Caz standartlarına farklı bir yorum: StandArt

Son 10-15 yıla damgasını vuran Ermeni piyanist Tigran Hamasyan 11. albümü StandArt’ı geçtiğimiz günlerde yayımladı. Kariyerlerine kendi besteleriyle uğraşmadan önce standart pop ve caz repertuarlarından çalarak başlayan birçok piyanistin aksine, Tigran kariyerini bambaşka bir doğrultuda geliştirdi. 2005’ten beri oldukça özgün besteler yapan ünlü piyanist, birçoklarına caz ve metali (jazz djent) birleştirerek Ermeni/Anadolu tınılarını sevdirdi. Sonunda kendi soundunu müzik tarihine derinlemesine işlemiş bir sanatçı olarak, yeni albümünde nihayet Amerikan caz standartlarını kendi yorumuyla dinleyiciye sunuyor.

Tigran’a, Richard Rodgers, Charlie Parker, Jerome Kern, David Raksin, Elmo Hope gibi efsanelerin bestelerine yeniden hayat verdiği StandArt’ta Matt Brewer,  Mark Turner, Joshua Redman gibi önemli isimler eşlik ediyor. Virtüöz piyanist, geçtiğimiz bahar Los Angeles’ta kaydedilen albümü şöyle anlatıyor: “Bu albümle, yıllar içinde geliştirdiğim farklı teknikleri ve fikirleri, sonunda yeniden ziyaret etme fırsatı bulduğum bir repertuara uygulamayı ve bu müziği gerçekten takdir ettiğimi bir mesaj ile iletmeyi istedim. Bu besteleri ve ezgileri o kadar çok seviyorum ki, benim için Ermeni halk müziği gibi. Bir Ermeni-Amerikalı göçmen olarak, bu tür bir tarihe, karanlık bir tarihe sahip olan, ancak özgürlüğü somutlaştırmayı başaran çeşitli geçmişlerden gelen bu besteciler ve müzisyenlerle ilişki kuruyorum. Bu şekilde, geldiğim yerin geleneğinde bir şeyler bulmak için bunun bir parçası olmak istediğimi hissediyorum.”


Üç yaşında piyano çalmaya başlayan, özellikle rock, metal ve Ermeni halk müzikleri dinleyerek büyüyen Tigran Hamasyan henüz 11 yaşındayken turnelere başladı. 2003’te Montreux caz festivalinin piyano yarışmasında birinci gelen Tigran, yıllar içinde geliştirdiği kedine has teknik ve ses ile Herbie Hancock, Brad Mehldau ve Chick Corea gibi efsanelerin övgülerini kazandı.

Meshuggah hayranı olduğunu bildiğimiz Tigran’ın, özellikle Mockroot albümündeki gibi yoğun ve yüksek şiddetli piyano çalışı, ünlü caz standartlarında kendine harika bir yer buluyor. Aynı zamanda ekseriyetle A Fable albümünden hatırladığımız o yumuşak dokunuşlar da yer yer dinleyiciyi sakince sarıp, büyülü bir dünyaya götürüyor. Sık sık tekrarlanan tempo kaymaları ve ritim bölümünün ölçülen vuruşların dışına çıkması, Tigran’ın imza hareketlerinden diyebiliriz. Bu kaymaların yarattığı çekici gerilim, konuk sanatçıların ustaca katkılarıyla StandArt’ı caz tarihinde önemli bir yere çıkartıyor. Eldeki bilindik ürünleri bu denli farklı yorumlayabilmek ancak Tigran Hamasyan gibi yeteneklerin yapabileceği bir iş. Nonesuch Records etiketiyle 29 Nisan’da yayımlanan bu güzel albüme bir kulak vermenizi tavsiye ediyorum. İyi dinlemeler!