Thom Yorke – Suspiria (2018)

“Baştan sona tuhaf bir süreçti”, demişti Thom Yorke Suspiria‘ya müzik besteleme deneyimi hakkında. “Fikrin kendisine alışmam bile aylar sürdü. Yapımcılar bana ilk kez teklifi sunduklarında delirdiklerini düşündüm. Daha önce hiç film müziği bestelememiştim çünkü. (Progresif rock grubu Goblin imzalı) orijinal Suspiria ise gelmiş geçmiş en efsanevi soundtrack işlerinden biriydi. Ancak bu işten kaçarsam da pişman olacağımı biliyordum. İcra kısmı, büyü yapmak gibi bir deneyimdi. Daha önce hiç sahip olmadığım bir özgürlüğe sahiptim, keşifler yapıp durdum.”

Dans, büyüler, cadılar, lanetler, kancalar, rüya görenler ve uyananlar… Hepsi ve daha fazlası bu yeniden yapımda. 1977 tarihli Suspiria‘nın arkasında itici güç olarak bir İtalyan yönetmen ve bir harikulade müzik grubu vardı. 2018’in Suspiria‘sında Luca Guadagnino yönetmen koltuğunu memleketlisi Dario Argento‘dan devralmış, Thom Yorke ise müziği bir başına sürüklüyor. Burada ilginç olan durum, Yorke gibi melankolik çalışmalarıyla tanınan bir müzisyenin belki de en mutlu tınlayan eserine bir korku filmi vasıtasıyla tanık olmamız. Bu gerçek, işin yüzeyinden anlaşılmıyor elbette. “Volk” parçasında zirveye çıkan albümün enstrümental çoğunluğu, korkutucu synthesizer’lar, tüyleri diken diken eden efektler, lanetlenmiş koro performansları ve tekinsiz loop’larla dolu.

Heyhat detaylara indiğimizde albümün inkar edilemez derecede optimist bir ruhu olduğunu görüyoruz. “Suspirium”, “Open Again” ve “Has Ended” gibi şarkıların sözlerinden örnekler seçecek olursak:

“Buracıkta dönüp durduğumuzda müddetçe / Her şey yolunda / Duvarın ötesi bir çöl olsa da”.

“Yepyeni bir kıyıda / Yeniden nefes alıyoruz / Baştan aşağı ıslanmışız / Yeni baştan yaşıyoruz / Yine şakıyoruz”.

“Ve sonra budala yapayalnız kaldı / Ve nehirler bizi affetti / Ve faşistler utandı / Dansçı kukla krallarından / İbret aldılar hatalarından”.

Seçkide yer alan bu gibi sözlü şarkıların atmosferi, hem Hail to the Thief hem de In Rainbows dönemi Radiohead‘i getiriyor akıllara. Ancak neticede dinlediğimiz, Yorke’un kendi yalıtılmış sesi ve pirliği. Gel gelelim iki buçuk saat ile orijinalinden bir saat fazla süren bir filme müzik yapınca ortaya çıkan iş, dikkatimizi baştan sona toplayamayacağımız kadar uzun ve -aslında soundtrack’lerde işin raconu olduğu üzere- tekrarlara dayalı olmuş. Bu büyük bir sorun mu? Bizce hayır. Olsa olsa albümü kusursuzluktan men eden bir pürüz. Müziğin Suspiria‘ya ne kadar iyi oturduğunu filmi izlemeden söyleyemeyiz, ancak bir soundtrack’in kendini filmin içinde olmaksızın dinletebilmesi çoğunlukla iyiye işarettir. Bunu aklımızda tutalım ve hazmetme sırasının filme gelmesini bekleyelim.

PUANLAMA: 7/10

Goblin’in 1977 tarihli orijinal Suspiria için bestelediği film müzikleri: