sevdiği müziği anlatırken bir yandan da içinde gezinen o dalgalanmayı en iyi şekilde anlatan derli toplu bir albümdü.

İki sene sonra geçen yaz yeni albümünün hazırlıklarına başlayan Dirty Beaches isminin Drifters/ Love Is The Devil olacağı bu iki albümü 21 Mayıs’ta yayınlayacağını Ocak sonu gibi açıkladı. Mart ayında da bu albümden ilk şarkı olarak Love is the Devil‘ı paylaştı. Orkestral seslerle bezeli bu şarkıyı Hungtai kanlı ve gözyaşlı olarak tanımlıyor. Her zaman ilk önce sevdiklerimizi yaraladığımızı söyleyen Hungtai bu şarkıda da bunları anlatmaya çalıştığını ve içindeki boşluğa ses vermeye çalıştığını söylüyor. Bir sonraki şarkı olan Landscapes In The Mist Drifters‘ın kapanış şarkısı ve bunu özellikle belirtmek istiyorum ki albümün tamamına hakim olacağını düşünmüyorum çünkü exit kapısının renkli ışıkları şarkı içinde belirgin. Depresif ve daha sert haliyle albüme dair ne beklememiz gerektiğine dair bu şarkı biraz kafalarımızı karıştırsa da bu ikili albümün biraz daha sorgulamalarla geçeceğini anlamış olduk. Merakla bekliyoruz.

İyi Dinlemeler!

Seçil Kalenderoğlu