Hazırlayan: Olcay Gürkan
İnsan ve sanat tarihinde ölümün kendisi, ölümlülük, sevilen insanların ölümünün verdiği yokluk ve kayıp tema olarak belki de en sık karşımıza çıkan olgular. Ancak 2015’te pankreas kanseri tanısı alan eşi Genevieve Elverum‘u Temmuz 2016’da, 35 yaşındayken kaybeden Phil Elverum‘un bu travmatik olaydan sonra kayıt altına aldığı son çalışması A Crow Looked At Me bu temaların hakim olduğu birçok sanat eserinden ayrılmayı rahatlıkla başarıyor.
Nedenlerine gelecek olursak Phil bu temaları dinleyicinin “hoş bir zaman geçirmesi” amacıyla birleştirmiyor ya da Nick Cave’in Skeleton Tree’de, David Bowie’nin Blackstar’da yaptığı gibi indirekt, metaforik bir anlatımla sunmuyor dinleyicisine. Ölüm ona göre Real Death’de bahsettiği gibi sanatçının kullanması için bir kaynak değil, Phil’in çizdiği tablo, görsellik tamamen yalın, içten ve katıksız. Geri planda hiçbir eser yok, albüm birbirini takip eden kırılma noktalarıyla bir bütün.
Mesela Seaweed adlı eserinde 1,5 yaşındaki kızıyla beraber Genevieve’in küllerini güneş batarken okyanusa savuran Phil o küllerin eşine ait olmadığını düşünüyor, onun için günbatımı çünkü Genevieve, annesinin yüzmeyi bilip bilmediğini soran kızına “Evet, belki de şimdi sürekli yaptığı şey bu.” şeklinde cevap veriyor Swims‘deyse. Doğa ve ölümün ortak noktalarını Ravens‘da, Forest Fire’da hissettiriyor bizlere. My Chasm‘da yakın arkadaşlarına, çevresindeki insanlara bu olayı nasıl yansıttığını, Toothbrush/Trash‘de ölüme alışmaya çalışışını görüyoruz Phil’in.
Phil Elverum‘un gerçek ölümle baş edemeyişini büyük bir dürüstlükle gördüğümüz A Crow Looked At Me‘de altyapı ve sözlerin senkron olmadığı anlar var tabii, ancak Phil’in amacı artistik başarı değil zaten. O sanatı ile sadece süreci atlatmaya çalışıyor çünkü elinde umut da dahil olmak üzere bir şey yok.
Bizlere sadece onu dinlemek ve Phil’in acısını paylaşmak kalıyor.