Birçoğumuz için, müziğe dair zevkimiz ve tercihlerimiz kimliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Öyle ki bir dereceye kadar, dinlediğimiz şey bizim kim olduğumuza delalet eder. Gençliğimizde dinlediğimiz duyduğumuz ve benimsediğimiz şarkıları, belki de şimdiye kadar binlerce defa dinlemişizdir ve bu şarkıların sözleri, aklımızın her köşesinde yer edinmiş, ilk duyduğumuz andan itibaren dünyayı şu andaki gibi görmemize, anlamamıza ve öznel bir şekilde algılamamıza olanak sağlamış, çevremizde olan bitenlere karşı bakış açımız için bir filtre oluşturmuştur.
Bu durumun yanı sıra, bilinçli veya genellikle bilinçsiz bir şekilde bazılarımız müziğe daha organik, doğal ve içgüdüsel yaklaşırken, diğerlerimiz ise tercih ettikleri ve benimsedikleri müzik ile reddettikleri müzik arasında daha kalın bir sınır çizerler, bu sınır yalnızca müzik kültürüyle ilgili kalmaz ve genişler. Bireylerin insanlar ile ilişkisinde de etkin bir rol oynar. Müzikal tercihler ve bireyin kişilik özellikleri öylesine güçlüdür ki, birçoğumuz diğer insanlar hakkında sırf bu bağlantının gözleminden yola çıkarak, olumlu veya olumsuz, doğru veya yanlış bir yargıya ve karara varabilmekteyiz. Yani iletişim halinde olduğumuz bireyin bilgisayarındaki iTunes klasörü, Spotify profilindeki çalma listeleri veya evinde biriktirmiş olduğu albüm koleksiyonuna hızlı bir şekilde göz atarsak, bahsi geçen birey hakkında bireysel ön yargılarımız ve daha önce oluşumundan bahsettiğimiz “bakış açımızdaki filtre”den süzerek gerçekleştirdiğimiz algıyla bir fikre kapılırız.
Örnekse, bir “punk” müzik hayranı, koleksiyonunda fazlasıyla “pop” müzik eseri bulunan birini radarından hemen çıkarabilir. “Punk” müziğin filtresinden süzerek, bahsi geçen pop müzik dinleyicisini ana akımın ve popüler kültürün bir parçası olarak görüp, bu kişiye dair olumsuz bir enerjiye kapılabilir. Elbette ki, tüm kalıplaşmış ve klişeleşmiş ön yargılar genellikle bizlerin yanlış, hatalı veya eksik bir düşünceye sahip olmamıza neden olmaktadır. Bir kişinin müzikal tercihlerinden yola çıkarak karakteri hakkında kesin bir yargıya varılamaz, varılmamalıdır. Bireyin müzikal tercihi onun kişiliği hakkında küçük detaylar bahşedebilir. Ancak, özellikle erken gençlik yıllarında düşündüğümüz gibi, bu tercihler bireyin aslında “kim” olduğunun kanıtı değildir.
Bir yağlı boya tablosunu güzel kılan geniş fırça darbeleri değil, incelikle işlenmiş nüanslardır. Bir insanı tanımak da ressamlık kadar zor bir zanaattır, usta bir ressamın elinden çıkan yağlı boya tablosunda, bu resmi güzel kılan onlarca detay olabilir, fakat bir insanda bu detayların binlercesi gizlidir. Henüz birey bile tam olarak kendini tanımlayamaz, anlayamazken dışarıdan bir çift göz ve beyin bunu nasıl başarabilir ki? Yine de, bu binlerce detayın arasında bireylerin müzikal tercihlerinin de yer aldığını kabul etmek yanlış bir hareket olmayacaktır. Zira birçoğumuz da erken gençliğimizde bu filtreyi fazlasıyla kullanırız. Bir bireyin müzikal tercihleri, o müziği neden ve nasıl dinliyor oluşu, müzik çalardan mı, laptop ile mi, araba teybi ile mi, albümleri satın mı alıyor yoksa bir şekilde internetten ücretsiz olarak mı ediniyor gibi soruların cevabı, bizim o kişi hakkında birtakım fikirlere sahip olmamıza kaynaklık edebilir.
Yazımızın devamında, daha önce 16personalities platformunda yayımlanmış olan bir çalışmayı ve çalışmanın altından elde edilen sonuçların içeriğinin sizler için yapmış olduğumuz Türkçe çevirisini paylaşacağız. Bu makale, yukarıdaki paragraftakilere benzer soruları (Ne dinliyoruz, ne zaman ve nasıl dinliyoruz vb.) yanıtlayan 4000 katılımcı ile gerçekleştirilen bir anketin sonucuna dayanmaktadır. Katılımcı kolektifi karakteristik özelliklerine göre farklı gruplara ayrılmıştır. Anketin sonuçları grafik şeklinde yansıtılarak sunulmuştur. Grafiklerin ardından, detaylı açıklamalar ve ilgili bilgiler, gerekli istatistiki veriler ile birlikte eklenmiştir.
