Çoğu intihar vakasının ardından tekrarlanarak bir ritüel haline getirildiği üzere; Elliott Smith’in 21 Ekim 2003’te elini kendi kanına bulaması, göğsünden akan kanı durdurmaya çalışmak yerine elindeki bıçağı bir kez daha ve bu kez daha güçlü bir şekilde kalbinin orta yerine saplaması, Albert Camus’nün Sisifos Söyleni adlı deneme kitabından alıntılarla bir edebi düzleme oturtulabilir. Camus’nün sözlerinden hareketle; ‘en önemli felsefe sorununun intihar olduğu, içinde bulunduğumuz şeyi yaşamanın değer olup olmadığının felsefenin temel sorusuna da cevap teşkil edeceği’ hususunda çıkarımlarda bulunabilir. Ve fakat tüm bunlar ve elbette ki çok daha fazlası, Elliott Smith’in sadece 34 yaşındayken hayata gözlerini yumduğu gerçeğini değiştirmez. Bu noktada, yakılan vücudundan kalan küllerin hangi rüzgarlarla ne yöne savrulduğunun da en ufak bir önemi kalmaz.
Elliott Smith’in müzikal kariyeri, hayatındaki engebeleri, kız arkadaşı, ölümü, son yemek yediği restoran, en sevdiği müzisyen, şapkaları, saçı, sakalı, gitarı, mikrofonu hakkında son dokuz yılda birçok dilde birçok makale yazılmış, Smith’i seven sevmeyen herkes, bu genç insanın gidişini kendi bakış açısından yorumlamış olmalı. Sonsuza kadar sustuğunu bildiğiniz kişi Elliott Smith gibileri olunca, arkalarından söylenecek pek bir şey kalmıyor yıllar sonrasında; çünkü zamanla aranızdaki ilişki en saf haline dönüyor, şarkılarını dinlemek size yetiyor da artıyor. John Lennon hakkında, Kurt Cobain hakkında, Nick Drake, Janis Joplin ya da Jimi Hendrix hakkında evrene ne gibi yenilikler sunabilecekseniz, işte Elliott Smith’in ölümü söz konusu olduğunda da benzer bir kilitlenme yaşıyor, kendinizi ancak O’nun şarkılarını dinleyerek ifade edebiliyorsunuz.
Bayram değil seyran değil, ölümünün üzerinden de geçmiş sekiz buçuk sene, bu neyin Elliott Smith’i, diyecek olursanız; 6 Ağustos doğumlu Smith’in 43. doğum günü şerefine, eski plak şirketi Kill Rock Stars, şarkıcının yayınlanmamış bazı kayıtlarını müzikseverlerle buluşturuyor. Sadece beş stüdyo albümüyle, singer-songwriter geleneğinin efsanelerinden biri olmayı başaran, Good Will Hunting adlı filme şarkılarıyla can veren Smith, her ne kadar ölümünün ertesi yılında piyasaya çıkan From a Basement on the Hill’i göremese de ve albümü bitirmek yapımcısı Rob Schnapf’a ve eski kız arkadaşı Joanna Bolme’ye düşse de geride bıraktığı onca şarkıyla halen müzisyenlere ilham kaynağı, buhranlı zamanlara can yoldaşı oluyor.
Kill Rock Stars’ın Elliott Smith manevrasına gelince; şirket, Smith’in Alameda adlı şarkısının ufak değişikliklerle süslü başka bir versiyonunu yayınlamakla başladığı anmalara (buradan dinleyebilirsiniz), Amerikalı şarkıcının dillere destan Either/Or ve Elliott Smith albümlerinin 180 gramlık plak versiyonlarını piyasaya sürmekle devam edecek. İçinde bulunduğumuz Ağustos ayının ilerleyen günlerinde ise Elliott Smith’in tüm Kill Rock Stars arşivine 49 dolarlık bir fiyatla sahip olmak mümkün olacak. Ayrıca, 6 Ağustos tarihi itibarıyla 2010 tarihli derleme Smith albümü An Introduction to… da 4.99 dolardan satışa çıkarılacak.
Aramızdan kaç kişi bu albümlere ulaşabilir, kaçımız Kill Rock Stars’ı ‘tamamen duygusal’ bulur, kaç kişi dijital bir koleksiyona para ödemeye hazırdır, kaç kişi bu albümlerin yer aldığı bir müzik markete girebilme şerefine nail olur bilinmez ama, şu bir gerçek ki; Smith, hatırlanmayı hak ediyor. Smith’in, Figure 8 albümünün kapağı için önünde poz verdiği ‘Solutions Audio, 4334 Sunset Boulevard, Los Angeles, California’ adresli duvar, şimdilerde hayranlarının notlarıyla dolup taşıyor. Şarkıları da tıpkı ölümü gibi zamansız olunca insanın, kulağınızın yakaladığı o sesler asla eskimiyor. Her dinleyişinizde, üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, sizi farklı bir yerden vurmayı başaran şarkıları yapmış biri unutulmamalı, şarkıları kuşaktan kuşağa aktarılmalı- ne de olsa benzer şeyleri hissettiğiniz insanları bulmak her zaman kolay olmuyor, kıymetini bilmeli…
Emre Yürüktümen