Naif bir ruh olan Keaton Henson (24), aslen bir illustrasyon sanatçısı olarak başladığı hayatına müziğin de dahil olmasını planlamamıştı. 2010 yılında “Dear…” albümünü, en yakın arkadaşına doğum günü hediyesi olarak vermek üzere, Londra’nın biraz dışında yaşadığı evinde kendi kendine kaydetti. Melankolik folk parçalardan oluşan albümü, basında hiç tanıtımının yapılmamasına ve radyoda hiç çalınmamasına rağmen 4.000 kopya sattı, yine kendi imkanlarıyla bir parçası için çektiği video klibi 55.000 defa izlendi. Albümün bu derece ilgi görmesinin en birincil sebebi bu kadar çok insana ulaşma amacını en baştan taşımaması olmalı. İşlenmemiş gerçekliği ve acıtıcı samimiyeti sanki okumamamız gereken bir günlüğü okuyormuşuz gibi rahatsız hissetirmeyi amaçlamamış hakikaten durumun gerçeği bu.
Her şeyin bir pazarlama stratejisi haline geldiği; en içimizden, en ait hissettiğimiz şeylerin bize karşı kim bilir neleri satmak amacıyla kullanıldığı bir zamanda, böyle hikayelere git gide inanmaz hale geldik, altında illa ki bir bit yeniği arıyoruz, ama bu adamın hikayesi güzel bütünleniyor, parçalar birbirine doğru oturuyor sanki.
“Dear…” albümünün gördüğü yoğun ilgi üzerine; 2010’ da Balletboyz ile ortak bir çalışmanın sahnelenmesi için gereken organizasyonların yapılmasına rağmen ilk iki performanstan sonra Keaton Henson panik atakları ve sahne korkusu nedeniyle programın kalanını iptal etmek durumunda kalıyor.
Keaton Henson’ un http://iheartau.com da yayınlanan röportajında “Utangaç olmak nasıl bir şey?” sorusuna cevaben yaptığı illustrasyon.
Geçtiğimiz Ekim ayına kadar da bir daha konser vermiyor. Ekim ayında verdiği iki konserin biletleri yedi dakikada tükenmiş fakat bunun dışında da yakın gelecekte planlanmış bir konser yok.
Kendisine gelen çoğu röportaj teklifini de kibarca reddeden Keaton Henson kabul ettiklerini de çoğunlukla ya çizdiği illüstrasyonlarla ya da Emily Dickinson, Thom Yorke, Lord Byron gibi isimlerin sözlerinden yaptığı alıntılarla cevaplandırıyor.
En baştan tanımadığı bir sürü insan ile paylaşmayı planlamadığı sırlarıyla dolu şarkılarını, bir salon dolusu insan önünde söylemek, Henson’un yapabileceklerinin ötesine geçtiği aşikar. Onu canlı dinlemek isteyen, işine saygı duyan insanlar için canlı performanslar yapmamasının pek de adaletli olmadığına ikna olmuş olmalı ki, geçtiğimiz mart ayında bu duruma küçük bir telafi olarak Blackall Studios’ da “Gloaming” adlı üç gün süren bir video performans gerçekleştirdi.
Performans gereği stüdyoda mekana insanlar tek tek alınıyor, içeriye girildiğinde ilk önce, beyaz duvarlara asılı Keaton Henson’ın illüstrasyonları dikkat çekiyor, mekanın ortasında ahşap maket bir ev var ve önünde bir iskemle duruyor. Evin duvarında bırakılmış bir delik; direktifler iskemleye oturup evin duvarındaki delikten içeriye bakmanızı söylüyor. Boşluktan içeriye bakınca evin içinde küçük bir projeksiyon sistemi olduğunu görüyorsunuz. Keaton Henson sadece gitarı ve mikrofonuyla yan odadan bu küçük eve projekte ediliyor. Size; “merhaba” diyor, ve sizin için bir parça çalıyor. Bu tecrübeye nail olanlar hayatlarında hiç bu kadar bir performansı yoğun ve içten yaşamadıklarını, bundan sonra izleyecekleri her şeyin biraz yavan kalacağını ifade etmişler. Keaton Henson’ın aynı adı taşıyan,“Gloaming” adlı, alternatif bir gerçekliğe ait kendi yarattığı karakterlerle dolu sözsüz illüstrasyon kitabı da bu performansa eş zamanlı olarak çıkıyor.
Keaton Henson’ un The Line Best Fit‘de yayınlanan röportajında “Eğer birgün teke tek performans gerçekleştirmenizin mümkün olmadığı kadar populer olursanız buna nasıl bir çözüm bulurdunuz?” sorusuna cevaben yaptığı illüstrasyon.
Gereken kişilerin dikkatini çekmiş olmalı ki şu anda portföyünde Radiohead’in de bulunduğu ATC tarafından menajerliği yapılmakta Keaton Henson’ un. Teke tek performanslarına veya “Salinger” emsali, inzivasını ne kadar sürdürebilecek göreceğiz, böyle büyük bir ajansla çalışmakla nasıl baş edeceği sorulduğunda “Artık benim için öteki şeyleri düşünecek çok güçlü bir takım var. Bana sadece odamda oturup şarkı yazmak düşüyor, en başta istediğimden farksız olarak.” diye açıklıyor.
Melis Çubukçu
Keaton Henson’ un http://iheartau.com da yayınlanan röportajında “Başarılı bir 2012 senin için neye benzerdi?” sorusuna cevaben yaptığı illüstrasyon.