Charlie Dickens ve Nima Khaste‘nin yolculuğuna 2012’de başlayan gönül projesi Whilk & Misky’yi en iyi “Clap Your Hands” teklileriyle biliyoruz. İkili ilk stüdyo albümleri Soheyloo’yu ise geçtiğimiz ay sonunda yayımladı. Organik enstrümanları elektronik dokunuşlarla sentezlemeye devam eden albüm hakkındaki sorularımızı Nima Khaste’ye ilettik.
Whilk & Misky kurulalı bayağı oldu, sonunda ilk albümünüz Soheyloo ile de karşımızdasınız. Kariyerinizi ağır ağır ilerleyen ama ödüllendirici bir yolculuk olarak tanımlar mıydınız?
Nima Khaste: Sahiden yavaş bir yolculuk, evet! Ödüllendirici der miyim, bazı anlarına evet :). Bu işi bırakamayacak kadar çok seviyoruz ama. Daha yazacak, kaydedecek, keşfedecek çok şey var.
“Clap Your Hands” başta olmak üzere şimdiye kadar yayınladığınız tekliler ile dinleyicilerin hafızasında yer bıraktınız. Şimdiyse yeni bir şarkılar setiyle dönmüş olmak nasıl hissettiriyor? Aldığınız tepkiden memnun musunuz?
Komik bir durum bu aslında, zira ilk başta “Clap Your Hands”i bir Whilk & Misky şarkısı olarak düşünmemiştik. Bir pop sanatçısına vermek için yazmıştık. En sevilen şarkımız o hala, aldığı geri dönüşü de çok seviyoruz. İftihar kaynağımız :).
Müzik yapımının somut özelliklerine geçecek olursak, Soheyloo‘nun kayıt süreci nasıldı?
Oldukça ağır ilerleyen bir süreçti. Pandemi ortaya çıkmadan kısa bir süre evvel başlamıştık kayıtlara… Kademeli ilerleyen bir yolculuktu yani, ama kendimiz bulduğumuz konsept üstünden şarkılar yazmak çok keyif verdi. İkinci ve üçüncü albümlerimizi de yazıp başladığımız hikayeyi bitirmek için sabırsızlanıyoruz.
Soheyloo başlığı, “The Meeting” tekliniz için seçtiğiniz kapak görseli ve hatta albümdeki bazı şarkı sözleri tasavvuf geleneğine işaret ediyor gibi. Albümü yazarkenki ilham kaynaklarınız nelerdi?
Albümün hikayesi, İngiliz bir adamın İranlı bir kadına aşık olması ve ardından yüzleştikleri zorlukları anlatıyor. İlk olarak İstanbul’da, tatildeyken tanışırlar ve olaylar gelişir…
Şu aralar neler dinliyorsun?
Son zamanlarda bol bol Aimee Mann dinler oldum. Bu hakkımda tam olarak ne ifade ediyor olabilir, ona ise pek emin değilim :).
Pandemi bir gerçek olarak hala karşımızda dikiliyorken önümüzdeki günlere dair planlarınız nedir? Türkiye’de konsere gelme ihtimaliniz var mı mesela?
Artık önümüze bakacağız, ne çıkarsa… Türkiye’de çalmamız için çokça güzel teklif aldık, ancak hala kırmızı listedeki bir ülke olduğu için geri çevirmekten başka şansımız yoktu. Bir an önce orada çalabilmeyi çok isteriz açıkçası. Kitleyi, enerjiyi ve genel atmosferi çok sevmiştik. Orada gördüğümüz sevgi bazen fazla gelebiliyor bana :). Derhal geri dönüp çalmak için sabırsızlanıyoruz!
Belki de bu soruyu sormak için biraz erken olacak, ama diyelim ki gelecekte Whilk & Misky için bir anıt dikilecek, siz de şarkı sözlerinizden birini bu anıtta yer alması için seçebileceksiniz. Neyi seçerdiniz?
Aman… belki “Comedown” şarkımızdan bir şeyler olabilir. Şimdilik sadece Soundcloud hesabımızda, demo olarak duruyor.
Whilk & Misky’nin Bandcamp profiline şuradan göz atabilirsiniz.