Beyoğlu; insan cümbüşünün göz doldurduğu, renklerin ve kokuların zenginliğini ilan ettiği, ses denen titreşimlerin tüm çeşitlerini ortaya çıkardığı yer. Burası öyle bir yerdir ki, kimi zaman tüm kalabalığına rağmen insanı yalnız hissettirir, kimi zaman da dolup taşan bir mutluluğa boğar. Her şeye rağmen dokusu insanı içine alıp götürür ve Beyoğlu, kendisini vazgeçilmez kılmayı başarır.
Enzo Ikah, bu renklerin bir parçası. Sokaklarda sık sık karşılaştığımız siyahilerden belki de; ama hikayesinin derinlerine gittiğimizde onun diğerlerinden olan farkını kolayca anlayabiliriz.
Aslen Kongo’lu bir müzisyen olan Enzo Ikah, 11 yaşındayken kilise korosuna girmiş ve akordeon çalmaya başlamış. Ardından gitar çalmayı öğrenmiş olması onu kendi bestelerini yapmaya yöneltmiş. Liseyi okuduktan sonra Afrika’da ünlü olan “Antonie” isimli bir grubun orkestrasına katılmış. Grupla birlikte Afrika’nın birçok bölgesinde ve ABD’de konser vermişler; fakat Enzo Ikah bir yıl sonra gruptan ayrılmış.
Enzo Ikah’ın yaşamı,sanatını insanlara ulaşmada ve farkındalık yaratmada bir araç olarak görmesini sağlamış. Zaten her şeyin başlangıcını da sanatına olan bu bakış açısı başlatmış. Ülkesindeki sömürülere vurgu yapmak amacıyla canlı yayında söylediği bir şarkı onun tutuklanmasına, hapse mahkum edilmesine ve kaçmayı başararak Türkiye’ye gelmesine neden olmuş. Para kazanmak için hamallık yapmaya karar veren Enzo’nun ülkemizdeki müzik macerası da onun bir müzik dükkanına denk gelmesiyle başlamış. Dükkan sahibinin ona hediye ettiği gitar ile Beyoğlu sokaklarına karışmış, müziğini sokaklarla bütünleştirmiş, en güzel renklerden biri olmuş.
Beyoğlu tüm zenginliğini Enzo’ya da sunmuş; Enzo, sokaklarda gitar çalarken birçok müzisyenle tanışma fırsatı bulmuş. Bu sayede 2006 yılında Django, Reggae, Ska, Dub, Bratsch, Afro-Beat ile Anadolu müziğini harmanlayan ve protest bir müzik grubu olan Bandista ortaya çıkmış. Grup, albümlerini internet ortamında yayınlayarak kısa sürede isimlerinin duyulmasının sağlamş; fakat müziklerini kollektif bir çabanın ürünü olarak gören Bandista’nın 2008’de Rock-A festivalinde sahne alması onların tanınmasında daha büyük bir rol oynamış.
Enzo Ikah’ın müzik hayatı Bandista ile sınırlı kalmamış; hayallari gerçekleştirmenin bir kararlılık meselesl olduğunu savunan Enzo, yaşanılanlara dair görüşlerini başkalarının sözleriyle değil kendi fikirleriyle dile getirmeyi tercih etmiş. Şarkılarını Fransızca, İngilizce ve Lingala dillerinde söylüyor olmasına karşın burada aldığı tepkiler, ona müziğin ortak bir dilinin olduğunu kanıtlamış. Fikirlerini kendi bakış açısıyla dile getirmek için Türkiye’nin 31 şehrini gezmiş ve almış olduğu yorumların ona umut verdiğini belirtmiş.
“Savaşa ve nefrete karşı lık sevgi ve barış” teması üzerinden yola çıkan Enzo, bu yola üç albümle iz bırakmış. Bunlar; Red,Black and White, Rainbow ve Welcome to İstanbul. Son olarak bu yılın Temmuz ayında yayımlanan single’nın ismi ise “Evolution, Revolution, Solution”. Enzo Ikah’ın son video klibi ise Melis Sıla’nin eşlik ettiği ve güçlü bir mesaj içeren “Empty Words” şarkısına çekilmiştir.
Enzo Ikah’ı müzik dışında başka bir sanat alanında görmek de 2012 yapımı “Kırık Midyeler” filmiyle mümkün. Filmde yer alan Enzo Ikah; Türk, Boşnak ve Afrikalı yolcuların sınırları aşan hikayesinde Afrikalı Babatunde karakteriyle kendi hayatıyla özdeşleşen bir görüntü çizmektedir.
Enzo Ikah şarkıları “Evrensellik” kavramının notalara dökülmüş hali. Şarkılarıyla karanlığa bir taş attığnı ifade eden birinin, güzel olan tüm duygularının fikirlerine,sesine, müzik aletlerine ve en önemlisi ruhuna işlediğini düşünün, bu sentezin şarkılarını dinlemek istemez miydiniz?
Yankı Yıldırım