Meddahlığı günümüze taşımak uğruna dağları denizleri aşan bir seyyah Zach Condon. Piyasa için çocuk sayılabilecek bir yaştan beridir hikayelerini ve melodilerini sabırla, şefkatle biz dinleyicilere sunuyor. Herkes gibi karanlık onun da karanlık dönemleri oldu elbette. Beirut adıyla piyasaya çıkan bundan önceki albümü No No No, boşanma, yorgunluk ve depresyon sonrası ayyuka çıkan bir varoluş krizinden farksızdı.
Neyse ki Condon travmalarını atlattı, yeni bir ilişki, yeni dostlar ve tecrübelerle içindeki pozitif enerjiyi yeniden bulup meydana çıkardı. Gallipoli, bu açıdan bir yeniden doğuştan farksız. Öte yandan laf lafı açmışken şöyle bir değinmek lazım: Burada bahsedilen Gallipoli ne yazık ki bizim Gelibolu değil, İtalya’da Condon ve kumpanyasının bir süre ikamet edip albümdeki şarkıları kaydettiği kasabanın adı. Bu ilginç tesadüf, içinde her zaman olduğu gibi yersiz yurtsuz besteleri barındırıyor. Albüme adını vereni aylar öncesinden dinlemiştik zaten, “Varieties of Exile”, “I Giardini”, “Gauze für Zah” ve “Landslide” gibi yeni güzellikler ise keşfedilmeyi bekliyor.
Bir Beirut albümünden alabileceğimiz belki de en doğal izlenim, yabancı diyarları gezerken ansızın karşımıza çıkan büyüleyici ve nefes kesen manzaralara baktığımız yanılsamasıdır. Gallipoli de bize beklediğimizi veriyor, daha fazlasını ya da daha azını değil. Hem maceralı hem de huzur dolu bir tatil gezisi misali.
PUANLAMA: 7.5/10