Geçmiş, kültür ve miras gibi kavramlara fazlasıyla düşkün bir oluşum Sons of Kemet. Grubun lideri Shabaka Hutchings, The Comet is Coming ve Sun Ra Arkestra gibi topluluklarda saksofonuyla arzı endam etmediği vakitlerde tarih kitaplarına gömülmeyi seven bir adam. Anne-babası bile Antik Mısır üzerine okumalar yaparlarken, Shabaka adlı bir kralın taşa karaladığı ruhani yazılardan etkilenerek bu ismi seçmişler oğullarına. Oğul Shabaka ise yıllar sonra, Antik Mısır üzerine araştırmalar yaparken Mısır için kullanılan eski bir kelime olan “kemet”e rastlamış; böylece anında yeni grubuna bir isim beğenebilmiş. İşte böyle başlamış Sons of Kemet‘in üçüncü albüm Your Queen Is A Reptile‘a uzanan hikayesi.
İşin kültürü, mirası ise icralarda ve şarkıların adandığı ‘kraliçeler’de gizli. Müziğin kendisi, en genel hatlarıyla özgürce gezinen bir caz emsali. Tuba, saksofon, davul ve vokaller; ötesi yok. Funk, elektronik, hatta ucundan kıyısından reggae ile hip-hop’a uzanan esinlenmeler var arka planda. Şarkıların her biri, ilham alınası Afro-Amerikalı kadınlara adanmış. Şöhreti olsun olmasın, çok da fark etmiyor: Angela Davis de burada, Hutchings’in ninesi Ada Eastman da. Harriet Tubman mesela, kölelik karşıtı eylemleriyle ve Amerikan İç Savaşı’nda aynı anda hemşirelik ve casusluk yapmasıyla hatırlanan bir figür. Mamie Phillips Clark, okul öncesi eğitime ve Afro-Amerikalı çocukların bu çevre içindeki konumlarına dair önemli çalışmalar yürümüş bir psikolog. Ve daha ne hikayeler…
Her şarkı müziğe dökülmüş bir biyografi, bir kültür hazinesi adeta. Bu durum dinlediğimiz müziği özel kılmıyorsa sanıyoruz hiçbir şey kılamaz. Your Queen Is A Reptile, içinde barındığı ince dokunuşlarla ve kulaklara sunduğu tazelikle şimdiden senenin en güzel işleri arasına girdi. Bir kulak vermek, sonrasında tekrar tekrar kulak vermek boynumuzun borcu değil midir?