Leonard Cohen, zamanında kendini 6 yıllığına bir Zen manastırına kapatmış, huzuru ve yalıtılmışlığı yakaladıktan sonra ise Ten New Songs adlı albümüyle müziğe dönmüştü. Nedendir bilinmez, o albümün kısmi adaşı On Şarkı‘da Süha Rami‘nin sesi ve müziği, benzer bir ton, sükunet ve olgunluğa sahip.
Süha Rami‘yle Cohen arasındaki benzerlikler, güncel bilgilerimiz ışığında bununla sınırlı olsa da Cohen hayranlarının Rami’yi de sevmemesi için pek bir neden göremiyoruz. Sadece onlar mı? Neşet Ertaş‘tan Paul Simon‘a, Türk sanat müziği bestekarlarından klasik müziğin ustalarına sayısız ilham kaynağının izlerini görmek mümkün dinlediğimiz şarkılarda. Yerli ‘aşık’ kimliğinin tınıda biraz daha ön planda durduğu ise apaçık ortada, öyle ki albümün tek İngilizce eseri “A Birthday” bile fazlasıyla buralı tınlamayı başarıyor.
On Şarkı’yı bir ilk albüm olarak değerlendirmek ne kadar doğru bilinmez, zira çoğu ilk albümdeki şarkıların yazılma hikayesi 20-30 yıllık olmuyor. On Şarkı, daha ziyade ilmek ilmek, sabırla örülmüş bir ruh işi. Bunca emeğin gün yüzü görmesi için son 3 senedir çalışan ekibin başında Gevende’den bildiğimiz Ahmet Kenan Bilgiç var (kendisi aynı zamanda albümü yayınlayan Lu Records’un da kurucusu), iki şarkıda ve yapımcı koltuğunda karşımıza çıkan Bilgiç dışında enstrümanlarda Bilal Karaman, Serkan Emre Çiftçi, Özgün Semerci, Bora Çeliker ve Memduh Akatay‘a rastlıyoruz. Hepsi de Rami’ye bu yolculuğunda güzel güzel uyum sağlamış, büyük farklar yaratan ufak dokunuşlar katmışlar içeriğe.
Kalplerini müziğe döken aşıklara özgü sayabileceğimiz o ince kavrayış hali, ismiyle müsemma “Gazel”‘de, mizah soslu “Kız Sen Ne İçtin”‘de, huzur dolu “Gel Yanıma”‘da ve gönül işlerinden dem vuran daha nice şarkıda kendini gösteriyor. Bunca zamandır içimizde, gölgelerde yaşamış bir ozanla tanışıyoruz. Geç olmuş ama güç olmasın, devamını da bekleriz.