Popüler kültürü sarsmış sanatçıların ölüm sonrası kaderidir, bir sebepten gün yüzü görmemiş ya da asla resmi formatta yayınlanmamış işleri hayranlar için cilalanıp, kutulanıp şık bir sunumla servis edilir. Jimi Hendrix’in işleri ölümünden sonraki 50 yıl boyunca farklı formatlarda, yeni üsluplar ve cilalarla yayınlanmaya devam etti ve ediyor örneğin. Şimdiye ölümü sonrasında yayınlayan işleri, hayattayken yayınlananların tahmini 20 katını bulmuş durumda. David Bowie de elbette plak şirketlerinin bu klasik stratejisinden payını alıyor geçtiğimiz 6 senedir: Derlemeler, konser albümleri, önceden yayınlanmamış tekliler… Bu zincirin son parçası da 2000 yılında kaydettiği, ancak -ironiye bakın ki- o zamanki plak şirketleri Virgin ve EMI’la arasında yaşanan sorunlar nedeniyle asla yayınlanmayan stüdyo albümü Toy oldu.
Evet, kimi Bowie hayranlarının kutsal kasesine dönüşen meşhur albüm Toy, artık üstüne çekilen 2022 model cilalarla, Toy:Box adlı 3 disklik bir kutu set formatıyla ve Parlophone etiketiyle sonunda ‘resmen’ piyasada. (Gerçi 2021 sonlarında Bowie’nin 1990’lardaki serüvenini mercek altına alan devasa bir kutu setin parçası olarak paylaşılmıştı, şimdi de doğrudan kendisine erişebiliyoruz.) Buradaki hayli bariz maddi gayeleri bir yana koyarsak nedir Toy‘un hikâyesi? 2000’lerin ilk günlerinde Bowie’nin canı konserlerde “Greatest Hits” konseptinin dışına çıkamadıkları için sıkılıyor ve bir süre bu şaşaalı şan şöhretin hakkını gençlik dolu bir enerjiyle donatarak vermek istiyor. 1960’larda, yirmili yaşlarında yazdığı ilk şarkılarından bazılarını yeniden kaydederek kendilerine bir nevi ikinci bir bahar bahşetmek istiyor. Grubuyla stüdyoya girip tam olarak bunu yapıyor, ancak şirketiyle arasında mali krizler ayyuka çıkınca tüm projeyi yakarak EMI/Virgin’dan ayrılıyor, yerine Columbia’ya geçerek sıradaki albümü Heathen‘ı yayınlıyor. Toy ise 2011’de illegal yollardan internete sızdırılıyor.
Günümüze gelelim, nihayet resmi yollardan yayınlanan ve bu sayede Spotify, Tidal ve Youtube Music gibi mecralardan erişime açılan Toy, Bowie hayranlarını tatmin ediyor mu? Bize kalırsa evet, kimisi David Bowie’nin aynı adlı ilk albümünde de farklı versiyonlarıyla yer alan bu şarkılar, bir noktada Bowie’nin kendi gençlik günlerini arayışının ve bunu sevgi ve samimiyetle başarmasının resmi. Hızlı, enerjik ve doğrudan güzelliğiyle ışıldayan “You’ve Got a Habit of Leaving“‘den duygusal piyano baladı “Shadow Man“e Bowie’nin çok farklı renkleri mevcut burada. Üç disklik setin alternatif mikslerden ve unplugged versiyonlardan mürekkep ikinci ve üçüncü kısımları ise biraz “Sete dahil ettik çünkü edebiliyoruz” motivasyonuyla yola çıkıp üç disklik yer kaplama amacını karşılamış görünüyor. Yine de adanmış hayranlar, birçok köşede kendilerine uygun şarkılar ve düzenlemelerle karşılaşacaktır.
Laf olsun torba dolsun diye var olan onca kutu setin yanında her şeye rağmen kendine özel bir konuma sahip Toy:Box. Sonsuza dek genç kalacak bir müzikal dâhiyi kendi gençliğinin peşine düşerken dinlediğimiz, nihayetinde yayınladığı bağlamı diskalifiye edecek olursak özünde hayli duygusal ve özlü bir çalışma.