Dinleyeni hipnotize eden avangart ekiplerde bugünkü konuğumuz Febueder. Kendileri bir-iki ay evvel yayınladıkları büyüleyici parça “When You Speak to Mingus” ile kulaklarımıza dönüşü olmayacak biçimde takılmış, ilgi düzeyimizi arşa çıkarmıştı. İlk stüdyo albümleri Tomalin Has Etched In ile de başka güzel sesler yaratma çabalarını sürdürüyorlar.
Müziğin sırlarını deneylerle keşfetmeyi öğütleyen yeni bir empirizm dalgasında yolculuk ediyormuş izlenimi veriyor insana Febueder’ın müziği. Ses duvarlarının içine Ariel Pink‘vari saykodelik ögeleri, Agnes Obel‘vari klasik dokunuşları, Charles Mingus‘vari caz deneylerini serpiştiriyorlar. Bu cesurca girişimlerin içinden ise “Wolseley”, “Luminary Jail”, “Moto Gem” ve elbette “When You Speak to Mingus” gibi büyüleyici işler çıkıyor.
Yer yer birbirine benzeyen 16 şarkının sonunda ise bu yolculuğun daha başında olduklarından biraz ağır aksak ilerlediklerini, yahut kendilerini koruma altına alarak bir nebze arka plana çektiklerini düşünüyoruz. Riske ve temellendirmeye meyilli oldukları yeni müzik felsefesine ilişkin hevesler dört bir yanda mevcut olsa da bu zihin egzersizlerinin derinleştirildiğini söylemek biraz daha zor. Bunun için Febueder’ı suçlamak ise beyhude kalacaktır, zira henüz ilk adımlarını attıkları apaçık ortada. Girizgahı harikulade gelişme bölümleri takip edebilir pekala.
Tomalin Has Etched In içinde inanılmaz güzel şarkılar barındırsa da yüksek ihtimalle senenin en iyi işlerinden biri değil, zira içeriğin deneyselliği ile sürükleyiciliği kimi vakitler tekrara düşen veya o kadar enteresan olmayan geçiş kısımlarıyla baltalanıyor. Lakin içeride Febueder’ın gelecek işlerini merakla takip etmemize yetecek kadar umut ve potansiyel var. Bu da grubu el üstünde tutmamız için yeterli bahane sunuyor.