Dave Grohl ile Müzik Üzerine: Play

Yedi enstrüman, devasa bir stüdyo odası ve olayın tam ortasında yapayalnız bir Dave Grohl… Tabi sinema sanatının büyüsü sayesinde yedi Grohl’u izliyoruz videoda. Youtube’daki yorumculardan birinin The Davegrohls adını taktığı bu tek atımlık bando, çok özel bir vesileyle bir araya gelmiş. Ortaya çıkan sunuma siz deyin şarkılı belgesel, biz diyelim sinematik EPPlay, doğrudan stüdyo atmosferinin solunmasıyla ortaya çıkmış 22 dakikalık bir imtihan bestesi. Biz demiyoruz, Grohl diyor videonun başındaki dakikalarda: “Daha iyi çalabileceği biliyorum, ancak anlık ilhamları kavramak her zaman mümkün olmuyor. Haliyle tekrar deniyorsun, sonra tekrar, tekrar… Sonunda kendi kendini ödüllendirdiğin bir sınav bu.”

Müzik üretmek eylemi üstüne düşünen, eylemin yalnızlığı ve özgürleştiriciliği üzerine kelamlar eden bir belgesel Play. Genç müzisyenlere mikrofonu uzatıyor, çevrelerindeki kurumlardan pek destek görmeyen bu sanatçıların dinmeyecek tutkusunu keşfediyor. Grohl lafı devralınca kendisi gibi 30 yıllık bir müzik adamının da yer yer tıpkı onlar kadar izole ve acemi hissettiği görüyoruz, duyguların evrenselliği daha iyi anlaşılıyor. Belki bütün bunlar ilk 10 dakikada vuku buluyor; ancak bestenin kendisi, bir nevi tamlamanın tamlayan ögesi. Rush‘vari teknik, neredeyse progresif rock diyebileceğimiz bir anlayışla üretilmiş bu beste, yine eylemin mühimliğine, çalma anının kendisine odaklanarak nereye isterse oraya gidiyor aheste aheste.

Lafı Dave Grohl’a bırakalım ve anaakım müzik dünyasına kattığı samimiyet için kendisine şükranlarımızı sunalım: “Müzik dediğin şeyi asla tam anlamıyla sökemezsin. Her zaman sırada seni bekleyen yeni bir mücadele vardır, ve her zaman da ‘Öğrendiklerimin üstüne neler koyabilirim’ diye düşünmen gerekir.”