Duyduk duymadık demeyin: Taner Öngür grubu 43,75 ile bir kez daha bizi 20. yüzyıl Türkiye’sine ışınlamaya geldi. Eski ve çoğunlukla unutulmuş şarkıları Elektrik Gramofon‘da surf rock, Sayko Ana‘da saykodelik rock tarzında yorumlamışlardı, bu kez kendi surf rock şarkılarıyla -ama adeta tarihten sayfaların içinde- karşımızdalar. Asrî Sadâ’da 60’ların gazetelerini kurcalıyor, haberlere konu olan enteresan olayları bir nevi yeni baştan yaşıyor ve yaşatıyorlar.
Seçkinin en ilginç hadiselerinden biri “Cihangir Vampiri”nde anlatılıyor örneğin. Bir dönem genç kızları telefon ya da mektup yoluyla taciz ederek korkutan mevzubahis ‘vampir’in yakalanmasına yardımcı olan isimsiz Umum Müdürü, arabasının lastiklerine mal olsa da faili tespit etmeyi başarmış. 43,75’in ellerinde bu vaka sinsi ve hınzır bir ritimle anlatılıyor. Açılıştaki “Cihangir Vampiri geliyor yampiri yampiri” sözleri ise kuvvetle muhtemel Aziz Nesin‘in bu konuya dokunan eserine bir gönderme. Albümdeki bazı şarkılarda olduğu gibi burada da Taner Öngür haber yazısını kendi sesiyle okuyor, mevzubahis yazıyı yanda görebilirsiniz. Şarkının sonlarına doğru vampirin gözaltına alınma anının kurmaca biçimde yeniden yaratılması ise şarkıya fazladan eğlence ve renk katmış.
Vampirli hikayelere geçmeden evvel karşımıza çıkan “Telgezer”de usta canbaz Rıfat Telgezer’in hikayesini Öngür’ün anonslarıyla takip ediyor, albümün atmosferine hızlıca uyum sağlamayı başarıyoruz. İp üstündeki yürüyüşünü gerçekleştirirken ortalarda bir yerde sendeleyen, çok geçmeden toparlanan ve kendi şarkısını söylemeye başlayan Telgezer’i gözümüzün önünde canlandırmamak epey zor.
Üçüncü şarkıda çizgi roman alemine dalış yapıyor, Türk Flash Gordon “Baytekin”in fezayı fethine enstrümanlar ve Baytekin Fezada Çarpışanlar filminden ödünç alınmış sesler eşliğinde tanık oluyoruz. Ardından gelen “Dalkavuk”, az önceki bilimkurgu atmosferine tezat yaratarak 1. Murat devrinde kaleme alınmış bir dilekçeyi inceleyen köşe yazısına ses veriyor. İşleri kibarları ve zenginleri eğlendirmek olan dalkavuk esnaflarının hayatına ışık tutan, meslek içi nizam talep eden bu oldukça muzip metne ilgiyle kulak kesilmemek mümkün değil.
Gerçek olaylardan esinlendiği bariz olsa da doğrudan bir gazete haberi okumayan “Cenk Destanı”, birinci tekil şahsın ağzından karakter hikayesi anlatarak seçkiye taze bir soluk sunuyor ve albümün ikinci yarısını şekillendiriyor. Bu noktadan sonra -hepimizin aşina olduğu bir çocuk tekerlemesini seslendiren “Dıgıdık Fışş” hariç- daha klasik anlamda bir şarkı sözü yazarlığına rastlıyoruz. Olaylar sanki aşk şarkısı formuna sokularak şarkıların nostaljik ruhuna güç katılıyor. 30’lu yıllarda Muhlis Sabahattin Bey tarafından yazılan Ayşe Opereti’ne selam duran “Ayşe” ile 1944’te Bandırma açıklarında batan Trak Vapuru’nda aşkı tadan bir adamın duygularına tercüman olan “Trak” tamamen geçmişe özlem hissi üstüne kurulmuş.
“Asri Asri Kızlar” ve “Gönül Hırsızı” görünüşe göre tarihi hadiseleri hepten geri plana atarak geçmiş vakitleri tüm zarafetiyle önümüze sunmaya odaklanıyor. Tango, foxtrot, rumba oynayan kızlar ve kavuşamadığı kıza sevgi dolu cümleler sarf eden romantik adam, dinleyende Yeşilçam filmleri maratonu yapma isteği uyandırıyor. Asrî Sadâ‘nın öncelikle -tıpkı diğer 43,75 albümleri gibi- melodi ve ritimleriyle nostaljik bir özlemi uyandırma gayesinden yola çıktığı da böylece ispatlanıyor.
Asrî Sadâ, birer yıl arayla yayınlanan üçüncü 43,75 albümü. Ekibi az çok takip edenler için eylül ayı artık yeni bir 43,75 plağının müjdecisi oldu sayılır. Bu sene ağustos sonuna yetişecek bu çok taze albüme kulak vermeniz şiddetle tavsiye edilir. Önceki albümler gibi sınırlı sayıda basılan ve ilk kez 4. Kadıköy Plak Günleri‘nde satışa sunulacak plağını tükenmeden edinmek ise koleksiyoncuların önemli bir vazifesi. Üstelik plak kartonetinin içinde şarkılara ilham veren haberlerin yer aldığı bir tabloid gazete mevcut, bu sayede şarkı şarkı anılan hadiselere ilişkin daha fazla bilgi edinebiliyoruz. Kısacası gerek müzikleri, gerek hikayeleri ve imajıyla oldukça özel bir albüm Asrî Sadâ. Kendini günümüze ait hisseden ve hissetmeyen herkese önerilir.