Rollere Göre Dağılım
Detaycı (analist) Karakter
Detaycı bir kişiliğe sahip olan bireylerin dinlemekten en çok keyif aldığı müzikal janraların başında – rock (80%), klasik müzik (76%), caz (54%, diplomatlar ile eşit), punk (46%) ve metal (44%) – yer alıyor. Ayrıca, müzikal üretimlere duygusal ve manevi yeterliliğine ek olarak “teknik ve teorik” kapasitesine de en fazla önemi veren karakter tipi olarak dikkat çekiyorlar. Elbette ki, sadece yukarıda bahsedilen yüksek oranlı türler teknik olarak yeterli, diğerleri yetersizdir anlamına gelmiyor. Yine de, detaycı karakterlerin dinlemekten en çok hoşlandığı müzikal janraların başında bu sunumu daha detaylı gerçekleştiren üretimler yer alıyor, bu üretim yirmi saniyelik dahiyane bir gitar solosu da olabilir, saatler süren zor bir klasik müzik konçertosu da.
Tüm bunlara ek olarak, detaycı karakterler, müzik dinlerken “en sık kulaklık kullanan (59%) grup olarak da kendini belli ediyor. Ki bu durum çok da tuhaf olmasa gerek, detaycı bir kişilik, tüketilmesi için sunulan ürünün en ince ayrıntısına kadar dikkat kesilmek istiyor. Bu ürün müzik ise, müziği kafasının içinde duymak istemesi gayet doğal olsa gerek. Bu karakterlerin müzikal tüketiminde “yalnız” olmaya da bir eğilimleri olduğunu belirtmek gerekiyor. Zira dikkat dağıtıcı unsurlardan, çevre gürültülerden ve kalabalıktan olabildiğince seyrelmiş bir şekilde, dinledikleri müziğe saf bir şekilde dikkat kesilmeyi tercih edebiliyorlar.
Sosyal (diplomat) Karakter
Diplomat karakterler, yeniliğe açık ve diğer rollere göre daha tutkulu bir kişiliğe sahipler. Sosyallikleri ve iletişim nitelikleri yüksek olduğundan, üretimde olduğu gibi tüketimde de kolay kolay sınırlandırılamıyorlar. Karakter tipini adlandırdığımız isimden de yola çıkıldığında pek çok farklı janrayı benzer oranlarda dinlemekten hoşlanmaları çok şaşırtıcı bir sonuç olarak gözükmüyor. Bu grubun dinlemekten haz duyduğu müzikal türlerin başında: blues (46%), soul (50%), dünya müziği (49%), alternatif (85%) ve caz (54%, detaycı grup ile eşit) yer alıyor. Müzikal ürünün sunumunda, aradıkları “duygusal yoğunluk” diğer gruplara göre bir adım öne çıkıyor. “Ambient (59%) müzikal janrasına en çok ilgi gösteren grup olarak da aradıkları önü açık duygusal yoğunluğun ve hayal gücünün geniş sınırlarına ilgi göstermeleri de keza bu duruma örnek teşkil ediyor.
Teknik yeterlilik ve kalite, diplomat karakterler için en mühim özellik olmasa da, günde ortalama iki saatten daha fazla müzik dinleyen bu grup için yine de önemli bir rol oynuyor. Ankette yer alan kolektifin dört grubu arasında, günlük olarak en fazla müzik dinleyen karakter grubu diplomatlar. Ayrıca, (14%) ile bu gruplar arasında “mp3 çalar”ı tercih edenlerin başında da yine diplomat kişilikler yer alıyor.
Koruyucu/Kuralcı (sentinel) Karakter
Bu karakter tipi koruyucu, daha kolay anlaşılabilir bir dilde “kuralcı” olarak bilinmektedir. Katılımcı kolektifinde yer alan diğer gruplara göre, müzikal tercihlerinde de biraz daha kapalı hareket etmektedirler. Bu grubun dinlemekten en çok hoşlandığı müzikal janraların başında %43 ile Country(taşra) ve %40 ile Religious(dinî) müzik yer alıyor. Yapıcı veya yıkıcı olarak ele alınmadan, topluluğa ve topluma dair net kuralcılığı, çalışma etiği yüksek ve “inanç” konusunda da aynı netliğe sahip olan bu karakter grubunun, anket sonucuna göre müzikal tercihleri de gayet normal görünüyor.
Sentinel karakter, (32%) ortalama ile gün içerisinde iki saatten daha fazla müzik dinliyor. Ancak, (5%) gibi düşük bir oranla olsa da gün içerisinden beş dakikadan daha az müzik dinleyen grup olarak da en önde yer alıyor. Bu grup müzik dinlediğinde, (53%) ile hoparlörleri, kulaklıklara veya “portatif müzik çalarlara” tercih eden birincil karakterlerden oluşuyor. Bunun sebebi, sentinellerin müzikten, bir moderasyon aracı olarak da faydalanma isteğine ve yetisine sahip olması olarak kabul edilebilir. Kulaklıkları tercih etmeyişlerinin nedenleri arasında, etraflarında olup biten şeyleri takip edebilme, düzenleme gayeleri, çevrelerindeki insanlar ile iletişimi kesmeme niyetleri gösterilebilir. Son olarak, anket sonuçlarında (13%) oranı ile, araba teybi aracılığıyla en çok müzik dinleyen karakter grubu da sentineller.
