İki ambient müzik bestekarı, iki Eno. Roger belki ağabeyi Brian kadar göz önünde değil, ama onun da etkileyici başarıları var: Gençliğinde müzik eğitimi alan, müzik yoluyla öğrenme zorluğu olan insanlara terapi sunan bir merkez işleten ve ilk stüdyo tecrübesini ağabeyinin Apollo adlı albümünde yaşayan Roger, aradan geçen 40 yılda kendi albümlerini de yayınlayarak ‘iyileştirici’ müzikler yarattı. Brian ile ortak albümleri Mixing Colours‘un da kendince bir iyileştiriciliği var.
Yavaşça ilerleyip gizlice kulaklarımızda yer edinen bu müzikler, kimimizin tam da şu zor günlerde aradığı şifa olabilir. Neredeyse baştan aşağı huzurlu, ama içinde gizemler de barındıran bir seçkiye kulak veriyoruz. Belki de ancak dinleme tecrübemiz sonrasında uykuya dalarak rüyalarda tasvir edebileceğimiz türden gizemler bunlar. Tıpkı rüyalar gibi somutlaşmak için değil yorumlanmak, bazen hatırlanıp bazen unutulmak için varlar. Anlatılamadan, isimlendirilemeden büyülemenin o mütevazı işbilirliğiyle kutsanmışlar.
Duyguların, renklerin, piyanonun, klavyenin ve dahasının düşlerden çıkma bir tuvalde harman olduğu Mixing Colours, kulak vermeniz gereken bir tecrübe. Başyapıt olma derdiyle değil, insan hislerini karşılama kaygısıyla yola çıktığı için gönlümüzde büyük bir yere sahip oluyor.