“Başlangıçta ne bir kelime vardı, ne de ben / Başlangıçta sadece ses vardı“. Bu sözlerle, kutsal kitapları andıran bir tonda başlıyor Menneskekollektivet. Çok geçmeden bir manifesto olmaya yaklaşıyor: “Şarkı söylemek diğerkam bir eylemdir, ya da en azından diğerkam olmaya meyillidir“. Derken albümün elektronik ses dokusu yavaş yavaş şeklini buluyor ve bizi avuçlarında bir cadı ayinindeymişiz gibi kavrıyor. 10 dakika sonra “Daha yakın, yeterince yakın” sözleri bir prodüksiyon numarasıyla giderek volüm arttırıyor, Jenny Hval sahiden dibimize yaklaşıyormuş gibi hissediyoruz. İşte müziğe teslim olduk bile. Üstelik daha sadece ilk şarkı sona erdi.
Jenny Hval ile Håvard Volden her anlamda birbirini tamamlayan bir ikili. Hval söz yazarlığını ve şarkıcılığını adeta teatral bir performansla ortaya koyarken Volden enstrümanlarıyla anlam ötesi katmanlar inşa ediyor. Önceleri Hval’ın grubunun bir parçası olarak sahnelere çıkan Volden, sanatçıyla esasında 10 yıldır birtakım planlar ve eylemler halinde. İkili 2012’de Nude on Sand mahlasıyla bir akustik albümde buluşmuş, bu projeyi çok geçmeden sona erdirmişti. Lost Girls‘ün hikayesi ise birkaç sene öncesine, Feeling adlı ilk EP’lerine dayanıyor. Anlayacağınız bu yeni mahlasın nasıl daha ilk albümde bu kadar tadında ve zincirlerini koparmış tınladığını merak ediyorsanız, cevap biraz yılların getirdiği samimiyette saklı. Evet, Menneskekollektivet dinamizmini olabilecek her düzlemde oturtmuş, hipnotize edici ve çok boyutlu bir çalışma.
Geçtiğimiz mart ayında Norveç’te bir stüdyo kiralayıp içindekileri doğaçlamayla dışa vuran Hval ile Volden, yeri gelmiş potansiyel bir disko hiti (“Carried by Invisible Bodies“) yaratmış, yeri gelmiş içinde 3-4 farklı aşk şarkısı barındıran 15 dakikalık transandantal bir çalışma (“Love, Lovers“) ortaya koymuş. Hval’ın vokal performansının poetik değeri ve Volden’in hisleri yeniden yapılandırmayı hedefleyen sesleri, birlikte insana enerji bahşeden bir albümü şekillendirmiş. Albüm isminin Norveççede “insan kolektifi” anlamına gelmesinin de bu meditatif, pozitif güçle bir alakası olsa gerek. Lost Girls’ü dinledikten sonra kendinizi sahiden insanlığa daha yakın, umutlu ve güçlü hissedebilirsiniz.