Araştırmacı (kâşif) Karakter
Araştırmacı karakterlerin, diğer gruplara nazaran dinlemekten en çok hoşlandığı müzikal türler arasında – elektronik müzik (68%), hip-hop (49%), pop (74%) ve reagge (35%) – janraları yer alıyor. Yeniliğe ve keşfetmeye açık kişilik özelliklerine sahip bireylerden oluşan bu grup, genellikle hareketli ve enerjisi yüksek müzikal ürünleri tercih ediyor. Bu, yüksek tempolu bir “tekno” müzik de olabilirken, naif ve akıcı bir armoniye sahip daha sakin bir “reggae” şarkısı da olabiliyor.
Kaşif karakter grubu müzikal tercihini, entelektüel yapısından ziyade daha çok “dokusal” özellikleri yoğun olan ürünlere yöneltiyor. Hoş buldukları melodiye kolayca ısınabiliyorlar, içlerinde herhangi bir duyguyu harekete geçirebilen çoğu ses manzarasından(sound) hoşlanabiliyorlar.
Müzikal tüketimlerini gerçekleştirdikleri platformlar arasında (%2) oranı ile en fazla televizyon izleyen grup da araştırmacı karakterlerden oluşuyor. Aynı şekilde (47%) ile en fazla akıllı telefon kullananlar da yine kâşifler.
Stratejik Dağılım
Öz Güvenli Birey
Öz güveni yüksek olan bireylerin sessiz ama güçlü doğasının karakteristik özellikleri direkt olarak müzikal tercihlerine de yansıyor. Bu vasıfları taşıyan bireylerin tercih ettikleri müzikal janraların başında – klasik müzik (76%), rock (79%, “daimi gelişime açık bireyler” ile eşit), metal müzik (42%) – yer alıyor. Bahsi geçen karakteristik özelliklere sahip bireylerin, müzikal tercihlerinde yer alan ürünlerde aradıkları unsurların; çekici bir armoni ve başarılı bir teknik yeterlilik olduğunu kolayca görebilmekteyiz. Zira klasik müzik pasajları, rock veya metal müzik kayıtlarında kullanılan enstrümanların sıklıkla ustaca işleniyor oluşundan yola çıkılabilir. Hatta aslında birbirine uzak görünen bu iki türün bir araya gelişinden oluşan, “senfonik metal” de öz güveni yüksek bireylerin birincil müzikal tercihleri arasında yer alıyor.
Daimi Gelişime Açık Birey
Daimi gelişime ve sürekli öğrenmeye açık olan bireylerin, hem karakteristik özellikleri hem de müzikal tercihleri “öz güvenli bireyler” ile benzerlik gösteriyor. Yine de, az da olsa es geçilemeyecek ilgi çekici bir takım farklılıkları da mevcut elbette. Bu bireylerin dinlemekten en çok hoşlandığı janraların arasında – (79%, “öz güvenli bireyler” ile eşit), punk (46%) ve alternatif ya da indie rock (84%) – yer alıyor. Son olarak, punk müzik de rock müziğin bir alt janrası olarak ele alındığında, daimi gelişime açık bireylerin fazlasıyla rock müziğe ilgi gösterdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Öncü Birey
Karakteristik özellikleri arasında “liderlik vasfı” taşıyan, organizasyon ve iletişimde güçlü, yönetime meyilli öncü bireylerin dinlemekten en çok hoşlandığı müzik türleri arasında – blues (51%), country (40%), caz (60%), soul (54%) ve reggae (38%) – yer alıyor. Bu janralar genellikle yenilikçi, sakin ve melodik ürünlere sahiptirler, öncü bireylerin sosyal hayatını ve karakteristik özelliklerinin doğasını rahatlıkla yansıtmaktadırlar.
Katılımcı Birey
Tıpkı öncü bireyler grubundaki muadilleri gibi, sosyal açıdan gelişmiş ve standartların üzerinde bir iletişim becerisine sahip kişilik özellikleri barındıran katılımcı bireyler de pek çok müzikal ürünü dinlemekten fazlasıyla haz duyuyorlar. Bu grubun dinlemekten en çok hoşlandığı janraların arasında – elektronik müzik (72%), pop müzik (77), rap veya hip-hop (57%), çevresel (ambient) veya new age (59%), dünya müziği (47%) ve dinî müzik (35%) – türleri bulunuyor. Katılımcı bireylerin çok sayıda üründen haz duymasının direkt bir nedeni olmamakla birlikte, grubun isminden ve karakteristik özelliklerinden yola çıkılabilir elbette. Zira “katılımcı” bireyler, daha önce belirttiğimiz gibi iletişimi kuvvetli ve toplum yapısında sosyal bir rol oynayan kişilerdir.