Hazırlayan: Yankı Yıldırım
Kanadalı müzisyen Leslie Feist’in beşinci stüdyo albümü nisan ayında yayınlandı. Kimi zaman temposu yüksek, kimi zaman ise durağan şarkılarla farklı duyguların bir arada, uyum içerisinde olduğu bir albüm, “Pleasure.”
On bir şarkının yer aldığı albümde, Feist her ne kadar “Metals” albümü ile açtığı yoldan ilerlediğini gösterse de, ufak parıltılar ile bu yolda kendine neleri kattığını göstermeyi de ihmal etmiyor.
Albüme ismini veren şarkı olan “Pleasure”, dinamik parçalar içerisinde yer alıyor ve daha ilk saniyelerinden şarkının melodisi insanın kafasına oturuyor. Bazı şarkıların nasıl bir havaya sahip olduğunun anlaşılması için birkaç defa dinlenilmesi gerekirken, Pleasure ilk anda içine alan ritmiyle, hem şarkıyı daha önce dinlediğiniz; hem de bir notasını bile öncesinde duymadığınız hissini uyandırıyor.
Feist’in bu şarkıya ve albüme dair söyledikleri ise şöyle;
“Bu kaydı, iki yakın arkadaşımla beraber geçen kış yaptık; Mocy ve Renaud. Bir tohum ekiyormuşum ya da parlaklık kehaneti yapıyormuşum gibi albümün adını, ‘Pleasure’ koydum. ‘Pleasure’ deneyimi, hafif veya derin, bazen zamansal, bazen de düşük derecede kalıcı, genellikle motive edici.”
Öne çıkan diğer şarkılardan biri olan “I Wish I Didn’t Miss You” ise, albümün hüzünlü ayağını oluşturanlardan. Biten bir ilişki sonrası özlem, yalnızlık ve reddedilme gibi duyguları tekrarlanan sözleriyle hissettiren şarkıda Feist’in yumuşak sesi ara ara yankılanıyor.
“Century” şarkısı için, albümün en rock’n roll şarkılarından demek, sanırım yanlış olmaz. Yetenekli müzisyen Jarvis Cocker’ın yer aldığı şarkıda, Cocker mükemmel ses tonuyla yüzyılın uzunluğundan bahsediyor;
“Century. How long is that?
3,155,973,600 seconds
876,000,000 hours
Or 36,500 days
Almost as long as one of those endless dark nights of the soul
Those nights that never end
When you believe you’ll never see the sunrise again
When a single second feels like a century.”
“Baby Be Simple” ise Feist’in içe dönük ve sade yüzü. Naif gitar tınılarının ağırlıklı olduğu şarkıda Feist sesini ön plana çıkarmayı tercih ederek, aslında “gerçekten sade” olmanın ne kadar zor olduğunu hissettiriyor.
Feist, her bir şarkı ile başka bir duygu haline sürüklese de, şarkılar arasındaki o muazzam bağın varlığı ile “upuzun tek bir şarkı” dinliyormuş hissine kapılmamak imkansız. Bu upuzun şarkı ile parlaklık kehanetinden siz de nasibinizi alın.